Çalan kapıyla gözlerimi araladım. Kaşlarımı çatarak masadaki telefonumdan saate baktım.
"Saatin 3'ünde benim evime kim gelebilir ki ?"
Dedim, gözlerimi ovalayarak ayağa kalktım.Kapıyı açmadan önce gelen sesle duraksadım.
"Jisoo..."
Jin'in sesi miydi bu ?
"...Jisoo, sana ihtiyacım var"
Dedi, kaşlarım çatılırken bir adım geri çekildim.Moonbyul Seokjin'i eve götürüp yatırdığına dair mesaj atmıştı.
"Jisoo kapıyı aç lütfen, sana yalvarıyorum. Hissediyorum ordasın"
DediDerin bir nefes alarak kapıyı araladım.
"Güzeli-"
Üstüme gelecekken geri çekildim.
"Jisoo, benden korkuyor musun ?"
Dedi"Emin değili-"
Hızla bileğimi kavradı.
"Kolun benim yüzümden mi oldu ?"
Dedi korku dolu gözlerle
"Önemli birşey yok ufak bir sıyrık"
Dedim kolumu çekerken"Ben kontrolümü kaybettim bir anda, konu sen olunca gözüm dönüyor. Sana yemin ederim orda ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok. Bir anda delirdim"
Dedi
"Jin sen hastasın"
Dedim"Değilim, yemin ederim değilim"
Dedi ellerimi tutarken
"O vurduğun adamın son halini gördün mü ?"
Dedim
"Jisoo bak sana ne desem boş biliyorum-"
"O halde hiçbirşey deme"
Dedim"Yapma bana bunu, daha yeni yeni mutlu olmaya başlamışken beni tekrar itme"
Dedi
"Ben itmedim Seokjin, sen geri kalmayı tercih ettin"
Dedim"Bir daha asla olmayacak yemin ederim"
Dedi, dokunsam ağlayacak gibiydi. İçkili gibi de durmuyordu, konu ben olunca neden bu kadar hassas ?"Jisoo kokunu özledim"
Dedi çaresizce, boğazımdaki yumru yutkunmamı engellerken kollarımı beline sardım.
"Çok korktum Jin"
Dedim"Özür dilerim..."
Dedi saçlarımı severken
"...özür dilerim Jisoo, çok özür dilerim aptalım ben!"
Dedi, tişörtünü sımsıkı tutarken o da belimi sımsıkı sardı.•••••
Gözlerimi açtığımdan Seokjin'in gülen yüzüyle karşılaştım.
"Günaydın"
Dedi, gülümsedim.
"Günaydın"
Diyerek kollarımı beline sardım."Kalk hadi saat 11 oldu."
Şaşkınca ayağa kalktım.
"O kadar yattım mı ya ?"
Dedim
"Evet yattın"
Dedi"Alarmlarım ?"
Dedim şaşkınca
"Hepsini yok ettim"
Dedi
"Jin neden haber vermiyorsun ? İşe geç kaldım!"
Diyerek ayaklandım.Üstüme giyinecek birşeyler ararken Seokjin gülerek beni izliyordu. Durup ona döndüm.
"Hazırlansana!"
Dedim
"Kızım patron benim zaten ve bugün ikimize izin veriyorum"
Dedi"Olmaz öyle, kalk hadi"
Dedim, elimden beni kollarının arasına çekip sımsıkı sardı.
"Bugün ikimiz piknik yapmaya gideceğiz"
Dedi
"Ne pikniği ? Nerden çıktı bu fikir ?"
Dedim"Sabah aklıma geldi, seni izlerken"
Dedi
"Olmaz Ji-"
"Olur olur!"
Diyerek kalktı.
"Ama şirket-"
"Ben şirketimi bu kadar düşünmüyorum Jisoo, hem bi gün gitmesek şirket batmaz herhalde"
Dedi"Ya batarsa ?"
Dedim
"Batmaaaz! Hazırlan hadi"
Dedi
"Tamam ama bi şartım var"
Dedim
"Söyle güzelim"
Dedi"Arka bahçede yapalım. Hem çiçrklerlede ilgileniriz ne zamandır onlarla ilgilenmeye vaktim olmadı"
Dedim
"İyi fikir, yeni çiçekler alıp ekeriz. Tabii istersen"
Dedi"Elbette isterim! Bak heyecanlandım, bekle beni hemen geliyorum"
Diyerek dolabımı açıp içinden yazlık bir elbise seçtikten sonra banyoya koştum.Elbiseyi kenara asıp dişlerimi fırçaladıktan sonra giyinmeye koyuldum.
Saçlarımı dağınık bir topuz yaptıktan sonra banyodan çıktım. Aşağıdan güzel kokular geliyordu.
Gülümseyerek ve bir yandan da minik bir şarkı mırıldanarak aşağıya indim. Mutfaktaki Jin'in yanına giderek şaşkınca yaptığı şeylere baktım.
"Bu küçük kanepeleri sen mi yaptın ?"
Dedim şaşkınca
"Evet"
"Tadına bakabilir miyim ?"
Dedim heyecanlaAldığı minik kanepeyi uzattığında yarısını ısırdım. Diğer yarısını da Seokjin yerken gözlerim büyüdü.
"Bu harika!"
Dedim, Seokjin tabağı alıp bahçeye doğru giderken peşinden yürümeye başladım.Bahçede gördüğüm ortamla gülümsemeden edemedim.
"Bunları ne ara yaptın ?!"
Diyerek masa örtüsünün üstüne uzandım.
"Çokta zor olmadı. Kalk hadi birşeyler atıştırıp çiçekçiye gidelim"
Dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•OBSESSİON•
Fanfiction"İstediğin kadar kaç, günün sonunda yine benim kollarım arasında olacaksın" -Kim Seokjin