Jimin; "Alo, alo Yoongi Hyung neden cevap vermiyorsun?"
Yoongi; "Jimin, dün gece seni çok mu üzdüm? Sarhoş olup, saçmaladım dimi?"
Jimin; "Üzülmedim Hyung, sadece senin için endişelendim. Alkol, sağlığın için iyi değil biliyorsun."
Yoongi; "Biliyorum güzeller güzelim ama ben zaten meyve kokteyli içiyordum, alkolsüz kokteylden nasıl sarhoş olur insan ya! Ben buna anlam veremezken, aptal barmenin benim kokteylime alkol eklediğini Jamesten öğrendim. Ben sarhoş olunca aramızda en ayık kişi olan James, adamın yakasına yapışmış, o da itiraf etmiş."
Jimin; "Neyi itiraf etmiş Hyung?"
Yoongi; "Adam beni çok beğendiği için alkollü olursam bana yanaşabiliceğini.."
Jimin; "Hyung, yeter gerisini duymak istemiyorum. Ya napicaz biz böyle. Sen, orada ben burada ayrı ayrı. Ayrıca, etrafında o barmen gibi aç kurtlar ve Win gibi peşinde dolanan çakallar varken?"
Yoongi; "Win, konusunu konuştuk Jimin. O, benim arkadaşım. Benden hoşlanıyor diye ondan uzaklaşırsam diğerleri de benden uzaklaşır. Ben, onlarla arkadaş olmaktan mutlu oluyorum. Birgün şahsen tanıştığında hepsini çok seveceksin. James, çok iyi kalpli, zorlu bir hayatı olmasına rağmen kendini çok güzel yetiştirmiş. Nunew, ailesi tarafından el bebek gül bebek büyütülmüş, işletme okuyup şirketin başına geçmek varken, kendi ayakları üzerinde durup mühendislik okumaya çalışıyor, hemde ailesinden gizli olarak. Win, desen; o da zengin bir ailenin çocuğu ve babası abisini hiçe sayıp, okulun yanısıra şirket işleri ilede ilgilenmesi için zorluyor ama o, öyle güçlü bir karaktere sahip ki hepsinin üstesinden geliyor."
Jimin; "Bitti mi?"
Yoongi; "Ne bitti mi Jimin?"
Jimin; "Sevgilime aşık olan biricik arkadaşın Win'i güzellemen."
Yoongi; "Ne alakası var Jimin. Ben sadece Winden mi konuştum."
Jimin; "Okula gitmek için hazırlanmam lazım hyung, görüşürüz" diyerek kapattı telefonu Jimin. Yoongi tekrar tekrar aramasına rağmende açmadı telefonu.
Jimin, okula gidip, dersleri bile dinleyemeden eve döndü. Bütün gün aklı Yoongi'deydi. Yoongi, gün boyunca defalarca aramış, Jimin, hiç bir aramasını cevaplamamıştı. Fazla mı abarttım diye düşündü sonra haklı olduğuna karar verdi. Yoongi'yi biraz daha bekletebilirdi.
Ödevlerini yapıp, test çözdükten sonra ailesi ile akşam yemeğini yiyip onlarla biraz vakit geçirip, televizyon falan izledikten sonra saat 23.00 gibi uyumak için odasına gitti. Yoongi'yi aramadan önce pijamalarıni giyip dişlerini fırçalamak için banyoya girdi. Tam banyoda işlerini halletmiştiki telefonu yine çaldı. Bu sefer arayan Bayan Min idi. Hemen açtı telefonu Jimin.
"Jimin, oğlum bu saatte seni rahatsız ediyorum ama Yoongi, seninle konuştuktan sonra odasına kapandı. Yemek için bile odasından çıkmadı. Kardeşi, kontrol için odasına gitti. Ağlayarak uyuyakalmış. Şimdide ateşi çıktı. Ateşler içinde yanıyor yavrum. Senden ayrı kalmaya dayanamıyor Jimin. Kore'ye dönelim diyoruz, benim için düzeninizi bozmayın diyor. Onu tek başına oraya da biz gönderemiyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyorum. Yeniden hasta olacak diye çok korkuyorum. Üzülmemesi, stres altında olmaması gerekiyor biliyorsun. Onun en büyük üzüntüsü de mutluluğuda sensin Jimin. Nolur ona sırtını dönme, onu habersiz bırakma, bünyesi çok zayıf benim yavrumun."
"Efendim ben.."
"Yanlış anlama sakın, seni suçlamıyorum oğlum. Sende ona karşı aynı şeyleri hissediyorsun ve sende çok hassas bir çocuksun. Ben, bencil bir insan değilim. Sadece onu düşünmüyorum, senin de sağlığın, mutluluğun benim için çok önemli. Ona ulaşamayınca yada aranız kötü olunca seninde onun gibi ağzına lokma koymadığını biliyorum. Sizin sevginiz çok başka boyutlarda. Ben, sizi daima destekliyorum. Ona kızgın olabilirsin ama birtek sen çıkarabilirsin onu odadan, birtek sen ikna edebilirsin yemeğini yemesine ilaçlarını almasına. Sana bir anne olarak yalvarıyorum yavrum, ne olur, Yoongi'mle bir kerecik konuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letters that cannot be sent/Yoonmin
RomansJimin, Busanlıydı ve ailesi ile birlikte Busan'da yaşıyordu. Jimin'in sınıf öğretmeni, sosyal medyanın ilişkileri yozlaştırdığından şikayetçiydi. Bir gün öğrencilerine, kendisinin küçükken bir mektup arkadaşı olduğundan ve kendisiyle hala görüştüğün...