*14 Kasım 2023 güncellemesi*
İlerleyen bölümlerde yorumlarda birçok spoi ile karşılaşabilirsiniz. Her ne kadar uyarı geçsem, o yorumları silsem de maalesef devam edenler var. Bu nedenle özellikle kritik sahnelerde yorumlara bakmamanızı öneriyorum. G...
Aşırı güzel hissediyorum çünkü bu bölüm bizimkiler.... Kalbim... O kadar güzeller ki....
Sınavlarınız bitti artık. Araya gireceksiniz. O nedenle 6 bin sınırımız olduğunu ufaktan duyurmak istedim. Bu yüzden bolca yorum yapıyoruz, delirmelerimiz yorumlarda yaşıyoruz.
Bana sorarsanız vizelerden önceki o kritik haftaya giriyorum, kafamı derslerden kaldıramam yüksek ihtimalle... Yani yer değişiyoruz diyebilirim :,)
Ama moralleri bozmuyoruz. Bu bölümü düşünüyoruz ve yazarken ben nasıl bulutların üstünde gezdiysem siz de kendinizi bulutlara bırakıyorsunuz.
Veeee bölüme geçiyoruz.
Bu arada Whatsapp'ta kanal açtım. Linki öne çıkanlarda var, oraya da katılabilirsiniz.
O zaman nasıl hissettiğinizi buraya alayım. (Bölüm sonunda yeniden sorulacak evet)
Başladığınız gün ve saat.
Hepinize keyifli okumalar diliyorum.
Yıldızımıza da basmayı unutmayın lütfen.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
“Beni arafın içine atsalar, yine seni seçerim. Senin ellerin beni arafın tam ortasına koyarsa ve etrafımı zifiriye boğarsan, seni zemheriye hapsetmekten başka çarem kalmaz. Beni buna mecbur bırakma.”
🝳
20.02.2020
Vücudumda, derimin altında hissettiğim o güçlü akım beni yalnız bırakmamıştı. Şeytandan aldığım o parçayı içimde hissetmek fazlasıyla garip ve aykırı hissettiriyordu.
Anlaşmayı kabul ettiğim için teknik olarak artık onun tarafındaydım. Ve o, yanında güçsüz biri istemiyordu.
Üstümde harabeye dönmüş önlüğü oraya geldiğim kıyafetlerle değişmişti. Vücudumdaki yaralar beni hayrete düşürecek hızda kaybolmuştu. Sanki vücuduma ilaç enjekte etmiş de, bu ilaç beni hem dinçleştirmiş; hem de tamamen iyileştirip güçlü kılmıştı.
Tek temizleyemediği yer kalbim ve zihnimdi.
Akıl hastanesinden çıkarmıştı beni. Tek hatırladığım etrafımı saran zifiri dumanlardı. İsteğim üzerine kitabevinin arkasına gelmiştim. Şimdi ise beni bırakıp gitmişti. Tabii unutturmamıştı anlaşmasını, çok az zamanım vardı.
Sadece iki gün.
Kanatların yerini biliyor musun diye bile sormamıştı. Sanki 22. gün önemli olan onu bulmam değil de, ona getirecek olmammış gibi...