2 | 13. Bölüm: "Zifiriye Tutsak"

71.3K 6K 7.3K
                                    

2.KISIM

"Son üç basamak, az kaldı."

Bir kolunu belime dolamış, beni kendine yaslamış şekilde nereye adım atacağım konusunda yönlendiriyordu. İçine düştüğüm zifiri beni oldukça korkutmaya yeterken nereye gittiğimiz hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Şu an galiba varmıştık, sadece basamakları çıkmam kalmıştı.

"Tam önümüzde kapı var. Açacağım ve içeri geçeceğiz."

Her yapacağımız hareketi tane tane söylüyordu. Kafamı hafifçe sallayarak anladığımı belli ettim. Gözlerim açıktı fakat hiçbir şey göremiyordum. Sadece, karanlık... Bu kötü his içimi kemirmeye devam ederken, "Hep kör mü kalacağım?" diye sordum tedirgince.

"Hayır," dedi.

Durarak bedenimi ona çevirdim. Benim durmamla o da durmuştu. Göremiyordum ama kafamı kaldırıp gözlerine baktığımı varsaydım. "Ya bir daha göremezsem?"

"Göreceksin," dedi kendinden emin bir şekilde.

"Ya göremezsem? Ya tüm görme yetimi çalmışsa?" Kafamda dönen kötü düşünceler aklımı kaçırmamı sağlayabilirdi şu an. "Karanlık var, sadece karanlık!"

Üstüme doğru eğildiğini hissettim. "Göremezsen onun gözlerini çalarız," diye tehditkarca fısıldadı.

"Ne?" diyerek ben de onun gibi fısıldadığımda nutkum tutulmuş olabilirdi. Onun gözlerini mi çalacağız? "Gözlerin açılmazsa onunkileri zevkle yerinden çıkartırım, hiç şüphen olmasın." Sesi hiç duymadığım kadar ciddi ve kendinden emindi. Öyle ki korkuyla ona bakıp gerilememe neden olmuştu.

Yutkunduğumda hareketlendiğini anladım. Benim birkaç adım önümdeydi, kapıyı açıyor olmalıydı. Duyduğum kapı sesiyle düşüncelerim doğrulanırken yeniden elini belime sararak beni yönlendirdi ve eşikten geçerek eve girdik. Ev diyordum ama nereye geldiğimizi bilmiyordum. Öyle tahmin ediyordum.

İçeri geçtiğimizde sıcak hava bedenimi sarmalamıştı. Hala geceydi ve oldukça soğuktu. Geldiğimiz yer dışarısının aksine oldukça sıcaktı. Gündüz olsa da beni pek de etkilemeyeceği gerçeğini zihnimden koparıp atmak istiyordum.

"Burası neresi?" diye sordum beni koltuğa oturturken. "Güvenli bir yerdeyiz," dedi. "Eve geldik."

"Ev mi?"

"Evet. Sen bunu düşünme, sadece şu an güvendeyiz ve hiçbir sıkıntı yok." Biraz bekledikten sonra yeniden konuştu. "Açsın değil mi?"

Konudan konuya geçmesini garipserken olumlu anlamda kafamı salladım. Karnım bu anı bekliyormuş gibi açlığını belli ederken ellerimi karnımda birleştirmiştim. Güvende olduğumuz düşüncesiyle az da olsa rahatlarken ne yapacağımızı düşünüyordum. Açtım ama yemek gökten inmeyecekti ya.

"O zaman yemek hazırlayalım," dedi. "Yemek yapmayı biliyor musun?" diyerek ona döndüm şaşkınca. Ben bu haldeyken yapamayacağıma göre bu seçeneği sunuyorsa biliyor olmalıydı.

"Hayır."

"E o zaman nasıl yapacağız?" dediğimde yerinden kalktığını hissettim. "Sen anlatacaksın, ben yapacağım. Gözlerin göremiyor diye açlıktan bayılmayı beklemeyeceksin herhalde?" diye sormasıyla gözlerimi kaçırarak başka tarafa baktım. İnsan bir anda kör olunca kalkıp göbek atmıyor ya, ne yapayım?

22 | GECENİN SANRISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin