0.1

570 36 101
                                    

Elimdeki silahı korkuyla titreyen parmaklarım arasında zar zor tutarken karşımdaki gülümsedi.
"Sıksana..."
Dedi

"Yaklaşma!"
Dedim
"Sıksana Jisoo"
Dedi sırıtarak
"Sana yaklaşma dedim!"
Diyerek havaya sıktım.

Sırıtarak bana bir adım daha attı.
"Beni bunlarla korkutamazsın..."
Diyip yanıma gelerek ona doğrulttuğum silahın ucunu tutup namluyu kalbine dayadı.
"...öyle havaya sıkmakla olmaz. Sıkacaksan buraya sıkacaksın!"
Dedi

"Gerçekten seni öldürürüm!"
Dedim
"Öldür, öldür güzelim...senin elinden ölmek benim için sadece ödül olur"
Dedi sırıtarak
"Sen delisin"
Dedim korkuyla

"Hayır güzelim ben deli değilim. Aşığım"
Dedi, ağlayarak kafamı iki yana salladım.
"Delisin sen!"
Dedim sinirle

"5 saniyen var, 5 saniye içinde beni vurmazsan eğer bir daha asla benden kurtulamazsın"
Dedi, göz göze geldiğimizde tüylerim ürperdi.

"Seni vuramayacağımı zannediyorsan yanılıyorsun"
Dedim
"Sana vurulmuşum zaten bi defa da sen vursan emin ol ölmem güzelim"
Dedi kulağıma doğru, korkuyla titrerken bir anda tetiği çektim.



5 Ay Önce:

"Jisoo unni hadisene geç kalıyoruz!"
Rose'nin bağırmasıyla saçımı dağınık bir topuz yaparak aşağıya indim.
"Hadi unni hadi!"
Dedi Jennie

Arabaya bindiğimde yanımdaki Lisa bana döndü.
"Sen nereye unni ?"
Dedi
"Hae in'in yanına gidiyorum"
Dedim

"Biraz özenseydin, gerçekten çocuğun yanına pantolon tişört mü gideceksin ? Saçlarını açsaydın bari"
Dedi
"4 yıldır çıkıyoruz Lisa benim her halimi gördü bu hiçbirşey"
Dedim

"Ohoo siz iyice salmışsınız"
Dedi
"Neyse ya siz nereye ?"
Dedim
"Ben Lisa'yla Rose'yi kütüphaneye bırakıp şirkete geçeceğim"
Dedi Jennie

"Bizde anladığın üzere kütüphaneye gidiyoruz"
Dedi Rose, onları onaylayarak camdan dışarıya döndüm.
"Umarım o yakışıklı çocuk ordadır"
Dedi Lisa

"Yakışıklı çocuk mu, o kim ?"
Dedim Lisa'ya dönerek, bana sus işareti yapan Rose'yle göz göze geldiğimde herşey için geç olduğunu fark ettim.

"Tamam çok ısrar ediyorsan anlatayım unni"
"Aslında çokta ısrar etmedim-"
"Geçen kütüphanedeydim geç saatlere kadar, etrafta kimse yoktu beni de biliyorsun tek kaldığımda sürekli şarkı söyler aptal aptal dans ederim meğersem bu çocuk beni izliyormuş..."
Lisa nefes almadan olayı anlatırken Jennie dikiz aynasından bana bakarak sessizce herşey için çok geç dedi.

•••••

Hae in'i gördüğümde gülümsedim.
"Sevgilim"
Diyerek yanına gittim. Açtığı kollarının arasına girdim.
"Geciktin"
Dedi saçlarımın arasını öperken

"Lisa bırakmadı. Aynı hikayeyi 10 defa anlatma huyu var biliyorsun"
Dedim
"O halde bıraktığına şükrederek yemeğe çıkalım"
Dedi

"İyi olur da öğle aran bitmedi mi ?"
Dedim etrafa bakarak
"İşlerimi bitirdim bugün erken çıkacağım"
Dedi
"Anladım gidelim o zaman"
Dedim

"Tamam"
Dedi, elimi tuttuğunda yürümeye başladık. Hae in bir anda durduğunda bende duraksadım.
"Neler oluyor ?"
Dedim
"Evrakları odamda unuttum. Beni burda bekle birazdan gelirim"
Diyerek asansöre koştu.

Oflayarak beklemeye başladım. Saksıdaki çiçeklere bakarken gülümsedim. Belli ki çiçeklerle ilgilenenler vardı.

Pembe çiçeğe yaklaşarak kokladım. Çok güzel kokuyordu. Gülümseyerek geri çekildiğimde biriyle çarpıştım. Kaşlarım havalanırken çarptığım kişiye baktım.

Göz göze geldiğimizde nefesimin kesildiğini hissettim. Boğazımı temizleyerek toparlandığımda elini belimden çekti.
"A-affedersiniz ben sizi görmedim"
Dedim

Adam hiçbirşey demeden sadece yüzüme bakıyordu.
"Bay Kim iyi misiniz ?"
Dedi korumalardan biri, adam kendine gelmek amaçlı kafasını iki yana sallayarak yutkundu ve hiçbirşey demeden yürümeye başladı.

Kaşlarımı çatarak arkasından bakarken Hae in geldi.
"Hadi gidelim"
Dedi
"Şu adam kim ?"
Dedim
"Hangi adam ?"
Dedi etrafa bakarak

"Şu işte, asansör bekleyen"
Dedim
"O mu ? Şirketin ortaklarından Bay Kim'in oğlu Kim Seokjin"
Dedi
"Burda ne işi var ?"
Dedim

"Hisse devri için geldi. Son birkaç haftadır burda"
Dedi
"Nasıl yani ?"
Dedim
"Yani babasının hisselerini devralacak"
Dedi
"Kısaca yeni ortağın bu adam"
Dedim, beni onayladı.
"Hadi gidelim ölüyorum açlıktan"
Dedi

•OBSESSİON• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin