Jimin heyecanla telefonu eline aldı. Ama maalesef beklediği kişiden mesaj gelmemişti. Telefonu yatağın üzerine fırlattı. "Ben uyuyacağım hyung." diyerek , hyungunu odasından gönderdi.
Hyungu odasından çıksa da telefonundan bildirim sesleri yükselmeye devam etti. Jimin, umursamadı ve yorganı kafasına çekip derin bir uykuya daldı.Yaklaşık 3 saat uyuduktan sonra, susadığını hissederek uyandı ve sürahiden bir bardak su doldurarak içmeye başladı. Tam bardağı çalışma masasının üzerine bırakıp yatacaktı ki, telefon tekrar çalmaya başladı. Jimin, isteksiz bir şekilde eline aldı telefonu. Arayan yabancı bir numaraydı. "Alo" dedi bıkkın bir şekilde. Karşıda bir sessizlik oldu ve tam kapatacakken "Jimin" diye seslendi öksürükten adeta boğulacak hale gelen çok özlediği ses. Jimin, ne diyeceğini ne yapacağını bilemedi. "Hyung" diyebildi sadece. Hıçkırıkları böldü konuşmasını.
Daha sonra kendine geldi ve tekrar konuşmaya başladı.Jimin: "Hyung, nerelerdeydin, meraktan öldüm, bir saniyem seni düşünmeden geçmedi. Canım çok yandı hyung. Senden haber alamamak beni öldürüyor."
Yoongi: "Özür dilerim meleğim, affet beni. O hastaneden ayrılmak zorunda kaldık, tedaviye başka hastanede devam edeceğiz. Ayrıca ben birkaç gün yoğun bakımda kaldım. Daha bu sabah uyanabildim, derin uykumdan. O yüzden aramalarına dönemedim. Yoksa seni hiç habersiz bırakır mıyım? Benim de seni düşünmedigim bir saniyem yok meleğim."
Jimin: "Hyung, ne diyorsun sen ne yoğun bakımı, ne uykusu anlamıyorum."
Yoongi: " Jimin, benim hastalığım ilerledi, nefes alamadığım için makinelere bağlayıp uyutmuşlar beni. Çünkü, uyanıkken ağrılara dayanamıyorum. O kadar canım yanıyor ki. Bazen pes etmek istiyorum. Sonra, sen geliyorsun aklıma, annem, minik kardeşim geliyor. Bana birşey olursa siz ne olacaksınız diyorum. Sana daha doğru düzgün sarilamadim, güzel kokunu yeterince soluyamadım. Hem gidersem, sana verdiğim sözleri de tutmamış olacaktım. O yüzden direndim meleğim, sen benim yaşama sebebim oldun." daha fazla dayanamadı Yoongi.
Jimin: "Hyung, sende benim yaşama sebebimsin. Biliyor musun, senden haber alamadığım için hastalandım. 2 gün hastanede kaldım. Sen yokken herşey anlamını yitiriyor; yemek yemek istemiyorum mesala, su içmek, okula gitmek, arkadaşlarımla vakit geçirmek istemiyorum. Ben sadece seni istiyorum hyung, en azından iyi olduğunu bilmek istiyorum. Hyung, ben seni çok çooook çok fazla seviyorum. N'olur bizim için güçlü ol ve direnmeye devam et ve beni habersiz bırakma hyung. Sen yokken nefes almak bile istemiyorum hyung."
Yoongi: "Özür dilerim meleğim, seni bu kadar endişelendirip hastalanmana sebep olduğum için özür dilerim. Ben kendimde değildim, yoksa seni habersiz bırakır mıydım?"
Jimin: "Tamam hyung, artık bunları konuşmayalım. İkimizde iyiyiz şu anda ve günler sonra sesini duyabildim. Kısıtlı zamanımızı bunun için harcamayalım. Kendini şu anda nasıl hissediyorsun?"
Yoongi: "İyiyim meleğim, daha iyiyim. Ben de senin sesini duyabildim ya nasıl kötü olurum. Kanatsız meleğim, iyi ki tanımışım seni. İyi ki mektuplarıma cevap verip, bana hayata tutunmak için bir sebep verdin."
Jimin: "Hyung, artık sana ulaşabileceğim dimi?"
Yoongi: "Evet bir tanem. Hangi hastanede olduğumu, hastanenin numarasını, evimizin adresini bile paylaşıcam seninle. Sana kavuşmak için daha çok çabalayacağım, söz veriyorum."
Jimin: "Biliyorum hyung. Bana olan sevgine, sana olan sevgime güveniyorum. Beni üzmemek için elinden gelenin fazlasını yapacağını biliyorum. Bize inanıyorum. Sende bana inan, bende burada senin için yaşayacağım. Kavuşacağımız günü sabırla bekleyeceğim ve biliyorum sen beni fazla bekletmeyeceksin. Söylemekten asla bıkmayacağım hyung, seni çok seviyorum ve çok özledim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letters that cannot be sent/Yoonmin
RomanceJimin, Busanlıydı ve ailesi ile birlikte Busan'da yaşıyordu. Jimin'in sınıf öğretmeni, sosyal medyanın ilişkileri yozlaştırdığından şikayetçiydi. Bir gün öğrencilerine, kendisinin küçükken bir mektup arkadaşı olduğundan ve kendisiyle hala görüştüğün...