Case 143 ' Minsung

16

"Evet arkadaşlar, çıkmadan önce hafta sonu gerçekleşecek olan hastanedeki çocukları ziyarete gelecek olanlar sınıf başkanına ismini yazdırsın lütfen. İyi dersler."

Öğretmenin sınıftan çıkmasıyla hızla yanımda oturan, ah pardon, sıraya yatan Minho'ya dönmüştüm.

Yüzü bana dönüktü ve üstüne yattığı kolu yanağını hafifçe baskılıyordu. Bu da dudağını biraz büzmesine sebep oluyordu.

Bebek...

Kafamı kafasına biraz yaklaştırmış, nefesini dinlemeye başlamıştım. Nefesi düzenliyse bu uyuyor demekti ve eğer uyuyorsa ellemeyecektim.

"Beni bu şekilde mi baştan çıkarmaya çalışıyorsun sincap bey?"

Şaşkınlıkla başımı ona çevirmiş, bana doğru gülen yüzüne karşı gülmüştüm. Bu çocukla karşılıklı birbirimize güleceğimizi birkaç ay önce söyleseydiniz, muhtemelen deli olduğunuzu düşünürdüm.

"Minho, hocanın dediğini duydun mu?"

O beni başıyla onaylarken ben parmağımı yanağında gezdirmeye başlamıştım.

"Gidelim mi?"

Gözlerini kapatmıştı ve gözlerini kapatması, 'sana hayır demek istemiyorum ama hayır Jisung' demekti.

"Minho lütfen gidelim lütfen lütfen."

Gözlerini açmamakta ısrarcıydı.

"Sevgilim, lütfen."

Önce dudakları hafifçe yukarı kıvrılmış ardından da gözleri gözlerimi bulmuştu.

"Zayıf noktamın ne olduğunu iyi biliyorsun, hm?"

Başını masadan kaldırmış, ellerini havaya kaldırarak gerinmişti.

"Bu evet mi demek oluyor, sevgilim?"

Başımı hafif sağa yatırıp ellerimi önümde kavuşturduğumda gülümsemesi daha da büyümüştü.

"Sanki şu an bana başka bir seçenek bırakmışsın gibi."

                              ~❄️~

"Duydunuz mu lan okul tuvaletinde birileri sevişmiş."

Hyunjin'in söylediği şeyle az kalsın boğulmak üzereydim.

"Ay iyi misin Sungie? Tetiklendin mi ne oldu?"

Felix bir yandan sırtıma vururken bir yandan da ciddi ciddi sormaya devam ediyordu.

"İyiyim. Yaşıyorum. Yumurta kaçtı boğazıma sadece."

Kafamı kaldırdığımda karşımda arsızca gülümseyen Minho'yu görmüştüm.

"Birileri mi sevişmiş? Sen nereden duydun bunu?"

Sorduğu sorudan dolayı Seungmin aniden 'en yakın arkadaşım' mertebesine yükselmişti. Şimdi hepimiz Hyunjin'e bakıyorduk.

"Kafeteryada konuşurlarken duydum. Zemin kattaki tuvaletlerden birinden inleme sesleri falan gelmiş baya."

Gergin bakışlarımı Minho'ya yönelttiğimde onun gülüşü gittikçe genişlemeye başlamıştı.

"Ee kimlermiş peki?"

Masanın altından Minho'nun ayağına tekme attığımda o çoktan kahkaha atmaya başlamıştı bile.

"Bilmiyorlarmış onlar da. Ama her kimse iyi ağlatmış diyorlar."

Gittikçe yanan yanaklarım biraz biraz kendini ele vermeye başlamıştı.

"Bir dakika bir dakika, siz geçtiğimiz ders neredeydiniz?"