18

15.4K 1.1K 1.8K
                                        

Nihayet sınav haftasını atlatmıştık. Ve tahmin edin kim matematik sınavından tam not aldı?

"Aklım almıyor amına koyayım. -3 iq Jisung nasıl matematikten full çeker ya ?!"

Şimdilerde devamlı uğradığımız bir kafe vardı. 'Case 143'

Hep beraber neredeyse her okul çıkışı buraya gelmeye başladığımızda, artık bizim mekanımız haline gelmişti. Bugün hafta sonu olmasına rağmen, yine buradaydık.

"Hyung, kimden ders alıyorsun? Bize de söyle biz de alalım lütfen."

'Öğretmenim' karşımda gülerek keyif kahvesini içerken ben kendimi dersleri işleme yöntemini düşünmekten alıkoyamıyordum.

"Hayır Jeongin ders falan alamazsın sevgilimden."

Herkesin gözü şaşkınlıkla Minho'yu bulduğunda Changbin sızlanarak konuşmaya başlamıştı.

"Nasıl olur ya ? Ben bu ite eğer bana ders verirse kol kaslarımı elleyebileceğini teklif etmiştim. Nasıl bana vermez de sana verir?"

Jeongin, yavaşça elleriyle Changbin'in sağ kol kasını, Felix de sol kol kasını kavradığında ikisi de şaşırmıştı.

"Hyung, gerçekten bunlara hayır mı dedin?"

Changbin, Jeongin'e dönüp dudaklarına bir öpücük bırakmıştı.

"Güzelim sanki hiç ellemediğin şey."

Seungmin, durup durup bir şey çözmüş gibi uzunca sırıtmaya başlamıştı.

"Jisung kol kaslarından fazlasını teklif etmiş gibi görünüyor."

Aniden ağzımdan püskürttüğüm kahvemin ardında sertçe Seungmin'in koluna geçirmiştim.

"Ne diyorsun amına koyayım? Nerede ne söyleyeceğini hiç öğrenmemiş bu. Kötü köpek."

Seungmin elimi ısırmaya çalışınca hızla geri çekilmiştim.

"Minho'nun sırıtışı her şeyi açıklıyor arkadaşlar, daha fazla devam etmeyin hayal ediyorum sonra."

Hyunjin'in söyledikleri ile Minho biraz daha keyiflenirken ben biraz daha kızarmıştım.

"Minho hyung sana bakarken ben terledim. Çıkar şu ceketi artık."

Jeongin'in söylemiyle Minho'ya dönmüştüm. Gülüşü, yerini düz bir ifadeye bırakmıştı.

"Aslında ben üşüdüm ya."

Yerimden kalkıp Minho'nun yanına oturmuş ve kollarımı tek bir koluna dolamıştım.

"Üşüdün mü?"

Minho'nun sorusuna başımı sallarken Minho da hiç beklemeden bana doğru yönelmiş ve beni kolları arasına almıştı.

Şimdi bir kolum, Minho'nun bol ceketinin bir kolundan içeri girmişti.

Ellerim, tişörtünün örtemediği izlere değdiğinde yavaşça çizgileri takip ederek dokunmaya başlamıştım.

Chan'ın endişeli bir ifadesi var gibiydi. Belki herkes az çok tahmin ediyordu ancak en çok endişelenen her seferinde Chan oluyordu.

Artık kapanmaya başlayan izlerde gezinirken aniden biraz daha belirgin bir ize denk gelmemle duraksamıştım.

Elimin altındaki iz, yeni gibiydi.

Herkesin konuşması birbirine karışıtığında sesler de boya paleti gibi beynimde karışmaya başlamıştı.

Bu iz ne kadar yeniydi? Neden yeniydi?

Başımı hafifçe kaldırıp Minho'ya baktığımda benimle göz teması kurmaktan kaçındığını fark etmiştim.

Case 143 ' MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin