"Çıkıyorum ben." Ayuka duyar duymaz ayağa kalktı "Nereye!" "...hiç öyle-" Ayuka kollarını Hanma'ya sardı. "Bırakma beni~" Hanma'nın göğüsünden kafasını kaldırıp ona baktı "Lütfen!"
İkisi de koltukta boş boş otururken buldu kendilerini "..." "..." "Böyle oturmak için mi durdurdun beni?" Ayuka yanağını kaşıdı "Şey..." "..." "Karoeke yapalım mı!" Hanma Ayukaya öylece baktı. Baya heycenlanlı gözüküyordu...
"Tamam, ben hopörlörü getiriyorum. Sen şarkı ayarla." "Gerçekten mi!"
Tüm hazırlıkları tamamladıktan sonra Ayuka eline bozuk mikrofonu aldı. "Sen gelmiyor musun?" Hanma sigarayı yakarken ona baktı "Bu sesle şarkı mı söyleyeyim?" Ayuka elinden tutup onu zorla kaldırdı "Hadi~ kimsenin sesi mükemmel değil!"
Melodileriyle birlikte Ayuka şarkıya girdi. "Her şey seninle güzel, yolda yürümek bile." Sesini o kadar güzel kullanıyordu ki Hanma onu gözleri kapalı şarkı söylerken kendini sanki ölmüşte cennetten güzel bir parça dinliyormuş gibi hissedecek kadar çok sevmişti sesisini.
Ayuka birden mikrofunu Hanma'ya uzattı, hafif hafif gülümsüyordu. Hanma çalışmayan mikrofonu sabitlemek için elini tutarken bir yandan da akan sözleri takip etmeye çalışıyordu "Olmayacak düşlerin peşinde koşmak bile."
Kalın sesi ne şarkıya uyuyordu ne de düzgün çıkıyordu. Ritme bile yarım yamalak ayak uydurmuşken komik duruma düştüğünü biliyordu. Gülmemesini umarak Ayukaya baktı. Gülüyordu, gülümsüyordu. Şefkatle gülümsüyordu. Aynı Hanma'nın onu dinlerken yaptığı gülümseme gibi.
Belki de sesleri güzel değildi, belki de hisleri güzzeleştiriyordu sesleri...
Uzun uzun romantik şarkılar söyledikten sonra küçük bir mola verdiler. Ayuka sessizce düşünüyordu "Ayuka?" "RAP SÖYLEYEBİLİRSİN DEĞİL Mİ!" "..."
Hanma Ayuka'ya saatlerce tek kişilik konser verdi. Hanma konu rap olunca döktürüyordu. Ezberinde bir sürü şarkı varken, Ayuka da her şarkının ardından alkışlayarak "Bir daha! Bir daha!" Dediği için uzadıkça uzadı.
"Ahahah~ bugün gerçekten harikaydı." Hanma tvyi açtı "Gün her zamanki gibiydi. Harika olan sendin."
Ayuka o tvye dalmışken aldığı iltifatla duraksadı. Yanakları kızarmış öyle Hanma'yı izliyordu.
Hanma bir müddet sonra göğüsünde hissettiği elle gözlerini Ayuka'ya çevirdi. "Hanma..." Hanma bir şey demesini beklerken Ayuka konuşmak yerine dudaklarına yaklaşıyordu.
Anlaşılan Ayuka'nın ısınması için dokunmasına bile gerek yoktu.
-Smut-
Ayuka dilini Hanma'nın ağzında çevirirken elleri de yerinde durmuyordu. Hanma'nın aletine doğru kayan eli boxerına girmesiyle titredi. Bileğinden tutup elini kaldırdı. "Ayuka?" Ayuka engellenen eline baktı "Noldu?" Hanma sırıttı "Bunu sorması geren benim. Ne ara bu kadar azdın?" Konuşurken onu koltuğa yatırdı. "Şey..."
Azmamıştı, o yüzden verecek bir cevabı yoktu. Sadece yapmak istedi.
"Şey... şey ne?" Tişörtünü kaldırıp ellerini göğüsünlerine götürdü. Uçları o dokundukça daha da hassaslaşıyor, istemsizce tuhaf iniltiler çıkartıyordu. Elleri aşşağı indikçe aldığı zevk daha da arttı.
Hanma'nın dokunuşları eşsizdi. Hanma'yı seviyordu. Zaten dokunuşlarını eşsiz kılan da ona olan aşkıydı.
"Ah~ Acıyor!" "O kadar hızlı hareket edersen-" "Hanma! Parmağını oraya sokma!"
.
.
.Sıcak gece ikisine de iyi gelmişti, duştan sonra sarılıp ıslak ıslak uyudular.
"Hanma, yarın saçımız kabaracak." "Kabarsın. Buna değer."
Hanma öğlene doğru gerile gerile kalktı. Saat geçti ama Ayuka hala battaniyeye sarılmış yatıyordu. Geceyi taçlandıracak güzel bir kahvatı hazırlamak istedi.
Çok bir şeye gerek yoktu. Sadece kaşarlı tost. Hazır olduğunda Ayuka'yı uyandırmaya gitti.
"Saat kaç oldu farkında mısın? Bi de bana derdin domuz diye." Ses vermeyince birden battaniyeyi üzerinden çekti.
Hiç kimse yoktu. Sadece yastıklar.
Hanma kaşlarını çattı neye uğradığını algılayamıyordu. "Ayuka?"