10

17.5K 1.5K 2.1K
                                        

Tanrım birileri bu çocuğun konuşmama ayarlarıyla oynayabilir miydi?

Tam olarak 10 dakikadır okula yürüyorduk ve ben bir şey söylemedikçe Minho da bir şey söylemiyordu.

Ellerimi dudaklarıma götürüp nefes verdikten sonra iyice ceplerime sokmuştum. Bir ya içinde hava nasıl bu kadar hızlı değişebilirdi?

Sabah burnuma gelen güzel kokularla uyanmıştım

Minho'nun dışında olan kokulardan bahsediyorum.

Minho'nun hazırladığı kahvaltıyı ederken de, şu an olduğu gibi okula yürürken de hiçbir şey konuşmuyorduk.

Artık yavaşça, acaba onun evinde kalarak onu rahatsız mı ediyorum diye düşünmeye başlamıştım.

Ben tüm bu düşüncelerle savaşırken aniden bileğimin kavranmasıyla Minho'ya bakmıştım. 

Elimi yavaşça cebimden çıkarıp kendi dudaklarına götürmüş, sıcak nefesini üflemesinin ardından kendi sıcak cebine sokmuştu.

Aynen, arkadaşız. Okuldan arkadaş.

"Minho, sadece okuldan arkadaşız. Böyle yaparsan yanlış anlaşılabiliriz."

Elbette tribimi atacaktım. Şu an buna hakkım vardı.

Minho ise anlamsız bir şekilde suratıma bakmış, ardından ne yapıyorsa onu yapmaya devam etmişti.

"Günaydın !"

Arkamızdan yaklaşan Felix ile duraksayıp bize yetişmesini beklemiştik. Felix gelir gelmez önce Minho'nun cebindeki ellerimize bakmış ardından da memnun bir şekilde gülümsemişti.

"Barışmışsınız?"

Bu dediğiyle gözlerimi büyütüp Felix'e bakmıştım. Aptal, her şeyi şimdi yumurtlayacaktı...

"Küs müydük ki?"

Gülümseyerek imayla Felix'e bakmıştık.

"Yok canım arkadaşım, ne küsmesi? Arkadaşlar birbirine küser mi?"

Felix mesajı çakmasının ardından ağzını kapatmış Minho ise sadece omzunu silkmişti.

Yol ölüm sessizliği ile geçtiğinde nihayet sınıfımıza girmiştik. Minho her zamanki gibi başını sıraya koymuştu.

Hayır anlamıyorum, ders dinlediği de yoktu. Nasıl sınavlardan bu kadar yüksek alıyordu?

Dersin sıkıcılığı beni olabildiğince iterken Minho yüzünü benden tarafa çevirmesiyle kapalı gözlerinin ardında beni oldukça çekiyordu.

Yavaşça parmağımla burnuna, sonra da yanağına dokunmuştum.

Dünya üzerindeki tüm güzellikler nasıl bir bedende bir araya gelirdi anlayamıyordum... Hayattan vazgeçtiğini söyleyen bu çocuk, ne zaman benim hayatım olmuştu?

Ellerimi saçlarına çıkarıp okşamaya başlamıştım. Memnun mırıltıları Felix ve Hyunjin'in dikkatini bize çekmişti. Gülerek bizi izlediklerinden eminim ama yine olmuştu işte. Başka bir yere bakamıyordum.

Ben bir aydım, ve bir kere dünyamın yörüngesine girmiştim. Artık dünya yok olana kadar çevresinde dönmeyi durduramazdım...

Daha fazla dayanamadan ben de başım Minho'ya dönük olacak şekilde sıraya uzanmıştım.

En arka sırada olmanın avantajlarından yararlanıyordum.

Elim, Minho'nun elini bulduğunda parmaklarım parmaklarıyla dans etmeye başlamıştı.

Case 143 ' MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin