Candy

152 19 53
                                    

*Evet yeni bölüm!*

Yatağımın üzerine uzanıyor ve uzun zamandır okumaya çalıştığım kitaba devam ediyordum. Sıkıcı ya da fazla sayfalı bir kitap falan değildi ancak devam edebilmek beni çok zorluyordu. Bir düşünce kitabıydı, öykünün içinde size bir şeyler anlatmaya çalışıyor fakat bunu sanki o karakterler konuşuyormuş gibi yapıyordu. Daha sıkıcı kitaplar okumuştum bu yüzden bir başladım mı devamını getirebilmem o kadar zor değildi yine de başlayabilmek kısmında takılıp duruyordum.

Özellikle de kitaba bakarken aklıma gelen şeyler yüzünden.

Chanyeol ile kurduğumuz ekstra yakınlık, birbirimize neredeyse açılmamız onunla yaptığımız Yeraltı gezi turundan sonrasındaydı. Çok heyecanlı ve gergin geçen birkaç günün ardından belki de aramızdaki duygulara engel olmayı pek becerememiştik. Vücudunun verdiği sıcaklık, itiraf etmeliyim ki, uzun zamandır hissettiğim en güzel şeydi ve tekrar ona yakın olabilmek için her şeyi yapardım.

Fakat başka bir evrende.

Sehun sonunda birtakım adımlar atmış ve şu garip tarif etmek istemediğim kutunun içinde ne olduğunu bulmaya çalışıyordu. Onun başında iş dışında kimse ya da bir olay olmadığından odaklanması kesinlikle daha kolaydı.

Öte yandan Jongin sonunda başardığı iş hakkında bizi bilgilendirmişti. Sonunda Kyungsoo'yu öpmüş ve ona olan duygularını belli etmeyi becermişti. Zaten bundan öncesinde küçük arkadaşımın da hislerine karşılık verdiğine dair sinyalleri aldığından her şeyin bir anda geliştiğini açıklamıştı. İkisi adına çok sevindiğimi dile getirdiğim anlarda Jongin işin sadece öpüşme kısmında kaldığını ve daha fazlasını getiremediklerini. Sonrasında garip bir sessizlik olduğunu ve dağıldıklarını söylemişti.

"Ne yani ona çıkma teklifi etmedin mi?" Soruma ise omuz silkmişti ilk önce sanki umursamıyormuş gibi fakat çok geçmeden elleriyle yüzünü kapatıp nidalar atarak olumsuz cevaplandırmıştı sorumu.

Onun aptal olduğunu ya da aklından zoru olduğunu biliyordum lakin bu şekilde davranmak için ne gibi bir sebebi vardı anlamıyordum. Kyungsoo Chanyeol değildi. Aynı geçmişe, aynı yaşanmışlıklara ya da aynı hatalara sahip değillerdi. Belki Büyük Çukur'dan gelmiş olabilirdi fakat bu onu şaşırtıcı bir şekilde kötü yapmıyordu. Talihsiz bir çocuktu hepsi bu. Adalet sistemine göre kanunları çiğneyip haksız yere hüküm almış ve sonra buraların yegane hakimi tarafından kurtarılmıştı.

Bu nedenle Jongin'e iyi bir azar çekmiş ve son zamanlarda favorim olan çocuğa iyi davranmasını tembihlemişitm. Her ne kadar bildiğini yapacağından şüphem yoktu yine de kafasının karışıklığını az da olsun giderebildiğimi umuyordum.

Bu sırada benim karışıklık beni boğmak üzereydi.

Kitabımın sayfalarını çevirirken okuduklarımı aslında anlamadığımı fark etmemle ayracımı kaldığım yere yerleştirip güzelce gerindim. Sırtım deli gibi ağrımıştı iki büklüm yatmaktan ve saat neredeyse beş olmuştu. Biraz dışarı çıkıp yürümekte ve orman havası almakta fayda vardı. Üstümdeki pijamaları bir gri eşofman altı bir düz beyaz tişört ve eşofman altımın renginde bir üstle değiştirdikten sonra aynada kendimi son kez kontrol edip odadan çıktım.

Hava buralarda hep aynı dereceydi. Ne terletecek kadar sıcak ne üşüyecek kadar soğuk. Mevsimlerle uğraşmak zorunda kalmıyorduk. Gerçi özlemediğimi de söyleyemezdim. Sonbaharda tüm çiçeklerin soluşunu görmek en az ilkbaharda yeni baştan açmalarını görmek kadar heyecan vericiydi. Yine de sarayın kocaman bir bahçesi vardı ve istediğim tüm güzellikler buradaydı. Lalerin arasında gezinirken yaydıkları kokunun güzelliğiyle mest olmuştum.

Cehennemin Başkenti // ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin