3

689 54 50
                                    

"Şey, ama... yarın- yarın da işe gideceğim!" Hanma ona aldırmadan dudaklarını öptü. Ayuka, karşılık vermiyor, sadece istediği gibi dilini gezdirmesine izin veriyordu. "Yarın pazar Ayuka."

"Hanma..." kendi üstünü çıkartırken sesiyle gözlerini ona çevirdi. Ayuka'nın konuşmasını beklerken Ayuka son derece gergin bir şekilde düşüncelerinin altında kalmış Hanma'nın bedenine bakıyordu.

"Evet?" Ayuka Elleriyle yüzünü kapadı "Biliyorum bunu dördüncü erteleyişim ama! Şey... sonra mı yapsak..." Hanma adım adım ilerleyerek tam önünde durdu. "Güven müyor musun bana?" "Birlikte olmaya değer biri olarak mı görmüyorsun?" "Ha?".

Hanma elleri cebinde bir cevap beklerken Ayuka parmaklarının arasından ona bakıyor daha çok kızarıyordu. "SADECE BENİM İLK SEFERİM OLACAK!"

Hanma üzerine çıktı. Alaycı bi tavırla "Hadi ya?" Dedi. Zaten ilk öpüşmede anlaşılan bir şeydi Ayuka'nın bakireliği. "Yani şey... pek zevk alacağını sanmıyorum...sana eşlik edemem, ağlarım, mızmızlanırım."

Kulak asmadı. Ayuka'nın çenesinden tutup yukarı kaldırdı sanki bir ıstırık kopartacak gibi boynuna indi. İlk temasıyla, acı ve ürkmüşlükle Ayuka çok tatlı bir ses çıkarttı.

Ayuka'nın sesi Hanma'yı o kadar etkilemişti ki, beklenmedik bir şekilde çadırı kurmasını sağladı. "Kolaydan başlayalım. Bugün yüklenmemeye çalışacağım."

Hanma Ayuka'nın üstünden inip yanına oturdu. "İn koltuktan, bacaklarımın arasına geç."

Ayuka içindeki korkuyu bastırarak aşşağı indi. Hanma kemerini çözerken birden Ayuka'nın telefonu çalmaya başladı.

Ayayayyay little butterfly~

"Buna bakmam lazım." Telefonu bir süre gerginlikten açmakta zorlansa da sonunda başardı. "A-alo- Evet! Evet efendim! Geliyorum!"

Ayuka ceketini üstüne alırken Hanma gözlerini devirdi "Üzgünüm efendim Ay- Hanma, ben- benim gitmem gerek. Plansız bir iş gelmiş." Onu kapıdan uğurlamaya bile kalkmadı Hanma.

Kapının çarpılma sesinden sonra sessizce düşündü. Onu istiyordu. Her bir parçasını, çürüyene kadar. 7 gün 24 saat.

Gece telefon konuşması yaptıklarında Hanma bir cümleyle isteğini dile getirdi. "Staj zorunlu değil değil mi?" "Evet, ama liseye geçtiğimden bu yana bu yılı bekliyordum! İşin telaşe duygusu yorucu ama harika hissettiriyor."

Ayuka görmese de Hanma'nın yüzü onun bu sözlerine karşın sirke satar hale bürünmüştü bir kaç saniyede. Duygularını o an halı altına süpürüp konuşmanın akışını bozmadan devam etti "...yani ben de seni yorarak harika hissettirebilirim."

"Hey! Hanma!" "Şaka, gül diye." Ayuka utanmış bir şekilde "Komik değildi..." dedi. Çok çabuk tahrik oluyordu Ayuka, daha da arzulanası yapıyordu kendini farkına varmadan.

Biraz daha sohbetin ardından kapadılar. Hanma yattığı koltukta iyice gerildi. Hastalığından ve uykusuzluğunda göz torbaları çıkmıştı. Göz ucuyla yere yığılı pantolonunun cebinden gözüken sigara paketine baktı.

Ciğerlerine bastığı her izmaritte sessizce şeytanla konuştu. Onu dinlemedi, ona dinletti.

———
52 kişi olduk kutlarım, hedef 100! Bok 100 npc değilim hedef 69 😎🤙🏻

Hanma-TakıntıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin