"Hosgeldiiz." dedim yana çekilirken.
İçeriye geldiler onlar da. Teker teker evdekilerle selamlaşıyorlardı."
Miran da bana geldi elindeki çiçekleri uzattı. Murat' da çikolataları Gül'e vermişti. Tebessüm ederek aldım. Kollarımı hafifçe çiçeğe sardım.
"Hosgeldin."
"Çok hoş buldum. Çok güzel olmuşsun."
"Teşekkür ederim." dedim gülümsemem büyürken. "Sende... çok yakışıklı olmuşsun. Çok hoş gözüküyo- ..."
Sertçe boğazını temizledi Kenan baba. Hemen ikimiz de poker face olup önümüze döndük. Hep birlikte salona geçtiler. Bende elimdeki çiçeklere bakarak peşlerinden gittim. Herkes koltuklara yerleşince Kenan baba Baran babaya döndü. Miran dedesi ve babası arasında oturuyordu. İkimiz için ayrı sandalyeler vardı ama şimdilik oraya geçmişti sanırım heyecanla. Furkan dikkatimi çekti sonra. Oda gelmişti. Bu kez Miran' ın gölgesi gibi ayakta durmuyordu. Oturmuş tebessüm ederek etrafa bakıyordu. Bana bakınca gülümsedik birbirimize.
"Bu güzel ziyareti neye borçluyuz? " dedi Kenan baba gayet de ciddi duruyordu.
"Hayırlı bir mesele için çalmıştık kapınızı."
Miran ellerini birleştirmiş sessiz sessiz izliyordu.
"Öyle demeek. E böyle meseleler kahvesiz konuşulmaz malum ciddi işler. Kızım sen misafirlerimize birer kahve yap."
"Hemen...baba." dedim gülümseyerek. Kalktım sandalyeden.
"Nasıl olsun kahveleriniz?"
"Tuzsuz." dedi Miran sessizce.
Gülmemeye çalışarak hepsininkini dinledim. Sonra mutfağa gittim. Gül ve Göksu da gelmişti. Hızlı hızlı kahve yapmaya başladım. Onlar da yardım ediyorlardı. Ben Miran' ın kahvesini yapıyordum.
"Kızlar şimdi mi koycam tuzu?"
"Aşkım evet at şimdi." dedi Gül. Tuzluğu uzattı.
"Ay atma- ..."
İkisi de dik dik bana bakınca kahveye döndüm. Birazcık attım.
"Elini çok korkak alıştırmışsın kızım sen." dedi Göksu.
Biraz daha atıp bıraktım zaten yeterince atmıştım. Heyecanlı heyecanlı hazırladık kahveleri.
"Şimdi önce kime ne veriyorum?"
"Büyüklerden başla en son Miran."
"Tamam." dedim tepsiyi alarak.
Önce kızlar döndü içeriye sonra da ben gittim peşlerinden. Çok heyecanlıydım çok dikkatli yürüyordum. Murat omzundan itip hazırlanan sandalyelere gönderdi Miran'ı. Herkese kahvelerini verip Miran'a geldim. Başını kaldırıp bana baktı. Kehribar gözleri sanki gülümsüyordu. Bana bakarak aldı kahveyi.
"Teşekkür ederim."
"Afiyet olsun." dedim gülümseyerek.
Hala birbirimize bakıyorduk.
"Baban öksürmeden otur bence." dedi fısıldayarak.
Hemen geçip oturdum. Tepsiyi dizlerime koydum.
"Beğendiniz mi kızımızın kahvelerini?" dedi Kenan baba.
"Çok güzel yapmış ellerine sağlık." dedi Ozan Miran' ı kurtarmak için ama gözler çoktan ona dönmüştü.
"Bende bakıyım." dedi Miran. Kahveden içti biraz.
Yavaşça bana çevirdi başını. Yutkunamıyordu. Ne kadar tuz attım o an gözlerim görmedi tabi. Tebessüm etti. Dudaklarımı birbirine bastırdım bende gülmemek için. Zar zor yutkundu.