Case 143 ' Minsung

20

"Bekleme yapma babacık, çevir şişeyi."

Yemekler yenmiş, mutfak herkesin yardımıyla toplanmıştı. 

Hyunjin tam da kendisinden beklendiği üzere gelirken birkaç şişe soju kapmıştı. Şimdiyse hepimiz yerde çember oluşturmuş, biten ilk şişenin şerefine şişe çevirmece oynuyorduk.

"Hyunjin, eğer bir kere daha 'benim' Chan'ıma babacık dersen, bunca yıllık semeliğini tekte alırım."

Hyunjin ve Seungmin'in Bang Christopher Chan enayiliği, ben onları tanıdığımdan beri klasik bir atışmaydı.

Bu atışmaya arkaya açtığımız müziğin de eşlik etmesi zaten eğlenceli olan ortamı biraz daha coşkulu kılıyordu.

"Şşş tamam, benim için savaşmayın ben sevgilimin babacığıyım."

Chan bunu söylerken bir yandan da şişeye uzanmış ve çevirmişti. 

"Haha düştün mü elime Binnie !"

Bir önceki turda Changbin, Chan'a sormuştu. Chan'ın cesaret demek gibi büyük bir hata yapmasıyla da Seungmin'e kucak dansı yapmak zorunda kalmıştı.

Seungmin'in canına minnetti zaten. 

"Öncelikle, hayır bebek ekmeğin bu gece üstte olmasına izin vermeyeceğim."

Changbin daha Chan'ın ne dediğini duymadan kesin konuştuğunda Jeongin dudaklarını büzmüş ve biz de gülmüştük.

"Üf errrkek be ! O zaman şu sehpanın üstünde o güzel kıçını salla bakalım Binnie."

Chan söylediği şeyle gurur duyarken hepimiz onu alkışlamış ve tezahürat yapmaya başlamıştık.

"Yürü be Binnie !"

"Of o götün zekatını veriyor musun güzelim !"

Changbin elindeki minik bardağı olduğu gibi kafasına dikip ayağa kalkmış ve sehpanın üstüne çıkmış ve gerçekten de hayatımızda görebileceğimiz en güzel twerk şovunu sergilemişti.

"Aman tanrım benim sevgilim ne zamandır böyle birisi ?!"

Jeongin'in söyledikleri ile Hyunjin ona takılmıştı.

"Senin elinin altındaki madenden haberin yokmuş ekmekçik."

En nihayetinde Minho ayağa kalkmış, kedilerinin psikolojisini bozduğunu öne sürerek zorla Changbin'i sehpadan indirmişti. Bahsettiği kedilerden birinin ben olduğumu, benim dışımda kimsenin anladığını düşünmüyordum.

"Bu günü bekliyormuş bu da amına koyayım sallamak için."

Şimdi çevirme sırası Changbin'e geçmişti. Şişeye uzanmış ve hızla çevirmişti. Şişenin ucu şimdi beni gösteriyordu.

Sormasına zaman vermeden hemen cevapladım.

"Doğruluk !"

Herkes kıkırdamıştı.

"Ödleğim diyorsun yani."

Bu defa da ben kıkırdamıştım.

"Sadece canınızı kurtarıyorum. Sehpada twerk atmamı istersen bebeğimin seni yaşatacağını sanmıyorum."

Changbin, Minho'nun iddialı gözleri ile karşılaştığında yutkunmuş ve beceriksizce gülmüştü.

"Eheh... Öyleyse soruyorum."

Changbin sorusunu sormadan Jeongin onun kulağına eğilmiş ve bir şeyler fısıldamıştı. Changbin de aydınlanmış gibi sırıtarak yeniden bana dönmüştü.