Hiç bir zaman tez canlı olan biri değildim. Bu sayede pek çok insanın göremediği ayrıntıları görmemle ün salmıştım. Arabaya binip konumu GPS cihazına yüklediğimde kendi ayağımla tuzağa gittiğimi bilecek kadar da olayın bilincindeydim. Peki salak mısın da kendi ayağınla gördüğün tuzağa gidiyorsun diyenler için cevabım netti. O gün yaşadıklarımı bir başkasının yaşaması düşüncesi bile bile isteye bu tuzağa gitme nedenimdi. Ancak tabi ki işimi şansa bırakmaya niyetli değildim. Gitmem gereken konuma ulaştığımda bana en hızlı ulaşıp en çok yardımcı olabilecek kişiye gönderilmek üzere hazırladığım mesajı yazıp telefonumu torpido gözüne koyarak aracımdan indim. Bu bir tuzağa ilk kendi ayağımla gidişim değildi ama yaşadıklarımın mimarı olan birinin ayağına ilk gidişimdi. Geldiğim dağ evinden kapıya uzandığımda kapının açık olduğunu görüp içeri girdim. İçerisi karanlıkken koridorun sonunda parlayan ışığa doğru yöneldim. Herkes ne kadar üç arkadaş arasında beni en zayıf olarak düşünse de ben de bir askeriye öğrencisiydim ve belirtmek isterim ki oldukça da başarılıydım. Işığın olduğu odaya girdiğimde gördüğüm manzara midemin bulanmasına fazlası ile yetmişti. İçeride daha önceki müsteşarın oğlu ve tanımadığım üç adam ile köşede çırılçıplak duran iki büklüm İsmail. Derin bir nefes alsam da genzimde hissettiğim yanık kokusu midemi daha da bulandırdı.
" Sana söylemediler mi bana bir şey olmaz."
Bu adamın pişkin hali beni rahatsız hissettirse de istifimi bozmazken etrafımı kuşatan serseri takımını göz ucum ile takip ettim. Dudağımın kenarı kıvrılırken beni hafife almalarının hata olduğunu anlatmak adına yapacağım hamleleri planladım. Daha önce askeri okulda aldığım eğitimlerin temelini oluşturan taktikler en sevdiğim derler olduğu için epey bilgili olmanın rahatlığı ile sırtımı kapı girişindeki duvara yaslarken ilk hamle karşımdaki yüzsüz herifin baş işareti ile arkamdakilerden gelirken son dakikaya kadar bekledim. Sağımdan gelen yumruğu yakalayıp elimin altındaki bedeni sol yanımdakinin saldırısını savuşturmak için siper olarak kullandım. Ardından kafa kafaya gelen ikiliye attığım tekme ile yer yığılırlarken yüzlerindeki ifade tatmin olmam için yeterliydi. Ancak afallamış hallerinden sıyrılıp yerdekilerden biri sustalı çıkarınca oyunun şekli değişmişti. O anda omzumda hissettiğim zarif parmaklar ile dikleştim.
" Cık cık cık hiç yakıştıramadım beyler. Hem bire karşı üç hem de silahsız birine bıçak çekmek ha. Şerefsizliğe yeni bir boyut katmışsınız tebrik ederim."
Sesin sahibinin imalı sözleri yüzüme bir tebessüm yerleştirmeme neden olmuştu. Sonrasında bunun hesabını vermek zorunda olacağımı bilsem de Billur abladan yardım istemek en doğru karardı. Yavaşça yana döndüğümde silahını karşısındakilere doğrultmuş gülümseyen Billur abla bana göz kırparken Kaan iti de pis pis sırıtıyordu.
" Kadın hadi birimizi hakladın diyelim sen de o göt yoktur ama gerimiz senide yanındakini de indirir farkında değilsin sanıyorum."
Billur ablanın gülüşü genişlerken:
" Ben buraya yalnız gelecek kadar aptal olmadığımı belirteyim genç adam. Ayrıca ben keskin nişancı bir yüzbaşıyım canıım." dediği sırada camdan gelen bir kırılma sesi ile elinde bıçak olan herif acı ile yere yığıldı. Ardından cam tamamen kırılırken içeriye öfkesine kurban olduğum Mert Ali'nin abisinin arkadaşı Tan yüzbaşı daldı. Tan abi için söylenebilecek en doğru söz insan azmanı olmasıydı. 197 cm boyu kemikli iri yüzü , yüzünün yanındaki derin yarası , kocaman elleri ile başka bir tabir ona uymuyordu. Karşısındaki ikili şaşkın gözlerle bakarken tanımadığım diğer çocuk can havli ile Tan abiye yumruğunu salladığında Tan abi yumruğu havada tutup avucunun içini ancak dolduran yumruğu sıktığında önce bir kırılma sesi ardından çocuğun feryadı odayı doldurdu. Tan abi bunu fırsat bilip çocuğu kendine çekerek suratına kafayı gömdüğünde çocuk olduğu yere yığıldı. O esnada açılan kapının sesi ile içeri telaşla Alperen ve bizim Aliler girdiler. Tan abi kimseye aldırmadan Kaan'ın üzerine yürürken:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇ ALİ (BXB) (TAMAMLANDI)
General FictionHayat onları gençken tanıştırmış üç güzel dost. Üç farklı yaşamın Ali'si kovuldukları askeri okuldan sonra aynı üniversiteye giderse, üç deli fişek Ali neler yapar neler.... Alevi savcının oğlu Deniz Ali Generalin oğlu Mert Ali Kürt ağanın...