17

20K 1.2K 4.6K
                                        

UYARI: Bu bölüm cinsellik içermektedir. Özellikle içereceği kısımda ⚠️ işaretini kullanacağım. Rahatsız olanların buna göre okuması/okumaması tavsiye edilir.

~❄️~

"Anne, bu kadarı yeterli değil mi zaten?"

"Hayır, hep beraber yersiniz şu keklerden de koy."

Gezinin üzerinden koca bir hafta geçmişti. Buraya gelmeden önce durumumuz pek iyi değildi ancak annem bulunduğu işten istifa etmiş, başka bir şirketten 'kişisel asistanlık' teklifi aldığındaysa hızla kabul etmişti.

Bu da bizi Seul serüveninin içine atmıştı.

Eski iş yerinden hep yorgun ve mutsuz dönen annemin bu sefer ne kadar mutlu olduğunu görebiliyordum ancak...

Sürekli yurt dışına seyahat etmek zorunda kalmaya başlamıştı ve daha bir ay önce gitmiş olmasına rağmen şimdi yine bir seyahate gidiyordu.

Bense bu süreçte yine Minho'nun evine transfer oluyordum ama annem elim boş gitmeme izin vermemiş, bir elimde bavul varken diğer elime de kocaman bir yiyecek poşeti tutuşturmuştu.

"Tamam, sanırım bunlar size yeterli olur."

Ona 'ciddi misin' der gibi baktığımda yanıma gelip yanağıma en ıslağından bir öpücük kondurmuştu.

Ardından çalan telefonunu açıp, "Tamam, çıkıyorum." demiş ve evin önüne gelmiş olan siyah arabaya bakmıştı.

"Sincabım, her akşam beni arıyor ve haber veriyorsun tamam mı? Dikkatli olun."

Onu onaylamamla onunla birlikte evden çıkmış, araba gidene kadar bekleyip öyle Minho'nun evine adımlamaya başlamıştım.

Yolun yarısında da zaten Minho ile karşılaşmıştık.

"Yuh Jisung, bir haftalık geldiğine emin misin sen?"

Hızla yanıma ulaşmış, elimdeki bavulu almıştı.

"Ah... Annem yeriz diye bir şeyler yapmış da. Ondan."

Eğilip elimdeki poşete bakmış, ardından da memnun bir gülümseme sunmuştu.

"Han Jisoo gerçekten de mükemmel bir insan."

Saçımı gururla geri atmıştım.

"Ne de olsa benim annem."

Minho bana bakmış, boşlukta kalan eliyle yanağımdan bir makas almıştı. Böyle böyle evine varmıştık.

İçeri girdiğimde artık karanlık bir odayla karşılaşmamak beni çok mutlu etmişti. Artık aldığım her nefeste sigara dumanını da hissetmiyordum.

"Beni ne kadar güzel iyileştirdiğini görüyor musun sevgilim?"

Elimdeki poşeti mutfağa bırakıp ona doğru bakmıştım.

"Birlikte iyileşiyoruz, sevgilim."

Aniden dikkatimi normalde olmayan bir şey çekmişti.

"Minho?"

Dikkatini çektiğimde devam etmiştim.

"Masanın üstündeki kedi heykeli yeni mi?"

Bir yandan da bahsettiğim heykelin yanına, salondaki sehpaya doğru gitmiştim. Minho ise çantamı yukarı bırakıp yanıma inmişti.

Koltukta oturmuş minik heykelin burnunu okşarken Minho da kendini yanıma bırakmıştı.

"Annemin en sevdiği minyatürdü."

Case 143 ' MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin