10. Bölüm: "Hayal Et"

96.6K 6.9K 11.8K
                                    

Hepinize yeni bölümden merhabalar.

Başladığınız gün ve saat.

Yorumlarınızı bekliyor olacağım, keyifli okumalar!

Ne kadar çok etkileşim gelirse o kadar hızlı bölüm gelecektir bu nedenle lütfen düşüncelerinizi yorumlara yazmayı ve oy vermeyi unutmayın.

❤️‍🔥


🕯

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🕯

Kahverengi saçlarını sıkıca ensesinde toplamış, bembeyaz önlüğüyle ve elinde tuttuğu yemek dolu tepsiyle karşısındaki kapıya baktı hemşire. Her sabah ve akşam saatleri eline tutuşturulan tepsiyi bu odaya getirmekle hükümlüydü. Bundan hoşnut olduğunu söyleyemezdi çünkü odaya adımını attığı an kalbini, hiç benimseyemediği o acı hisler sarmalamaya başlardı. Sanki bir şeyler tersti. Halbuki o işini yapıyordu, mantığına göre hiçbir sorun yoktu. Fakat kalbi aynı şeyleri düşünmüyordu.

O henüz kavrayamamıştı, zihnin pusulası yönünü kolayca sapabilirken kalbin yönünün ise asla şaşmadığını.

Yine kapının önünde kendi ikilemiyle savaşırken eli yavaşça kulpu kavradı ve aşağıya doğru indirdi. İlk adımını atmasıyla birlikte loş olan odaya girdiğinde gözleri hemen kızı bulmuştu. Yine aynı yerdeydi. Yatağın önüne sırtını yaslamış, bacaklarını kendine çekerek kollarını etrafına sarmış bir şekilde yerde oturuyor, gözünü bile kırpmadan önünü izliyordu. Üstündeki beyazlığa inat simsiyah saçları dökülmüştü sırtına. Dişlediği dudakları yara bere içindeydi. Buraya geldiğinde beyaz olan teni günler geçtikçe daha da beyazlamıştı sanki.

Sertçe yutkundu hemşire. Birkaç adımla yatağa ulaştığında yemeği yavaşça çarşafın üzerine koydu. Ardından kıza dönerek hafif kısık sesle, "Hadi gel yemeğini ye. İki gündür hiçbir şey sürmedin ağzına," dediğinde normal tonda konuşmaktan çekinmişti. Oda o kadar sessizdi ki bazen ne yapacağını şaşırıyordu. Normal hastalar bağırır çağırır, bazıları şarkı söyler ya da kahkaha atarlardı. Bu kız geldiği ilk günlerdeki isyanlarını saymazsak çıtını bile çıkarmadan oturuyordu. Hemşire bu durumu oldukça garipsiyordu, uzun zamandır böyle bir hasta görmemişti.

Bu odada daha fazla durmamak için kapıya yöneldiği sırada kulaklarını dolduran kısık iç çekme sesi adımlarını sertçe kesti. "Gelsene," diye mırıldandı kız pürüzlü sesiyle. "Biraz sohbet edelim."

Karanlığın en koyu tonunun yuvası olan gözlerine baktığı anda bu konuşmanın hiç normal olmayacağını anlamıştı hemşire. Ama odadan çıkmadı, aksine kızın yanına giderek o da yere oturdu. Kız gibi bacaklarını kendine çekti, çenesini dizlerine yaslayarak onun baktığı yere bakmaya başladı.

22 | GECENİN SANRISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin