7

18.4K 1.6K 4.1K
                                        

Başımızın üstündeki cam bize sabahın ilk ışıklarını taşımıştı. Gözüme vuran ışıkla yavaşça göz kapaklarımı ardalamıştım.

Kendi içimde çelişkiye düşmüştüm. Bir yandan dünkü yaşananların rüya olması için yalvarıyor diğer yandan da gerçek olması için dua ediyordum.

Ve açtığım gözlerim, gerçekliği bana en güzel haliyle sunmuştu.

Karşımda gözlerini kapatmış, en masum haliyle uyuyan Minho vardı. Kolları hala beni sıkı sıkı sarmalıyordu. Benim de ondan aşağı kalır yanım yoktu.

Beni sarmalayan kollara baktığımda yine yükselen ağlama isteğimi bastırmıştım.

Minho neler yaşamıştı da bu yaşadıkları hayatına böyle bir iz bırakmıştı?

Anladığım kadarıyla izlerin devamı vardı. Bir veya ikiyle sınırlı değildi. Hepimizden kollarını saklıyor olması, demek bu yüzdendi.

Karşımdaki savunmasın bedene biraz daha baktım. Onu içime koymak ve bir daha hiç çıkarmamak istiyordum. Her şeyden saklamak istiyordum onu.

Biraz biraz kıpırdanmaya başladığında uyanmak üzere olduğunu anlayıp hızla gözlerimi kapatmıştım. Uyuyor olduğumu sanmasını istiyordum.

Biri saçımda olan eliyle yavaşça aldı tutamlarımı parmaklarının arasına. Narince, kırılgan ince bir buz parçasına dokunurcasına okşadı. 

Neden sonra, kendine gelmek adına başını hafifçe sağa sola sallayıp elini yavaşça çekmeye çalıştı.

Kollarımı bedenine daha da sararak onu engelledim. Şu an hiçbir yere gitmeye izni yoktu.

O da zaten daha fazla çabalamadan olduğu yerde kalmıştı.

Yavaşça gözlerimi araladığımda göz göze gelmiştik.

Sadece bir saniyeliğine süren bu bakışmayı ilk o bozmuş, gözlerini hızla kaçırmıştı.

Ancak o bir saniyede bile gözlerine bakmak kendimi iyi hissetmeme neden olmuştu. İşte şimdi gün aymıştı.

"Günaydın Minho."

Neşeyle seslendiğimde kollarını hızla benden çekmiş ve benim kollarımdan kurtularak yatakta doğrulmuştu.

"Günaydın."

Ben de onunla beraber doğrulurken kollarımı havaya kaldırıp hafifçe gerinmiştim. Ardından ayağa kalkıp beni izlemesine izin vererek banyoya adımladım.

"Şey Jisung..."

Banyonun kapısını tutmamla ona doğru dönmem bir olmuştu. 

"Dün tam olarak ne oldu?"

Tüm gülen yüzüm olduğu gibi solmuştu. Ne demek ne oldu? Hatırlamıyor muydu?

"Gerçekten mi?"

Somurtkan bir şekilde sorduğum soruya elini ensesine atarak cevap vermişti.

"Ben.. Sana bir şey yapmadım değil mi?"

Aniden aklıma gelen fikirle gözlerimin parıldadığını hissettim. Elimi banyonun kapısından çekip yatakta oturan Minho'ya doğru ilerlemeye başlamıştım.

"Nasıl yani? Sen gerçekten bana dün neler yaptığını hatırlamıyor musun Minho?"

Minho ona doğru yürümemle panik olmuş gözlerini büyüterek bana bakmaya başlamıştı.

"Minho... Bunu sorumluluk almaktan kaçmak için söylüyor olmayasın?"

Aniden gözleri popomu bulmuş ve yeniden yüzüme çıkmıştı.

Case 143 ' MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin