17

321 28 8
                                    

Gözleriyle sarhoş Hanma'yı süzdü. Saçları dağılmış ağızı açık uzanıyordu. Ayuka'nın gözleri Hanma'nın ellerine kaydı. Kanjilerine baktı "Suçumda cezam da sensin." Hanma'nın üzerinden geçip yatak odasına gitti.

Hanma salonda yalnızlığa terk edildiğini farkedince söylenerek ayağa kalktı "Çok acımassızsın Ayuka!"...

Geçen tüm günler boyunca dip dibe ona rağmen sanki aralarında iletişimi engelleyen bir duvar varmışcasına uzaklardı. Bir ay geçmişti, Ayuka bir gram değişmemiş yumuşamamıştı.

Hanma mutfakta yine içki içerken yemek yiyen Ayuka'ya umutsuzca sordu "Beni neden sevmiyorsun." Ayuka ilgisizce cevapladı "Seni artık sevemem." "Bunu nasıl kabullenebilirim!" "Kabullenme. Kabullenirsen artık evde olmamın bir anlamı olmaz. Dışarı da çıkamayacağıma göre. Ya toprağın altına girerim ya da kül olup savrulurum." "O zaman sev beni!" "İstesem de yapamam."

Hanma başını masaya koydu. Hanma bu muydu? Azrail Hanma, oyuncu, çapkın Hanma. Ne zamandır bi kıza yalvarır olmuştu? "Kılına dokunamazken nasıl öldüreyim seni?" "Aşk geçer Hanma, kara sevdan eninde sonunda bitecek diğer aşıklardan bir farkın olmadığını göreceksin. İşte o zaman ne olacağını zaman gösterecek."

Hanma artık konuşamaz haldeydi. Yarım yamalak anlaşılır konuştu. "Filozof oldun sen de başıma kitap okuya okuya." "Felsefi konuşmuyorum. Kitap demişken. Artık bi kitaplığa ihtiyacım var." "Beni seversen alırım."

"Beni seversen" geçen 18. cümlesi idi. Biraz bakıştılar "Hafta sonu alırım."

Ayuka yediği yemeğin bulaşıklarını yıkayıp salona geçti. Eline bir kitap aldı, Hanma'nın sigara kokusu eşliğinde kitap okudu.

Hanma kutuyu çöpe atıp çarpık adımlarla kendini Ayuka'nın üzerine bıraktı. "K-kalk üstümden! Ölüyorum." "Ben de" "Ciddiyim çok ağırsın!" Üzerinden kalkmadı ama ağırlığını aldı.

Ayuka Hanma'ya aldırmadan rus edebiyatından ağır romanını kucağında Hanma'yla okumaya devam etti. "Sana özgürlüğünü geri versem, beni sever miydin?"

Ayuka o an kitaptan koptu. Ona o an yalan söylemek fazlasıyla aleyhineydi ama dürüst oldu "Şüphesiz, cezanı çekip tedavi gördükten sonra. Bana sevdiğim Hanma'yı geri verirsen severim."

Hanma birden ayağa kalktı "Avukatımla konuşmam lazım!" Sarhoş sarhoş heycanla kapıyı çarpıp gitti. "Ayıldığında aklı başına gelir."

Ayuka günü kitap ve tv ile geçirirken koktukta uyuya kaldı. Üstüne çöken ağırlıkla irkildi "H- napıyorsun!" "3 yıl beni bekleyebilir misin ki sen?" Ayuka'ya bir an fazla geldi bir buçuk aya 3 yıl ceza "Beklerim!" Ayıklığın verdiği akıl aşıklığın verdiği aptalca umutla sordu "Kandırmıyorsun değil mi beni?" Ayuka kollarını eve tekrar girişinden bu yana ilk defa kendi isteğiyle -yatak dışında- sardı Hanma'ya. "İnan bana bekleyeceğim seni."

Hanma'nın bunca yaptıklarından sonra böyle affedici olduğu için kendinden utanıyordu.

Hanma gözlerine baktı. Ona inanmalı mıydı? 3 yıl Ayuka için değerdi, ama Ayuka'nın sözü değerli miydi? Onun sevgisi için ölebilirdi ama yalan söylüyorsa, ki bu çok yüksek bir ihtimal, sabıka kaydı yüzünden tüm geleceğini çöpe atmış olacaktı.

"Bana sevdiğim Hanma'yı geri verecek misin?" Hanma yutkundu...

———
Bölüm yayınlamama rağmen takipte kalan herkese teşekkür ederim. Notlarımın hayatımın amına koyabileceği bir dönemdeyim. Olabildiğince düzenli olacağım. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Hanma-TakıntıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin