2.7

124 12 82
                                    

Silah patlamadığında kaşlarımı çatarak bir kere daha tetiğe bastım.
"Burda tüm silahların içine sadece 1 mermi koyulur. Şansına küs"
Diyerek gülümsedi.

Tetiğe durmadan basarken silahı elimden alıp kenara attıktan sonra bana dönüp yanağıma hokkalı bir tokat indirdi. Yere düştüğümde elimi yanağıma koydum.

Kolumu tutup beni kaldırdığında acıyla inledim.
"Madem benim olmayı kabul etmiyorsun daha fazla uzatmanın anlamı yok"
Diyip elindeki silahı kafama dayadı.

"İçinde mermi olmadığını biliyorum"
Dedim, havaya sıktığında korkuyla kulaklarımı kapattım.
"Benim ki istisna"
Diyerek silahı tekrar bana doğrulttu.

"Sevgi zorbalık değildir"
Dedim
"Ben sana zorbalık yapmıyorum ki güzelim, sana benim ol dedim. Başta herşey normaldi ama işin sonunda o şerefsiz çıktı ve aklını karıştırdı. Eğer o olmasaydı çoktan kendi isteğinle benim olmuştun"
Dedi

"Ben bir mal değilim!"
Dedim
"Şimdi son kez soruyor benim olacak mısın ?"
Dedi
"Sen benden kötünün iyisini seçmemi istiyorsun!"
Dedim

"Kötünün iyisi ya da iyinin kötüsü fark etmez. Önemli olan sonuç, ölmek mi istersin yoksa benim olmak mı ?"
Dedi
"Her türlü işin sonunda ölüyorum zaten"
Dedim

"Orası beni ilgilendirmez, bir karar ver"
Dedi, gözlerimi kapattım.
"Ölmeyi se-"
"Henüz değil sevgilim"
Arkadan gelen sesle kalbim tekledi.

"Seokjin geldin"
Dedim dolu gözlerimle, Jin gülümsedi.
"Geldim güzelim"
Dedi, gözlerimden yaşlar ardı arkası kesilmez bir şekilde akarken Hae in bir anda bana sarılıp silahı anlıma dayadı.

Korkuyla ellerimi boynuma sardığı kolunun üstüne koydum.
"Hae in saçma sapan iş yapma 50 adama karşı teksin öyle de böylede mağlupsun Jisoo'yu bana ver senden şikayetçi olmayalım"
Dedi

"Olmaz! O ilk bana güldü, ilk beni sevdi, o benim herşeyim!"
Dedi
"Sen sadece onu takıntı haline getirmişsin Jisoo'yu sevdiğin falan yok! Seven insan böyle olmaz Hae in, korkar...saçının tek bir teline zarar gelmesinden korkar canı yandığında kafayı yer. Sen onun canını yakıyorsun, inan bana bu sevgi değil"
Dedi

"Jisoo'yu en çok ben sevdim. O benim olmalı, sen onun kafasını karıştırdın!"
Dedi, korkuyla Seokjin'e bakarken bana gülümsedi.
"Sakin ol sevgilim"
Dedi

"O BENİM SEVGİLİM!"
Hae in'in bağırmasıyla gözlerimi kapattım ve iki gözümden aynı anda bir damla yaş aktı.
"Yapma Hae in! Onu korkutuyorsun"
Dedi Jin

"Bizi yanlız bırakın"
Dedi
"Hae i-"
"Adamlarını etkisiz hale getir aksi taktirde Jisoo'yu vururum"
Dedi
"Bay Kim sakın ona kanmayın"
Dedi arkada silah tutanlardan biri

"Jung min çıkın"
Dedi
"Bay Kim asla olmaz!"
"Jung min sana çık dedim!"
Jin sinirle arkadaki adama döndüğünde adam kafasını eğerek silahını indirdi.

Jung min'in arkasından herkes silahını indirdi.
"Deponun etrafında olacağız"
Dedi Jung min
"Hayır tüm birlikleri toplayıp geri çekilin"
Dedi

"Bu biraz-"
"Jung min dediğimi sorgulama sadece yap"
Dedi
"Biz çıkar çıkmaz önce sizi ardından Bayan Kim'i vurmayacağı ne malum Bay Kim!"
Dedi

"Jisoo'nun tek bir kılına zarar geldiği an size sıkma izni veriyorum"
Dedi
"Peki siz ?"
Dedi Jung min
"Siz sadece Jisoo'ya odaklanın"
Diyerek Hae in'e döndü.

"Emredersiniz Bay Kim"
Dedi, herkes dışarı çıktığında gözüm Hae in'in arkasında yerde yatan Min woo'ya kaydı. Kenardaki silaha uzanmaya çalışıyordu.

Hae in uzun süre o tarafa baktığımdan dolayı kafasını oraya çevirmişti ki ayağına bastım. Acıyla bana döndüğünde Min woo silahı aldığı gibi 2 el ateş etti.

Hae in acıyla inlediğinde Jin bağırdı.
"JİSOO KOŞ!"
Seokjin'e doğru koşarken kalbim deli gibi atmaya başladı. Gelen silah sesi duraksamamı sağladı.

•OBSESSİON• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin