"Hyunjin biraz daha hızlı yürüsene sevgilim."
Akşam okulun sözde gönüllülük esaslı etütüne kalmış, şimdi hava kararırken evlerimize doğru yürüyemeye başlamıştık.
"Felix biraz daha yürürsem eğer beynim yavaşça kulağımdan dökülmeye başlayacak...
Felix pes edip sevgilisini sırtına almış yürümeye devam etmişti.
Arkalarından onları izlemekten büyük bir keyif alıyor, bir yandan da aklıma takılan sorulara bir cevap bulmaya çalışıyordum.
Biz Minho'yla tam olarak neydik? Bir öpücük bizi sevgili kılar mıydı? Ak kesinlikle hayır...
"Ne düşünüyorsun?"
Minho'nun dibime girerek sorduğu soruyla yerimde sıçramıştım.
"Hey hey, bu kadar korkacağını tahmin etmemiştim."
Ona doğru gülümsememi sunmuştum. Gözyaşlarım dışında sunabileceğim tek şey buydu.
"Minho."
Zaten bende olan dikkatinden ziyade bakışlarını da üzerime çekmiştim.
"Sana sormak istediğim bir şey var..."
Ve yine en merak edilen anların katili... Telefon.
"Efendim anne?"
"..."
"Hm hm."
"..."
"Tamam anne ben sorayım bizimkilere."
"..."
"Anne büyüdüm artık evde tek başıma kalabilirim."
Tek başına kelimesinin geçmesiyle Minho hızla telefonu elimden almıştı.
"Alo Bayan Ha- Yani Jisoo annecim? Jisung bugün evde tek mi olacak?"
"..."
"Ah, içiniz rahat edecekse bende kalabilir. Evimi zaten biliyorsunuz."
Gözlerimi sonuna kadar açıp başımla hayır işareti yapsam da beni dinlememişti.
"Teşekkürler, onunla güzelce ilgileneceğimden şüpheniz olmasın."
Telefonu kapatıp 32 diş sırıtmıştı.
"Gerek yoktu. Ben küçük bir bebek değilim, evde tek de kalabilirdim."
Tamam, dürüst olmak gerekirse kalabilirdim belki ama her şekilde Minho'nun yanında kalmak daha cazipti.
"Ooo çifte kumrular birlikte mi kalacaklar?"
Minho keyfi yerinde konuşmuştu.
"Annesi bir haftalığına iş gezisinde olacakmış. Yani evet."
Felix ve Hyunjin nihayet Felix'in evine geldiklerinde onlardan ayrılmış, biraz ileride benim evime uğramıştık.
"En azından kıyafetlerimi almama izin ver."
Minho'nun başıyla onaylamasıyla içeri girmiş, Minho ile birlikte odama çıkmıştım.
"Aman tanrım Jisung odan çok renkli..."
Sahte bir şekilde gözünü kapatıp acı çekiyor gibi yapmıştı.
"Odam renkli değil, sen fazla karanlıksın."
Dolabımı açıp kıyafetlerime uzanmıştım. Minho asla rahat durmamış, peluş sincaplarımı eline alıp oynamaya başlamıştı.
"Meyhaba ben Han Jisung, sen kimşin?
Aa ben de Han Jisung. Hepimiz Han Jisunguz !"
Peluşlerimi eline alarak yaptığı oyuna kahkaha atmıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Case 143 ' Minsung
Fiksi PenggemarJisung, lise son sınıf öğrencisidir. Dönem ortasında ailesinin tayini Seul'e çıktığından okul değiştirmek zorunda kalmıştır. Eski okulunda da zaten arkadaşları olmayan Jisung, yeni okulunda 7 kişilik bir arkadaş grubuyla tanışır. Gittikçe bu grubu 8...