Jimin, çok mutluydu, nihayet çok sevdiği biricik hyunguna kavuşmuştu. Yoongi, sürpriz bir şekilde karşısına çıktıktan sonra, beraber Jimin'in evine gitmişler ve ailesinin ısrarı ile akşam yemeklerini birlikte yemişler ve yemekten sonra, Jimin'in odasına geçmişlerdi.
Jimin: "Hyung!"
Yoongi: "Efendim meleğim,"
Jimin: " Şey ben sana, uhm yani sana..."
Yoongi: "Bana ne söylemek istiyorsun, söyle artık civcivim."
Jimin: "Ben sana sa- sarılabilir miyim hyung? Burada; seni görmek için can attığım, seni düşünerek uykuya daldığım, sana ulaşamayınca gözyaşları döktüğüm, sana kavuşacağım anın hayalini kurduğum bu oda da benim yanımda olduğuna hala inanamıyorum da."
Yoongi: "Nasıl yani sen benim yüzümden ağladın mı meleğim? Bana söz vermiştin, ağlamak yok demiştik."
Jimin: "Özür dilerim hyung, biliyorum sana söz vermiştim ama sözümü tutamadım. Çünkü, hem seni çok ama çok özlüyordum hemde sana ulaşamadığımda, sana birşey olduysa diye çok korkuyordum."
Yoongi: "Tatlı meleğim benim, bende seni çok özledim ve sana biran önce kavuşmak için çabaladım. İyileşmem için doktorların verdikleri ilaçların ya da uyguladıkları tedavilerin, kemoterapinin elbette katkısı oldu ama beni iyileştiren asıl neden, sana kavusabilme ümidimdi. Bende her gece senin güzel gülüşünü hayal ederek uykuya dalıyor, kemoterapi verilirken çektiğim ağrılara, acılara güzel yüzünü tekrar görebilme umuduyla dayanıyordum meleğim. Jiminie, beni sakın bırakma olur mu bizden sakın vazgeçme. Hastalığa dayandım ama senden ayrı kalmaya dayanamam."
Jimin: "O nasıl söz hyung. Senden nasıl vazgeçerim. Sen benim canımsın. İnsan, canından vazgeçerse geriye ne kalır ki." dedikten sonra gözyaşlarını elinin tersiyle sildi. Daha sonra da hyungunun yanına yaklaştı ve usulca "canımdan bile vazgeçerim ama senden sana olan sevgimden vazgeçmem hyung. Sen olmayınca onunda bir önemi yok. Sende sakın bize inanmaktan vazgeçme. Biz beraber büyüyeceğiz ve büyürken elbette ki çevremizde başka insanlar olacak ama inan bana hiç kimseyi senden fazla sevmeyeceğim. Kalbim senle öyle dolu ki, orda senden başka kimseye yer yok hyung."
Yoongi: "Benim kalbimde seninle dolu güzelim, başka birisi için bir santim bile yer kalmadı. Sana olan sevgim benimle birlikte büyüyor. O yüzden, kimse kusura bakmasın, bu kalbe adı Park Jimin olmayan kimse giremez."
Artık Yoongi için gitme vaktiydi. Yoongi'nin babası onu almaya gelmişti, çünkü, biricik oğullarının hastalığı gözlerini öyle korkutmuştu ki, ona birşey olacak endişesiyle yaşıyorlar ve ailesinden minik kardeşi Jeonkook dahil kimse, onu gözlerinin önünden ayırmak istemiyordu. Jimin, Yoongi'nin onlarda kalması için çok ısrar etti ancak Yoongi'nin babası oğlunu evlerine götürmeye kararlıydı. Ve maalesef sonunda Bay Min' in dediği oldu. Yine de çok mutluydu Jimin. Aylardır hasretini çektiği biricik hyungu yanındaydı, üstelik de sağlığına kavuşmuştu. Daha beraber geçireceğimiz uzun upuzun zamanlarımız olacak diye düşündü ve mutlu bir şekilde uykuya daldı.
Sabah uyanır uyanmaz, Yoongi'yi aradı Jimin.
Jimin: "Günaydın hyungnim."
Yoongi: "Günaydın meleğim."
Jimin: "İyi uyuyabildin mi hyung. Ben, uzun zaman sonra çok güzel bir uyku çektim."
Yoongi: "Bende meleğim, bende çok güzel uyudum. Seni görmenin verdiği mutluluğun etkisi sanırım birtanem. Ama, şimdiden seni çok özledim."
Jimin: "Bende seni çok özledim ama haftasonuna daha 2 gün var. 2 gün okulu assam ne olur ki hyung. Ben bugünden gelsem yanına güzel olmaz mı?"
Yoongi: "Olmaz güzelim, ne benim için ne de başkası için derslerini ihmal etmemelisin. Hem daha çok fazla vaktimiz olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letters that cannot be sent/Yoonmin
RomanceJimin, Busanlıydı ve ailesi ile birlikte Busan'da yaşıyordu. Jimin'in sınıf öğretmeni, sosyal medyanın ilişkileri yozlaştırdığından şikayetçiydi. Bir gün öğrencilerine, kendisinin küçükken bir mektup arkadaşı olduğundan ve kendisiyle hala görüştüğün...