4

17.1K 1.6K 3.3K
                                        

"Beyler en azından birkaçınız odayı terk edebilir mi? Hepimiz için fazla küçük bir mekandayız."

Hemşire de dahil 9 kişi küçük revir odasına tıkışmıştık. Herkes gitmeyi reddediyor, başımızda beklemek adına ısrar ediyordu.

"Hyunglarım gerçekten de iyiyiz gidin dersinize girin."

Jeongin'in söylediklerini onaylamıştım. Ama Changbin bir türlü sinirini alamamıştı.

"Ben daha onları ne hale getirecektim ya... Madem böyle bir durum var neden söylemiyorsun Jeongin?"

Minho uzun süreli sessizliğini bozup onu onaylaşmıştı.

"Evet ekmekçik. Bak kaç kişiyiz burada, haklarından gelemez  miydik sence?"

Kaç kişiyiz derken acaba beni de saymış mıydı? 

"Biliyorum biliyorum... Ama sadece üç kişi değiller normalde. Başınıza bela alın istemedim..."

Herkesin onaylamaz mırıltıları eşliğinde Jeongin durumu toparlamıştı.

"Tamam tamam, yaralı birine kızmayın hem. Bakın canım yanıyor..."

Changbin'in Jeongin'in gösterdiği yeri öpmesiyle ortam yumuşamıştı.

Seungmin elini Minho'nun omzuna atmasıyla Minho ona baktı. Konuşmadılar. Sadece birbirilerine gülümsediler ve Minho da kendi elini Seungmin'in elinin üstüne koydu. Bir manada barışmışlardı sanırım.

"Yalnız Jisung seni var ya çok takdir ettim."

Felix'in demesiyle herkes bana bakmıştı. Hyunjin onu onayladı.

"Evet amına koyayım. Ne yere bakan yürek yakanmışsın. Kafasını trabzana mı sıkıştırdın?"

"Öz babam."

Utançla gülümseyip yere bakmıştım. Herkes bana bakıyordu ama lanet olası Minho inatla bakmamakta ısrarcıydı.

Çok geçmeden Chan herkesi dağıtmıştı. Odada sadece Changbin ben ve Jeongin vardık. Changbin sevgilisinin yanına uzamış, sevgilisinin saçlarını okşuyordu kollarının arasında.

Onların bu hallerine gülümsemeden edemezken daha fazla burada durmak istemedim. O kadar da büyük bir sıkıntım yoktu. Bir önceki okulum buradan çok daha kötü bir yerdi ve arkadaşı olmayan, dışlanmış biri tahmin edersiniz ki zorbalık görüyordu.

Minho'nun söylediklerine de az önce yaşadığım kavgaya da alışkındım. İki olayda da güçsüz düşmeme neden olan tek etken Minho'ydu.

O sözlerin onun dudaklarından dökülmesi acıtmıştı canımı. O kavgadan onun kurtarması beni böylesi yılgın kılmıştı. Minho her konuda zayıf noktam olmayı başarıyordu...

Yavaşça revirin kapısını açıp sessizce kapattığımda sola dönmemle Minho ile karşılaşmam bir oldu.

Korkuyla ufak bir çığlık attığımda ise adamın yüzü biraz olsun değişmemişti.

"Nereye?"

Elimi kalbimin üzerine koyup korktuğumu belli ederken ters ters Minho'ya baktım.

"Daha fazla kalmama gerek yok. Derse girecektim.

Ceketinin kollarını biraz daha eline çekiştirirken sırtında biri bana ait olan iki çanta fark etmiştim.

"Hayır derse girmiyorsun. Eve gidip dinleniyorsun. Öğretmen ikinizin de izinli olduğunu söyledi."

Peki bunu neden bana Minho söylüyordu? Aynı sınıfta olduğum iki arkadaşım daha vardı.

Ancak yine de tahmin etmesi çok zor değildi. Muhtemelen Hyunjin onunla konuşmuş, gönlümü alması gerektiğini falan söylemişti.

Case 143 ' MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin