+Namjoon beni kurtarman gerek!
-Bende aynı durumdayım. Babam 1 haftadır bende
+Sence annem mi babam mı daha zor ?!
-Tamam benim durumum bi tık daha kolay olabilir am-
+Ya Seokjin'in parmağına yüzük taktırmış ben alana kadar onu kimse kapmasın diye
-Oha
+Gülme Namjoon komik değil!
-Kusura bakma kardeşim elimden hiçbirşey gelmez
+Bir defa abilik yapsan dişimi kırarım
-Her konuda sana abin olarak öncülük ederim ama asla annemi başıma saramam. Babamla mutluyum
"Jisoo! Seokjin oğlumun karnı acıkmış"
Göz devirdim, kendimi şu camdan aşağıya atsam bacağımı falan kırabilir miyim acaba ?+Annemin oğlunun karnını doyurmam gerek
-Sana iyi şanslar
+Evet, evet ihtiyacım olacak
"JİSOO DEDİM!"
Annemin cırlamasıyla gözlerimi yumdum.
"Tamam anne geliyorum!"
Dedim sinirle+Kaçtım ben Joon
-Tamam görüşürüz
Telefonu kapatarak ayağa kalktım. Salona girdiğimde koltukta uzanan Jin'i gördüm. Göz devirerek yanına gidip bacağına vurduğumda acıyla bacağını tutup bana baktı.
"Acıdı!"
Dedi"Yeter artık evine gitsene sen!"
Dedim
"Çok ayıp Jisoo, annem duymasın"
Dedi
"O benim annem salak!"
Dedim
"Ne fark eder ha senin ha benim"
Dedi gülerekGözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım.
"Jin annemle bir olup beni bunalttığının farkında mısın ?"
Dedim, Jin sonunda ciddiyetimin farkına vararak ayağa kalktı."Sevgilim bu kadar bunaldığından haberim yoktu, üzgünüm"
Dedi
"Evine gitsen artık"
Dedim
"Ama her saniye seni görmek istiyorum"
Dedi"Lütfen, şirkette gün boyu birlikteyiz zaten"
Dedim
"Pekala, gidiyorum"
Dedi, gülümseyerek ona yaklaşıp yanağını öptüm.
"Bu olmadı tekrar öp"
DediGülerek ona yaklaştım. Dudaklarımı yanağına bastıracakken bir anda bana dönünce dudak dudağa geldik. Şaşkınca onun kapalı gözlerine bakarken öksürme sesiyle birbirimizden ayrıldık.
"Rahatsız mı ettim ?"
Annemin dediğiyle güldüm.
"Y-yo anne bizde öyle konuşuyorduk"
Dedim
"Öyle mi ?"
Diyerek sırıttığında gözlerimi kaçırdım."Ben bulaşıkları asmaya gideyim"
Diyip odama doğru koşar adımlarla yürümeye başladım.
"Banada müsaade Bayan Kim ailem meraklanmıştır haftalardır eve uğramadım"
Dedi Jin•••••
"Jisoo bunları Dae rim'e ver Hae in'e götürsün"
"Ben götürürüm"
Diyerek elindeki dosyayı aldım.
"Olmaz, oraya gitmeni istemiyorum"
Dedi"Seokjin!"
"Jisoo ver işte dae rim'e götürsün"
Dedi
"Gerek yok, ayrıca sen benden emin değil misin ?!"
Dedim
"Senden eminim ben, ondan emin değilim"
Dedi"Dosyayı götürüp geleceğim merak etme"
Diyerek dosyayı aldım.
"5 dakika gecikirsen odaya şafak baskını yaparım"
Dedi, gülümseyerek Jin'in odasından çıktım.Kısa sürede Hae in'in odasının önüne geldiğimde danışma masasında kimse olmadığından içeri doğru yürümeye başladım.
Aralık kapıdan girecekken gelen sesle duraksadım.
"Çık karşısına de ki Kim Seokjin düğüne bir hafta kala çıktı karşıma beni-"
Hae in beni görmesiyle arkadaşının ağzını kapattı.
"Jisoo burda ne işin var ?"
Dedi"Dosya getirmiştim ama müsait değilsin sanırım"
Dedim, Hae in çocuğun ağzını bırakarak güldü.
"Müsaitim, müsaitim gel lütfen"
Dedi, içeriye girerek elimdeki dosyayı ona uzattım."Bay Kim gönderdi"
Dedim
"Peki teşekkürler, otursana"
Dedi
"Hayır, teşekkürler ama işlerim var"
Dedim
"Peki o halde"
Dedi, odadan çıktığımda elimi anlıma koydum.Lütfen düşündüğüm şey olmasın, lütfen! Tanrım sana yalvarıyorum...
Odaya girdiğimde Seokjin ayaklandı.
"Bebeğim, yüzünün hali ne ? Sana kötü birşey mi söyledi ?"
Dedi, Seokjin'e bakarak elimi yanağına koydum."Benim için neleri göze alabilirsin ?"
Dedim gözlerimi gözlerinden çekmeden
"Herşeyi"
Dedi hiç düşünmedenHerşeyi...
Herşeyi...
Herşeyi...
Peki gerçekten Hae in'i düğünden vazgeçiren sen olabilir misin Jin ? Bana o acıyı yaşatan sen olabilir misin ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•OBSESSİON•
Fanfic"İstediğin kadar kaç, günün sonunda yine benim kollarım arasında olacaksın" -Kim Seokjin