Kolundan tutup duşa götürdü. Klozette suyun ısınmasını beklerken Hanma'nın öyle bir parmağı suyun içinde, çökmüş suyun ısınmasını beklerken izledi.
Soğuk bir duşu ön görse de anlaşılan Hanma hala düşünceliydi. Düşünceli olması gereken konularda değildi ama... küçük ayrıntılarda Ayuka'ya muhtaçtı.
Kimin kime muhtaç olduğu ise belirlenemezdi. Hanma Ayuka'ya muhtaçtı, o yüzden onu eve kapadı; Ayuka Hanma'ya muhtaçtı çünkü eve kapanmıştı. Lakin ikisi de bir diğer açıdan bakacak durumda değildiler.
Ayuka'nın imanı küçüklüğünden beri zayıftı, düşüncelerinin değişmesi pekte zor değildi. Hanma onu yavaş yavaş sıcak suyla yıkarken düşünmeye devam etti. Ondan medet umuyor ondan korkuyordu. Onun merhametiyle sıcak duş alıyor, onun acımasızlığı ile canı yanıyordu...
"Belki kainatın değil ama bu evde bulunduğum sürece benim tanrım." Bu kanıya vardıktan hemen sonra Hanma havlu almak için duşakabinden çıkarken kafasını duşa kabine çarptı, bir süre eli başında acısının hafiflemesini bekledi. Ayuka gözlerini devirdi "Ya da her neyse, siktir et."
Tanrı arayışı da basit bir şekilde böylelikle son buldu. Hanma havlu sararken Ayuka sordu "Böyle mi devam edeceğiz." "...Evet" "Asla mutlu olamayız böyle."
Hanma baş havlusuyla Ayuka'nın saçını kuruladıktan sonra derin bir nefes aldı. "Hayır, zamanla alışacaksın. O yüzden direnme." "Hayatını 2+1 bir evin içinde yaşamaya kim alışır ki?" Hanma kurutma makinesini direkt yüzüne açtı. "Alışacaksın, eski hayatını unutacaksın ve çok mutlu olacağız."
İşler pek de Hanma'nın istediği gibi ilerlemedi arada sırada gerçekleşen cinsel ilişkilerden başka yakınlıkları olmadı. Ayuka Hanma yerine her zaman kendine bir uğraş buluyor, uğraşları yok edilince de öylece duvara bakıp düşünüyordu. Hanma'nın yaptığı yemekleri yemiyor, çoğu zaman öğün atlıyordu. Sonuç olarak Hanma eve daha az uğramaya başladı. Uyanınca gidiyor, hava kararınca dönüyordu. Geceleri yatağa girmeden önce uzun süre balkonda sigara içiyordu.
Hanma'nın evde olmadığı akşamlardan birinde Ayuka sesli düşünmeye fırsat buldu. "Bir bakıma sofistler haklıydı. Hatta soffistler tamamen haklı. Sokrateste haklı... sofistlerin düşüncesi kabul edilebilir değil. Anlıyorsun di mi Rara?"
Son cümlesinden sonra da anlaşılabileceği gibi Ayuka yavaştan hapsedilmenin yan etkilerini görüyordu.
"Hayli arkadaşın bir sorun olmadığını okumuştum. Ciddi sorunlar yaşar mıyım acaba Rara? Kapının diğer tarafıyla bir şekilde bağlantıyı kesmemem lazım." "Kitap mı? Gerçi Hanma bugün bayağı geç kaldı. Napıyor acaba."
Yaklaşık bir saat sonran uzun bir çabanın ardından kapı açıldı. Her halinden belli Hanma sarhoştu. Oysa kapıyı kilitlerini kitlerken bir ayıktan daha dikkati idi.
"Ayuka!" Ayuka yatıp arkasını döndü. "Yine mi koltukta uyuma takliti yapıyorsun? Koltukta uyuyamadığını biliyorum, seninin için çok sert. Hadi yatağa gidelim." Ayuka gram tepki vermedi "Ha... o zaman ben de yerde uyuma takliti yapacağım." Yere yatıp sızdı.
Ayuka arkasını dönüp Hanma'ya baktı. Böyle burada uyursa hasta olacağı kesindi, hiç yoktan yatakta yatması lazımdı.
Yardım etme duygusunun geldiği inkar edilemezdi kalkacak oldu, durdu "Acıyor muyum? Şefkat mi gösteriyorum?" Diye düşündü.
Önemsiz gözüken bu soru evdeki gelecek günlerini özetliyordu. Eğer acıyorsa bu iyiydi. Şefkat gösteriyorsa tam da Hanma'nın dediği gibi yavaş yavaş her şeye rağmen içinde bulunduğu durumu kabullenmiş olacaktı.
———
Herkese mutlu yıllar ♡♡