"H-hanma!" Uykulu sesiyle konuştu "Kızım beni on birden önce arama, uyuyom uyuyom." "Metroyu kaçırdım! Beni işe bırakır mısın!" Hanma gözünü ovdu "Ne kadar zamanın kaldı?" "Otuz dakika..." "Geliyom beş dakkaya, kapının önünde ol." "Beş dakika mı-"
Sözünü tamamlamadan telefon suratına kapanmıştı. Hanma yataktan fırlayıp hiç bir yola sapmadan askılıktan ceketini alıp kapıya yöneldi "Nereye lan?" "Yengeni işe bırakıcam." "Çalışmasını istemediğin yengemi mi?" "Evet. Oyalama beni. Eve geri gelmeden de siktir git kendi evine." Kapıyı çarpıp çıktı.
Merdivenlerden inerken uzaktan gelen ve hızla yaklaşan motorun sesiyle Ayuka irkildi. Merdivenleri başta ikişer sonra zıplaya zıplaya üçer üçer indi ve tam Hanma kapının önüne geldiğinde dışarı çıktı. "Günaydın sevgilim!"
İş yerinin önüne geldiklerinde Ayuka motordan indi. "Ayuka." "Evet?" "İş yerinde ne yapmayacaksın." "Numaramı isteyen erkeklere numaramı vermeyeceğim." "Ve." "İnstagramı mı da vermeyecim." "Başka~" "Ay hadi ama onlar sadece iş arkadaşım!" "..." "...snapimi, tiwitterımı, facebookumu ve telegramımı da vermeyeceğim."
Ayuka sosyal ağlarını sayarken Hanma onun dış görünüşündeki kusurları temizliyordu. Kekillerini düzlüyor, yakasını düğmeliyordu. "Güzel." "İkna olduysan gidiyorum." "Görüşürüz öpücüğü?" "Herkesin içinde mi?"
Hanma etrafına baktı karanlık bir ara sokaktalardı "Hangi herkes?" Ayuka kem küm bahaneler uydurmaya çalışırken Hanma ona eğilip alt dudağına bir öpücük verdi.
Ayuka hareket edemeden kızarmış halde beklerken Hanma motorunu çalıştırıyordu "Daha fazla oyalanırsan işe geç kalacaksın." "A, doğru. Görüşürüz."
"Heheh e-postayı unuttu." "Kim?" Ayuka irkildi. Arkasından gelen sese baktı "E-e-e-editör Park!" "Seni ben mi korkuttum, yoksa sorum mu?" "Şey ben sadece arkamda olduğunuzu hissetmemiştim." "E-posta demişken... e-postanı versene, sana bir kaç iş vereceğim."
İşten sonra Hanma Ayuka'yı yine almaya geldi. İşten çıkarken sendeliyordu. Başı eğik yürüyerek hanma'ya yaklaştı "Hanma..." adını söyledikten sonra başını kaldırdı. Gözleri kıp kırmızı, makyajı silinmişti.
Bir kaç saniye öylece bakıştılar "Ne oldu sana?" "...evine götür beni." "Ayuka sana soru sordum." "Duş almak istiyorum, lütfen." Son sözleriyle tuttuğa yaşlar tekrar akmaya başladı. "Bin."
Ayuka duşa girdikten sonra ıslak saçlarıyla Hanma'nın yanına oturdu. "Kıyafetler için teşe-" "Ayuka anlat artık! İçim içimi yiyor hangi sikik ağlamana neden oldu!"
Yutkundu, gözlerini kaçırdı. "Editör park." "Naptı?" "...boşver azarladı sadece." Gözüne bakamıyordu konuşurken.
"Çıkart üstünü." Ayuka birden panikledi "Ş-şimdi olmas Hanma." "Ayuka üstünü çıkart!" Ayuka geri çekilince Hanma üstüne çıktı. Kendi tişörtü tutmaya çalışırken Hanma bir çırpıda tişörtü omuzlarına kadar sıyırdı.
"Bana yalan söyleyip durmasan bunu yapmak zorunda kalmayacağım!" Üstünü incelidi. Morluk arıyordu. Hiç bir yerinde bir şey yoktu. Hanma bir soluk alıp geri çekildi tam suçlu hissedecekken Ayuka yere bakarak morluğun yerini söyledi "Ensemde."
Üstündeki sevgilisini tanınamayacak haldeydi. Ağzından soluyor, sinirden gözü dönmüştü.
"Bana tam anlat."