ALICE'IN AĞZINDAN;
Neden bir anda böyle davranmıştı? Ne yapmıştım ki? Ah, herneyse. Nasıl olsa şu hastaneden çıktıktan sonra hayatımdan defolup gidecek, buna seviniyorum.
Kapının aniden açılmasıyla irkildim, içeri ev arkadaşım Katie girdi. "Ah, Alice.." diyerek bana sarıldı, gözleri doluydu. Ben de ona sarıldım. "Katie, ben iyiyim, merak edilecek bir şey yok." Katie hemen yatağımın yanına sandalye çekti ve beni soru yağmuruna tutmaya başladı.
"Olay nerede oldu?" sorusuna karşılık olarak "Okulun önünde" dedim. "Peki sana çarpan o herif kim?" dediğinde ise "Tanımadığım biri" cevabını verdim. Bir sürü soru sordu. Hepsine cevap verdim. Sorularına daha fazla dayanamayacağımı anladığımda "Ah, Katie, lütfen. Ben iyiyim. Soru sormayı bırakırsan sevineceğim?" diyerek inledim. Katie beni sıktığını fark ettiğinde "Afedersin" diye mırıldandı.
Katie benim ev arkadaşımdı, ve en iyi arkadaşımdı. Küçük yaşta annemi ve babamı kaybettim, bir trafik kazasından dolayı. O günden beri bana teyzemler bakıyordu. Beni onlar büyüttü. Okuttular. İstediğim okul buradaydı, yani San Francisco'da. Buraya gelmek için teyzemleri çok zor ikna ettim. Teyzemin burda bir tanıdığı vardı, onlarda kalıyordum. Ta ki Katie'yle tanışana kadar. O da okulda kalıyordu yatılı olarak ve bundan memnun değildi. Tanıştık, arkadaş olduk, anlaştığımızı fark ettik ve birlikte ev tutma kararı aldık. Ben teyzemlerden, o da birkaç akrabasından yardım aldı ve küçük fakat bize yetecek bir ev aldık. Teyzemler de her ay bana gerekli miktarda para gönderdiler. Hala da göndermekteler.
Yorulduğumu fark ettiğimde uyumak için rahat bir pozisyona geçtim. Aklımda hala Justin'in neden birden öyle tepki verdiği sorusu yankılanırken uyumaya çalıştım.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
JUSTIN'IN AĞZINDAN;
Doktor Michael kanlı eldivenleriyle odadan çıktığında, ben, Edward, Jack ve Kevin (çete üyeleri) hemen doktorun başına üşüştük. John'un nasıl olduğunu sorduk. "Herşey yolunda, hayati tehlikesi yok, karın bölgesinden yaralanmış. Tehlikeli bir bölge ama iyi olacak, kurşunu çıkardım. Sorun yok. Sadece 1-2 hafta istirahat etmesi gerekecek" dediğinde hepimiz derinden bir oh çektik.
Biz bir bütündük ve birimize bile zarar gelse hepimiz zarar görürüz. Hepimizin bir görev dağılımı vardı ve birimiz eksilirse bu ekip bozulurdu. Çetenin her üyesi ayrı ayrı değerlere sahipti.
Doktordan John'u 5 dakikalığına görme izni aldıkten hemen sonra odaya girip ardımdan kapıyı kapattım. Bitkin görünüyordu doğal olarak. Fazla zorlamayacaktım, sadece olayı soracaktım.
"Olayı anlat" dedikten sonra John oturur pozisyona gelmek için dirseklerinden yardım aldı, bende onun yastığını düzelttikten sonra yatağın yanına bir sandalye çektim ve onu dinlemek için karşısına oturdum. "Dinliyorum?" dedikten sonra olayı anlatmaya başladı.
"Senin dediğin gibi Brian piçinin deposunu patlatmaya gittik. Fakat ters giden birşeyler vardı. Deponun içinde Brian ve adamlarının olmasını beklerken hiçbiri ortalıkta yoktu. Depoyu iyice kontrol ettik, kimse yoktu. Işıklar kapalıydı" zorlukla yutkunduktan sonra anlatmaya devam etti. "Tam arabaya binecekken birden 5-6 adam bize ateş açmaya başladı. Orada çatışma başladı. Çocuklar hemen arabaya bindiler, bende tam binecektim ki aniden karın bölgemde keskin bir acı hissettim. Elimi acıyan bölgeye götürmemle beraber elim kırmızıya boyandı. Vurulduğumu anladım. Edward hemen beni arabaya doğru çekti, kapıyı kapattıktan sonra Jack hemen gaza bastı ve eve döndük işte" yorulmuş olmalıydı ki soluklanmaya başladı.
Sinirlerimi bir an kontrol edemedim ve aniden ayağa kalkıp sandalyeme tekme attım, etraftaki herşeye tekme atmaya başladım. Kendimi kontrol edemiyordum. Ama şuan etrafı savurmam beni rahatlatabilecek tek şeydi. O yüzden kendimi durdurmaya çalışmadım. Önüme gelen herşeye vurmaya, tekme atmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Passionate Love
RomanceBirbirinden çok farklı iki genç birbirine aşık mı olacak? İmkansız Aşk yoktur. Yeter ki aşkınızın gücüne inanın. Onların aşkı aradaki tüm engelleri kaldıracak kadar güçlü.. TANITIM: https://www.youtube.com/watch?v=eckw3AsruCE