JUSTIN'İN AĞZINDAN:
Öyle bir şey yapamazdı, bundan adım gibi emindim.
"Senin o s*kik götün yemez böyle bir şey yapmaya Brian." Fena sinirlenmiştim.
"Ah, öyle mi Bieber? Yapamayacağım hiçbir şeyin olmadığını sen de biliyorsun gerizekalı!" Brian sabrımı taşırıyordu.
"Ona hiçbir bok yapamayacaksın."
"Göreceğiz, Bieber." Sırıttı.
"Yapmayacaksın." İyice kasılmıştım.
"Bana emir vermeyi kessen iyi olacak."
"Brian, unutma, şuan bizim evimizdesin dostum." Güldüm.
"Bizi hemen şuan bırakacaksın Bieber! Yoksa o sürtük arkadaşına yapacağım şeylerden asla çekinmem!"
Sonunda dayanamadım ve yan taraftaki bıçağı alıp hızla Brian'a doğru ilerledim. Tam karnına saplayacaktım ki güçlü bir el bileğimden tutup beni durdurdu. John'du.
"Eziyet yapmak, onu öldürmekten daha acı vermez mi ona kardeşim?" Sırıttı.
Düşündüm. "Kesinlikle, John." Sırıttım.
Ve bıçağı ona saplamak yerine yeniden bıçakla Julia'ya eziyet yapmaya başladım. Çığlığı tüm bodrum katını doldururken kahkaha atmaya başladım. Eşkiya falan değilim ama bu tür konularda çok acımasız olduğum söylenebilir.
Brian göz kapaklarını sıkıca birbirine bastırıyordu.
"Ne oldu Brian? Yoksa karıcığının kulak delici, itici çığlıkları seni üzdü mü?" Yapmacık bir şekilde alt dudağımı sarkıttım. Sonra da güldüm.
"Pekala Brian, bugünlük bu kadar yeter sanırım ha? Yarın görüşürüz." Göz kırptım.
Julia'ya baktım ve John'a döndüm. "Sanırım aynı odada kalmaları uygunsuz olur, değil mi John?"
"Kesinlikle Bieber, hadi birini yukarı çıkaralım." John halinden memnundu.
"Sanırım bu Julia olacak," Julia'ya bakarak seksi bir bakış attım. "Hadi bebeğim, seni yukarı çıkaralım."
Julia'nın sandalyeye bağlı olan ayağındaki ipleri çözmeye başladım Brian'ın "Durun!" demesine aldırmayarak. Ellerindeki ipleri çözmedim ve kolundan tutarak onu yukarıya sürükledim, Brian'ın arkamızdan bağırışlarına rağmen. Julia'yı boş bir odaya atıp odada kaçıp kaçamayacağı bir yer olup olmadığını kontrol ettim ve odadan çıkıp kapıyı kilitledim.
Saate baktığımda 2'ye geldiğini fark ettim ve aklıma "Acaba şuan Alice napıyordur?" sorusu geldi.
Ve şuan onun yanında olmayı dilerdim. Dileğimi gerçekleştirebileceğimi bende biliyordum.
Evden çıktım ve arabama doğru ilerlemeye başladım. Arabaya bindim. Anahtarı kontağa taktıktan sonra Alice'in evine doğru sürmeye başladım. Evimiz polislere pek yakın olmak istemediğimizden dolayı şehrin biraz dışındaydı. Alice'in evi yarım saatlik bir mesafeydi yani.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
ALICE'İN AĞZINDAN:
Akşam olanları Katie'ye büyük bir heyecanla anlattıktan sonra odama geçip yarım kalan proje ödevimi yapmaya başladım. O da anlattığımda çok şaşırdı ve heyecanlandı benim gibi.
Ödevimin bitmesi bir saatimi almıştı.
Ödevden sonra odamı düzenlemeye başladım. Son günlerde proje ödevlerim yüzünden odamla pek ilgilenememiştim ve bir düzene ihtiyacı olduğu inkar edilemez bir gerçekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Passionate Love
RomanceBirbirinden çok farklı iki genç birbirine aşık mı olacak? İmkansız Aşk yoktur. Yeter ki aşkınızın gücüne inanın. Onların aşkı aradaki tüm engelleri kaldıracak kadar güçlü.. TANITIM: https://www.youtube.com/watch?v=eckw3AsruCE