Seokjin'in odaya girmesiyle ayağa kalktım.
"Günaydın Bay Ki- Bay Kim elinize ne oldu ?!"
Dedim sarılı eline bakarken"Sadece ufak bir kaza"
Dedi
"Dün ben seni ittiğimde oldu dimi ?"
Dedim
"Hayır, kendim yaptım"
Dedi"Jin yalan söylüyorsun"
Diyerek sarılı elini tutup incelemeye başladım.
"Doktora gittin mi ? Ne ded-"
Seokjin'e baktığımda gülerek beni izlediğini gördüm.
"Sana diyorum!"
Diyip elimi önünde salladığımda kafasını iki yana salladı."Benim için endişelendin"
Dedi gülümsemesi genişlerken
"Endişeleneceğim tabii...ne de olsa patronumsun"
Dedim, gülümsemesi solarken elini çekti.Çocukça tavırlarına sessizce gülerken ayaklarını yere vurarak masasına gitti.
"Benden istediğiniz birşey var mı ?"
Dedim
"Yok! Hiçbirşey istemiyorum"
DediGülmemek adına dudağımı dişleyerek yanına gittiğimde bana bakmadı. Arkadan ona yaklaşıp omuzlarını ovmaya başladım.
"Eminim istediğin birşeyler vardır"
Dedim kulağına doğruBir anda beni kucağına çektiğinde şaşkınca olduğum yerde kaldım.
"Evet istediğim birşeyler var. Verebileceğinden emin misin ?"
Dedi fısıldayarak, şaşkın gözlerle tutkulu gözlerine bakarken yutkundum.Bunlar hep o webtoonların suçu! Belki istediği şey kalbim...hep bi fesatlık hep!
Gözleri dudaklarıma indiğinde kesik bir nefes çektim ciğerlerime
"N-ne ?"
Diyebildim, elini deli gibi çarpan kalbimin üstüne koydu."Bana onu verebilir misin ?.."
Dedi, seslice yutkunduğumda kalbimdeki elini yanağıma çıkartarak bana yaklaşmaya başladı.
"..Bana kendini adayabilir misin ?"
Dedi dudaklarımız arasında ufak bir mesafe kaldığındaKapı bir anda açılınca korkuyla ayaklandım.
"Yine mi ya ?! Bakın arkadaşlar ofis fantezisi seviyor olabilirsiniz bu çok normal ama şu kapıyı kilitleyin y-"
"Moonbyul"
Seokjin'in sesiyle Moonbyul ona baktı."Kuzen"
"Defol git moon"
"Beni kovuyor mus-"
"DEFOL!"
"Tamam be öküz, azmış bu, buna dikkat et Jisoo"
Dedi çıkmadan önceJin masadaki isimliği alıp atmak için kaldırdığında hızla elini tuttum
"Sakin ol"
Dedim şaşkınca isimliği alırken•••••
"Beni evime bırakmak zorunda değilsin"
Dedim
"Ama ben kendimi bırakmak zorunda hissediyorum"
Dedi, gülümsedim
"Teşekkür ederim"
Dedim"Yarın görüşür-"
"İçeri gelmek ister misin ?"
Dedim
"Gerek yok"
Dedi gülümseyerek
"Dünün telafisi"
Dedim"Beni çalılıklara fırlatmayacaksan olur"
Dedi, utançla yüzümü ellerim arasına aldım.
"Tamam tamam, sadece ufak bir şaka hadi gidelim"
Dedi, arabadan indiğimde o da arkamdan indi.Birlikte bahçe kapısından girdikten sonra taşlı yolu geçtik ve kapımın önünde durduk. Çantamda anahtarımı ararken Jin etrafı inceliyordu.
"Bahçen çok güzel, çiçeklerle sen mi ilgileniyorsun ?"
Dedi hemen kapının kenarında duran gülü koklarken"Zamanım oldukça ilgilenmeye çalışıyorum. Geçsene"
Diyerek kenara çekildim, Jin içeri girdiğinde arkasından girdim.
"Dünkü çocuk kimdi ?"
Dedi"Kardeşim"
Dedim
"Anladım"
Dedi
"Otursana, ne içersin ?"
Dedim
"Kahve varsa iyi olur"
Dedi"Hemen geliyor"
Diyip çantamı kenara bıraktım ve mutfağa girdim. Kahve suyunu koyduktan sonra Seokjin'in yanına döndüm."Bu sen misin ?"
Dedi elindeki çocukluk fotoğrafımı bana döndürürken
"Evet"
Dedim
"Başka çocukluk fotoğrafın var mı ?"
Dedi"Hayır bi bu var, küçükken ailem hep Namjoon'a odaklandığından beni çoğunlukla unuturdu. Akrabalarımda benim bir maymuna benzediğimi söyleyip benimle dalga geçerdi."
Dedim
"Seni kim nasıl maymuna benzetti tanrı aşkına ?!"
Dedi sinirle"Bilmem, insanlar işte"
Dedim
"Bu yüzden mi insanların senin hakkında konuşmasından bu kadar çok korkuyorsun ?"
Dedi
"Hay-"
"Jisoo, belli ki bu sende bir travma bırakmış"
Diyerek yanıma gelip elimi tuttu.Tek elini yanağıma koyduğunda dolu gözlerimi gözlerine çıkarttım.
"Ji-"
"Sen çok güzelsin Jisoo, tek dışında değil...içinde çok güzel. Bunu inkâr edenin içide dışıda çirkindir. İnan bana"
Dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•OBSESSİON•
Fanfiction"İstediğin kadar kaç, günün sonunda yine benim kollarım arasında olacaksın" -Kim Seokjin