ALICE'İN AĞZINDAN:
Becky'e Justin'in ortalıkta olup olmadığını kontrol ettirdikten sonra kendimi lavabodan dışarı attım. Becky'nin anlattığına göre Justin en son arabasına sinirle tekme attıktan sonra arabasına binip gitmiş.
Aklıma Benjamin geldiğinde hemen kantine doğru koşmaya başladım ve Benjamin'in yanında birkaç arkadaşıyla, burnuna bir pamuk tutarak masada oturduğunu gördüm.
Hızlı adımlarla yanına gittim. "İyi misin?" diye sorarken aynı zamanda açılan kaşına daha iyi bakabilmek için kafasını kendime doğru çevirdim.
Başını sallamakla yetindi. Arkadaşlarına baktı. "Çocuklar bize biraz izin verir misiniz?"
Çocuklar uzaklaşırken bende yanı başımda dikilmiş olan Becky'e baktım. Anlayışla başını salladıktan sonra o da yanımızdan uzaklaştı.
Sandalyelerden birine oturduktan sonra suratım üzgün bir hal aldı. Benjamin'e bakamıyordum, olanlardan dolayı kendimi o kadar suçlu hissediyordum ki.
"Ben çok özür dilerim Benjamin, gerçekten hiçbiri yaşansın istemezdim. Justin biraz k--" Lafımı böldü.
"Senin hatan değildi, boşver."
"Ama--"
"Alice, boşver dedim."
Onun da sinirleri gergindi. Doğal olarak.
"Pekala," yarasına doğru yakınlaştım. "Pansuman yapmamız lazım. Hadi kalk bakalım." dedikten sonra kolundan tutup onu çekiştirmeye başladım ama direndi.
"Gereği yok, boşver."
"Nasıl yok? Açıkta kalırsa mikrop kapar. Evimiz zaten yakın, gel pansuman yapayım. Sonra ne istiyorsan yaparsın." Kolundan çekmeye devam ettim.
"Gereği yo--" Sinirlenip lafını böldüm ve hışımla ona döndüm. "İtiraz istemiyorum."
Bu işe yaramıştı sanırım. Ofladıktan sonra kolunu elimden kurtarıp yanımda yürümeye başladı. Bana sinirliydi sanırım. Ah, lanet olsun. Justin neden bu kadar kıskanç biri anlamıyorum.
Sınıfımdan çantamı ve ceketimi aldıktan sonra okuldan çıktık, eve doğru yürümeye başladık. Hava soğuktu.
Yürürken ona baktım. "Bana kızgın mısın?"
Bana bir saniyeliğine baktıktan sonra tekrar kafasını yola doğru çevirdi. "Hayır, sadece senden uzak durmam gerektiğini bir kez daha anladım."
"Hayır, benden uzak kalmanı istemiyorum Benjamin."
"Öyle olması gerekli."
"Değil." Ayak diretmeye devam ettim.
"Alice, bu konu hakkında konuşulacak başka bir şey olduğunu sanmıyorum."
"Var! Konuşulacak çok şey var. Sırf sevgilim kıskanç diye yakın bir arkadaşımı kaybedemem! Tamam mı?"
Cevap vermedi. Birkaç adım daha attıktan sonra kafasıyla evi gösterdi. "Geldik."
İç çektikten sonra kapıya yöneldim ve açtıktan sonra içeri attım kendimi. Ev sıcacıktı.
Benjamin'e koltuğa oturmasını söyledikten sonra banyoya yöneldim. İlaçların olduğu çekmeceden gerekli malzemeleri aldıktan sonra salona geçtim.
Benjamin'in yanına oturduktan sonra bana dönmesini söyledim.
Pansumanı yaparken birkaç kere acıdan yüzünü buruştursa da sesini çıkarmadı.
İşim bittiğinde malzemeleri yerine tekrardan koydum ve ellerimi yıkadım. Yüzümü de yıkama ihtiyacı hissedip yüzüme soğuk suyu vurdum. Birkaç kere daha aynı şeyi tekrarladıktan sonra bir süre öyle bekledim. Sonunda havluyla yüzümü kuruladıktan sonra tekrar salona yöneldim.
Ama Benjamin ortada yoktu.
Gitmişti.
JUSTIN'İN AĞZINDAN:
Sinirle eve girdiğimde içeride Playstation oynayan çocuklar bana şaşkın gözlerle bakıyorlardı.
Ceketimi çıkarıp rastgele bir yere fırlattıktan sonra dolaptan bir bira şişesi aldım.
Çocukların yanına gidip kendimi koltuğa attığımda hala gerizekalı bir biçimde bana bakıyorlardı. "Ne var?"
Yine John ilk konuşan oldu. "Sorun ne dostum?"
"S*ktiğimin bir herifi Alice'le samimi bir şekilde sohbet ediyordu."
Edward gözlerini iyice açarak bana baktı. "Lütfen bana çocuğu dövmediğini söyle."
Cevap vermedim.
"S*ktir, Justin naptın sen?"
"Sinirlenince kontrol edilemediğimi biliyorsun!"
"En azından Alice'in yanında biraz kendine hakim olabilirdin." Bunu söyleyen Kevin'dı.
"Beceremedim işte, ne yapabilirim?"
Edward kafasını sağa sola salladı. "Bence senin desteğe ihtiyacın var dostum."
Tam bir şey söyleyecekken kapı çaldı. Yerimden kalkıp kapıya yöneldim. Açtım.
Karşımda Becky duruyordu, evet. Kollarını göğsünde kavuşturmuştu. "Kızı çok üzdün Bieber."
- - - - - - - - - - - - - - - - - -
BÖLÜMLER GEÇ GELİYOR ÖZÜR DİLERİM BİTANELERİM. OKUL YÜZÜNDEN HEEEEP :( SEVEREK OKURSUNUZ UMARIM. AMA YORUMLARINIZI GÖRMEK İSTİYORUM, LÜTFEN. SİZİ SEVİYORUM :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Passionate Love
RomanceBirbirinden çok farklı iki genç birbirine aşık mı olacak? İmkansız Aşk yoktur. Yeter ki aşkınızın gücüne inanın. Onların aşkı aradaki tüm engelleri kaldıracak kadar güçlü.. TANITIM: https://www.youtube.com/watch?v=eckw3AsruCE