12

19.3K 1.5K 2.9K
                                        

Her gecenin bir sabahı vardır derler, benim gecem Minho'yu görmemle bitiyordu. O an, gece de olsa gün ayıveriyordu.

Dün gece konuştuklarımızın üstüne havanın gittikçe daha da soğumasıyla eve girmiştik.

Minho'yu yalnız bırakamayacağımda ona yatakta birlikte yatıp yatamayacağımızı sormuştum.

Hiç beklemeden onaylamıştı.

"Gitmen gerek." deyip durmuştu. "Benden gitmen gerek."

Bu söyledikleri, gerçek hislerini yansıtmadığından onu güzelce yatırıp ben de üstüne yatmış, kollarım ve ayaklarımla tüm bedenini sarmıştım.

Şimdiyse aldığı düzenli nefeslerle kafam bir aşağı inip bir yukarı çıkıyordu.

Kafamı, yasladığım göğsünden kaldırıp göz torbalarına bakmıştım.

Hep böyleydi işte. Hep yorgun, hep eksik, hep kararmış ve kaybolmuş görünürdü.

Şimdi böylesi huzurla uyuyor olması, onu koruma hissimi artırıyordu.

Uzanıp alnına düşen saçları parmaklarımla geriye doğru taradım. Tüm gece ona bitişik olduğumdan terlemişti.

Parmaklarımın bir sonraki durağı kolları olmuş, onları da güzelce sevmiştim.

Sanki sevdikçe daha da iyileştiklerini hissediyordum.

Biraz sonra gözlerini aralamıştı o da.

"Günaydın."

Gülümseyip sersemlikle söylediğinde, beni bir kere daha kendine hayran hale getirmişti. Çok güzeldi...

"Çok güzelsin."

Anlık gelen iltifatı beklemediğinden gözlerini kaçırmıştı.

Uzanıp gözlerine birer buse kondurmuştum.

"Gözlerini görmek istiyorum. Onları benden saklama."

Tekrar gözlerime odaklandığında bu bakışların eskiden çok daha farklı olduğunu görmüştüm.

Parlıyordu. 'Jisung ben yaşıyorum.' diyordu.

Yavaşça üstünden kalkmaya çalıştığımda hızla kollarını belime dolamıştı.

"Biraz daha..."

Gülümseyip daha da sokulmuştum. Başımı boynuna gömmüş, derin nefeslerle kokusunu ciğerlerime çekmeye başlamıştım.

"Jisung gıdıklanıyorum."

Kıkırdayarak boynuna minik masum bir öpücük bıraktığımla Minho'nun altında kalmam bir olmuştu.

"Gıdıklanıyorum dedim."

Evet, neredeyse baskınlığını aklımdan çıkarmışken her zaman bir yolunu bulup kendini hatırlatıyordu.

"Tamam Minho en üstteki sensin, tamam."

Alayla söylediğim şeye tek kaşını kaldırarak cevap vermişti.

"Şüphen mi vardı?"

Hah. Omegaverse evrenindeki alfanın omegasını baskılamaya çalışması gibi hissetirmişti ancak, bir omegaverse'ün içinde değildik.

Ve burada Han Jisung'un kuralları geçerliydi.

Tek hamleyle en beklemediği anda onu altta bırakmıştım.

"Aslında epey şüphelerim vardı."

Yüzüne eğilip dudaklarımızı birleştirerek konuşmaya devam etmiştim.

Case 143 ' MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin