3

16.5K 1.6K 4.1K
                                    

"Jisung arkadaşların seni bekliyor hala hazırlanmadın mı?"

O günkü olanlardan sonra mekan değişmişti ama aklımdakiler asla değişmemişti. 

Dönme dolap, çarpışan araba, gondol, ev, okul, araba, ...

Ama aklımda hep o ses vardı. 

'Şu an güvendesin.'

En son ayrılırken çocuklar evimi merak ettiklerinde tarif etmiştim ve şans eseri Felix ve Jeongin ile yakın oturuyorduk.

Dediklerine göre Minho ile de yakın oturuyorduk ama o bu konu hakkında hiçbir şey dememişti.

"Tamam anne neredeyse hazırım."

Çantama rastgele kitap ve defterleri sığıştırmamla hızla odamdan çıkıp kapıya yönelmiştim. Arkadaşlarımı gördüğümde 32 diş sırıtmış, çıkmak için adım atmıştım ki arkadan annemin boğazını temizleme sesi geldi.

"Sence de bir şey unutmadın mı sincabım?"

Ona doğru dönüp kocaman bir öpücük verdiğimde bana gülümseyip arkadaşlarımla beni uğurlamıştı. 

"Şimdi bir bakınca gerçekten de sincaba benziyorsun hyung."

Jeongin'in söyledikleri ile alayla gözlerimi devirmiştim.

"Ben sincapsam o zaman sen de..."

Felix lafı ağzımdan almıştı.

"O bir tilki."

Kıkırdayarak önüme dönmüştüm. Arkadaş... Demek bu demekti.

Ardalanan adımlarımızın arasında birkaç konu girmiş ve çıkmıştı. Biz de çoktan okula gelmiştik.

Bahçede çimlerin üstünde oturan en büyük kalabalık da bizimkilerdi.

 Sengmin, Chan'ın bacaklarına yatmış büyük bir dikkatle sevgilisini izliyordu. Changbin'in gözü zaten yollardayken bizi, daha doğrusu Jeongin'i görmesiyle uzun bir çığlık bırakmıştı.

"Bebek ekmeğim !"

Herkes gibi kulağı tıkanan Jeongin, daha fazla bağırmasın diye sevgilisinin yanına koşmuş ve ona sarılmıştı. Changbin'in güçlü kolları hızla Jeongin'in ayaklarını yerden kesmiş, uzun boylu olanı kucağına almıştı.

Hyunjin alayla karışık "Felix biz ne zaman seninle böyle olacağız güzelim?" demişti.

Ancak Felix dışında herkes bunun bir şaka olmadığının farkındaydı.

Ne kadar uzun bakarsam bakayım Minho'yu görememiştim. 

"Minho hyung daha gelmedi mi?"

Sormak istediğim soruyu Jeongin'in ağzından duyduktan sonra cevabını beklemeye başladım. 

"Henüz gelmedi ama gelir birazdan." 

Demişti Chan ve bununla birlikte hepimiz çimlere geri oturmuştuk. Biraz sonra kahvaltı etmediğim için karnım guruldamaya başlamış ve herkese kantine gideceğimi söyleyip kalkmıştım. 

Bir tost ve çikolatalı süt alıp geri döndüğümdeyse Minho'nun da gelmiş olduğunu görüp heyecanla adımlarımı hızlandırmıştım.

Neden heyecanlanıyordum amına koyayım?

Çocuklar bana arkası dönük oturuyordu. Ceketi olan kişinin Minho olduğu kanısına varmıştım. Onlara yaklaştığımda benim hakkımda konuştuklarını duymamla adımlarımı yavaşlattım.

Çünkü lanet olası duyduklarım iyi şeyler değildi ve Minho'nun ağzından çıkıyordu.

"Daha yeni tanıştığımız birini hemen nasıl gruba kabul edebiliyorsunuz amına koyayım? Bundan sonra her beş dakika tanıştığımız insanı gruba mı alıyoruz?"

Case 143 ' MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin