1.9

105 18 31
                                    

Seokjin'in eşelediği toprağın boş bölümüne laleleri yerleştirdim. Toprağı lalenin köküne doğru iterken gülerek Seokjin'e baktım.

"Çiçek bakmaya ne zaman başladın ?"
Dedim
"Hmm...sinirimi kontrol edemediğim günler oluyor. Dün akşam gibi, o yüzden arada böyle çiçeklerle toprakla uğraşıyorum. Sinirimi yatıştırıyor"
Dedi

Durduruğumda o da durdu. Kafasını kaldırıp bana baktığında ona yaklaşarak dudaklarına minik bir öpücük kondurdum.
"B-bu da neydi ?"
Dedi şaşkınca

Uyanarak kafamı eğdim ve lalenin dibündeki toprağa baskı uygulamaya başladım. Seokjin gülümsedi
"Gerçekten dudağın dudağıma değdi ve kimse aramadı kimse bizi bölmedi..."
Gülmeye başladım.

"...sende şahitsin dimi ?"
Dedi laleye doğru bakarak, gülmekten karnıma ağrılar girerken yavaşça koluna vurdum. Hâlâ birbirimize bakarken gülümseyerek bana yaklaşmaya başladı.

Dudaklarımız arasında santimler kala telefonum çaldı.
"Yok ben yeltenince olmuyor"
Dedi, gülümseyerek cebimdeki telefonu aldım.
"Annem arıyor açmam gerek"
Dedim, Seokjin beni onaylayarak diğer çiçeği almaya gitti.

+Anne

-Ne yapıyorsun bakalım ?

+Bahçemle uğraşıyorum

-Bahçenle bu kadar ilgileneceğine o çocukla ilgilenseydin şuan bu halde olmazdınız

+Anne! Yeter artık

-Ne ? Düğüne son 2 hafta kala ayrıldınız afferin dememi mi bekliyorsun ?

+Senden hiçbirşey beklemiyorum ben anne, ne oldu ?

-Sana geliyorum

+Ne ?!

-Sana diyorum geliyorum. Babanla kavga ettik

+Namjoon'a git!

-Baban oraya gitti nasıl gideyim ?!

+Anne otelde kal ben veririm parasın-

-Kızımın evinde tatil yapmak istiyorum. Geldim bile, kapıdayım

Korkuyla Jin'e baktım. Hemen onu saklamazsam annem bizi şuan burda evlendirir!
"Jin-"
"Jisoo"
Annemin sesiyle ona döndüm.

"Anne! Hangi rüzgar attı seni buraya ?"
Dedim
"Aptal mısın ? Telefonda konuştuk ya"
Dedi bana bakmadan Jin'i süzerken

"Bu yakışıklı kim ?..sakın bana böylesine yakışıklı birinin bahçivan falan olduğunu söyleme"
"Eve-"
"Merhaba hanımefendi, ben Kim Seokjin Jisoo'nun erkek arkadaşıyım aynı zamanda patronu"
Dedi

Annemin gözlerinden birkaç saniyeliğine dolar işaretleri geçtiğine yemin edebilirim ama kanıtlayamam.
"Patron mu ? Ne patronu ?"
Dedi
"Ben Kim Holding'in CEO'su ve Kim hanedanlığının tek varisiyim"
Dedi

Eminim annem şuan Seokjin'i Namjoon'dan daha çok oğlu gibi görüyor. Annem bana dönüp sinirle koluma vurmaya başladı.
"Ne diye koskocaman CEO'yu bahçede çalıştırıyorsun ?! Aptal! Apta-"
Jin annemin bana vurduğu elini tuttu.

"Onun biri suçu yok, ben istedim. Bahçe işleriyle uğraşmayı severim"
Dedi
"Tanrım! Hem yakışıklı, hem nazik, hem cömert...ne hoş bir davranış, toprak her zaman en iyisidir"
Dedi gülerek

Kolumu tutarken göz devirdim.
"Anne Seokjin'de gidiyordu şimdi-"
"Asla olmaz. Damadıma şahane bir masa hazırlamadan onu asla bırakmam"
Dedi
"Ne ara damadın oldu ?!"
Dedim

"Oldu işte, sen kendi işine bak!"
Diyip Seokjin'i kolundan çekerek eve soktu.
"Tanrım, ben mahvoldum!"
Dedim
"Bavulumu getir!"
Dedi

Çığlık atmamak için kendimi sıkarken kenardaki bavulu peşimden sürüklemeye başladım. Zar zor bavulla eve girdikten sonra annemin yanlız bıraktığı Jin'in yanına koştum.
"Neden erkek arkadaşıyım dedin ?!"
"Değil miyim ?"
Dedi

"Sence öyle misin Jin ?!"
Dedim
"Beni öperken öyle demiyordunuz Jisoo hanım"
"O istisna"
Diyerek gözlerimi kaçırdım.
"Hiçte bile!"
Dedi

"Bak Jin annemi tanımıyorsu-"
"Tanırım sevgilim, sıkıntı ettiğin şeye bak"
Dedi
"Sevgilin değilim!"
Dedim
"Doğru annenin damadı olduğuma göre senin kocanım"
Dedi

"Sen geç dalganı geç!"
Dedim, eğilip yanağımı öptü.
"Seni seviyorum"
"Damadım nerdesin ?"
"Burdayım Bayan Kim, geliyorum!"
Jin annemin yanına giderken hâlâ söylediği iki kelimenin etkisindeydim:

"Seni seviyorum"

Beynimde yankılanan söz yüzünden kalbim defalarca kez çarparken kafamı iki yana salladım.
"Kendine gel, kendine gel ve bu işten nasıl sıyrılacağını düşünmeye başla Kim Jisoo"
Dedim

•OBSESSİON• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin