14

396 49 22
                                    

  "İn üstümden orospu çocuğu!" Ayuka küfürler savuruyor Hanma ona hiç kulak asmadan odayla ilgileniyordu.

Duvarın birine vurdu çıkan sesten sonra kendi kendine konuştu "Ses yalıtımı yapmam lazım."

En son gülerek karaoke yapıyorken şimdiki halleri... biri kafayı yemiş altından kalkamayacağı işlere girişiyor diğeri hayatı boyunca, ki onunda bu durumda ne kadar uzun süreceği mechul, etkisi kalacak bir yara alıyordu.

Ağlamaktan yorulmuş yatağa uzanmıştı Ayuka bağırmaktan kısılmış sesiyle umutsuzca sordu "Neden?" Elindeki metreyi bırakıp ölü gibi yatan Ayuka'ya baktı "Aşığım çünkü, yeterli değil mi?"

Ayuka kalan son enerjisiyle komidinin üstündeki fotoğraf makinesini Hanma'nın kafasına fırlattı "Aşıkmış! AŞK HA? SEN SADECE TAKINTILI BİR SAPIKSIN." Hanma onu dinlemeden duvarda parçalanan fotoğraf makinesini aldı "...bununla daha çok resim çekecektik"

Sesindeki kırgınlık her halinden belliydi, ölçüm yapmayı bırakıp odadan çıktı.

Hanma'nın son bakışları içini ürpertti. Şimdiye kadar ona elini sürmemiş olsa bile bu hiç bir şey garantilemiyordu.

Yalnızlık onu düşünmeye itmişti. En çok korktuğu şey Hanma'nın onu öldürmesiydi. Şimdi kılına bile zarar vermezken aşkının ateşi bir gün söndüğünde Ayuka'yı öylece bırakacak değildi ya.

O bu tarz düşüncelerle uykuya dalmışken Hanma bir süre sonra elinde yemekle odaya girdi. Onu öyle perperişan görünce yemeği masaya bırakıp üstüne bir battaniye örttü.

"Seni çok özledim, bu battaniye seni ısıtmaya yeter mi ki?" Yanına uzandı soğuk elleriyle sıcak boğazını tuttu "Eğer kaçmasaydan böyle olmayacaktı, mutlu olacaktın, resmi bir evliliğimiz olacaktı, bir bebeğimiz de olacaktı, yorgun yorgun eve döndüğümde hayatımın en güzel anlarını yaşayacaktım." Derin bir of çekti "Her şey senin yüzünden böyle oldu."

Sıcak nefesiyle Hanma'nın kolları arasında titredi "Uyanıksın demek?" "H-hanma, geç değil tedaviye gidersen-" hala ağlamanın bıraktığı kekemeliği vardı üzerinde "Senin hayal ettiğin yoldan yürürüz."

Hanma Ayuka'nın boğazını sıktı "Kandırma beni, gözlerindeki ateşi gördüm. Senin beni götüreceğin tek yer karakol." "Hayır! Yemin ederim seni şikayet etmem, sadece bir günlük bir süreç! Hiç yaşanmamış gibi devam ederiz." Boğazındaki elini yanağına götürdü "Yapma sevgilim, edemeyeceğimizi ikimiz de biliyoruz."

Ayuka ağlamaya başladı "Korkuyorum." O hıçkıra hıçkıra ağlamasına neden olan adamın göğüsünde yine uykuya daldı.

Gözlerini açtığında Hanma yoktu yanında, kapı açıktı. Dışarıya çıktığında tüm pencerelerin kilitli kulplarla dışardan gastelenmiş şekilde gördü. Pencereler böyleyken kapıya gitme çabasına girmedi bile.

Koltuğa oturdu, yavaş yavaş kurtuluşun olmadığını kabullendi. Onu arayan bir ailesi ya da haber bekleyen arkadaşları yoktu, artık yoktu.

  Hanma'nın evde olmamasından rahatlayıp kaçma planı kurmadı, ya da onu öldürüp kurtulmak içinde düşünmedi. Kabullenilmiş çaresizlikle koltukta kalan bozuk mirofonu aldı eline. Tek istediği gerçeklikten uzaklaşmaktı.

Hanma elinde poşetlerle içeri girince ona hiç takmadan şarkı söylemeye devam etti. Poşetleri olduğu yere bırakıp koltuğa oturdu.

Ayuka'nın umursamazlığı onu sinirlendiriyordu. Belinden tutup kucağına oturttu. "Daha iyi olduğuna göre özlem gidebiliriz değil mi?"

—–—
Kendi yazdığın Hanma'dan da soğumassın be. Okuyan herkesten, -herkesten- evet senden de, senden senden sadece bi bölüme oy verip diğer bölümleri okuyan kız senden bahsediyorum, sadece okuyan varlığından haberdar olmadığımız kişilerden bahsediyorum. Oy verin, oyun bana kazandırdığı tek şey motive(okuyan insan sayısı tam olarak belli olduğu için) sizden de bir şey eksilmiyor diye düşünüyorum. Yeni bölümleri bekleyin♡

Hanma-TakıntıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin