JUSTIN'İN AĞZINDAN:
Onu o kadar özlemiştim ki. Çok zaman geçmemişti belki ama özlemiştim işte. Gözlerine dalmış ona bakarken, gözlerinin dolduğunu fark ettim.
Ona doğru bir adım attım. Ellerimi yavaşca ellerine kaydırdım. Onun yaptığı tek şey ise gözleriyle hareketlerimi takip etmek olmuştu.
Ah, onu üzmekten nefret ediyordum. Tanrı beni kontrol edilemeyen öfkemle sınıyordu.
Onu bu aydınlık ve mutlu dünyasından hüzünlü bir karanlığa çekemezdim. O, mutlu olmayı hak ediyordu. O gülmeyi, her daim gülümsemeyi, etrafa neşesini saçabilmeyi hak ediyordu.
Parmağımla yanağını yavaşca okşadığmda ise gözünden yanağına doğru yol almış gözyaşı parmağıma dokundu. Gözyaşını sildim. Ağlamasını istemiyordum. Onu böyle görmeye dayanamıyordum.
İç çektim. "Seni çok üzdüm, farkındayım. Belki de bir hiç uğruna arkadaşına zarar verdim ama, seni başka bir erkeğin yanında görmeye dayanamıyorum Alice. O anı görmek istemiyorum. O an ordan toz olmak istiyorum, yok olmak istiyorum. Sana zarar vereceğimi de biliyorum çünkü. Fakat beni de anla lütfen. Sen benimsin. Benim olan benle kalır. Bende kalır. Başkasında değil."
Ellerimizi birleştirip ellerimize baktım. "Sen.. Öyle biri değilsin. Biliyorum, farkındayım. Sadece.. Ben öfkemi kontrol edemeyen bir insanım. Ne zaman ne diyeceğimi ayarlamakta zorluk çekiyorum ve bunu sana yansıttığım için de kendimden nefret ediyorum. Seni üzmek istemediğimi biliyorsun. Sana ne kadar değer verdiğimi ve o kelimeyi sana karşı istemsiz olarak kullandığımı da biliyosun. Beni affedebilecek misin?"
Alice bana derin bir bakış attıktan sonra kollarını yavaş hareketlerle boynuma doladı. Kafasını omzuma koydu.
Sırıtarak içimde tuttuğum o rahatsızlık verici derin nefesi dışarı verdim. Rahatlamıştım.
Sevgilimi kaybetmemiştim.
Bana yakışan da buydu.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
ALICE'İN AĞZINDAN:
Justin'in yaptığı her ne kadar doğru olmasa da pişman olduğunu anlamıştım. Benim için de önemli olan hatasını anlayıp tekrarlamamasıydı.
Hatasını anlamıştı, peki ya tekrarlayacak mıydı?
Umarım tekrarlamaz.
Umarım beni tekrar üzmez
Kokusunu olabildiğince akciğerlerime doldururken bir yandan da kafamı omzuna koymuştum. Çok rahattı. Huzur vericiydi. Ve bu huzur beraberinde gözlerime oturan ağırlıkları da getirmişti.
Bu gece Justin'le uyumak istiyordum. En azından güvende hissetmek istiyordum.
Birkaç saat geçmiş olsa da onu özlemiştim.
"Uykum geldi." diye mırıldandıktan sonra Justin beni kucağına aldı ve yatağıma uzandı. Ben ise onun kucağındaydım.
Yerinde doğrulup ceketini çıkardı.
Fakat yatağım iki kişilik olmadığı için biraz zorlanıyorduk.
"Şöyle yapalım," dedi. Kucağından indim. Tamamen yatağa yattı. Bana 'gel' işareti yaptı. "Sen de üstüme yatacaksın." dedi sırıtarak.
O an öyle tatlı geldi ki gözüme. Üstüne yüz üstü uzandıktan sonra kafamı kaldırıp dudağına minik bir öpücük kondurduktan sonra tekrar yattım. O da saçlarıma masum bir öpücük yerleştirdi.
Gülümsüyordum. Mutluydum. Şuan içinde bulunduğum durumda huzurluydum. Justin "İyi geceler bebeğim." dedikten sonra yatağımın yanındaki lambayı kapattı.
Ve ben de aynı şekilde "İyi geceler sevgilim." dedikten sonra kendimi uykuya verdim.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
LEONARD DRAKE'İN AĞZINDAN:
"Kızın evini patlatmayı düşünüyorum." diyerek kalemimi çevirdim. Karşımda duran iki ortağımdan da fikirlerini almam lazımdı.
"Kıza değil de direk Justin'e zarar versek. Evini yaksak. En azından korkutmuş oluruz." dedi Michael.
Sam ise "Bence en zayıf noktasından vuralım." diyordu.
Sırıttım. "En zayıf noktası.. Alice Scarlet.."
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
PEKİ, TAMAM, TAMAM, ÇOK KIZACAKSINIZ BANA YİNE. FAKAT AKLIM O KADAR DOLU Kİ YAZACAK BİR ŞEY GELMİYOR. KISA BİR BÖLÜM OLDU, BUNUN DA FARKINDAYIM. AMA EN AZINDAN BİR BÖLÜM OLDU YANİ O BİLE KÂR BİZİM İÇİN. LEONARD DRAKE'İ HATIRLAMAYAN BAZI ARKADAŞLARIMIZ OLABİLİR ÇÜNKÜ ADI PEK GEÇMEDİ HİKAYEMİZDE. LEONARD DRAKE, JUSTIN'İN DÜŞMANI. AKLINIZDA BULUNSUN. MEDYAYA DA EN UYGUN BU FOTOĞRAFI BULABİLDİM. UMARIM KISA OLMASINA RAĞMEN İLGİNİZİ ÇEKER. YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. ÇÜNKÜ SİZDEN İLHAM ALIYORUM. SİZİ SEVİYORUM!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Passionate Love
RomanceBirbirinden çok farklı iki genç birbirine aşık mı olacak? İmkansız Aşk yoktur. Yeter ki aşkınızın gücüne inanın. Onların aşkı aradaki tüm engelleri kaldıracak kadar güçlü.. TANITIM: https://www.youtube.com/watch?v=eckw3AsruCE