Cehaletin bin farklı rengi vardır ve cahillik sadece bilmemek değil aynı zamanda bildiğini sanmanın verdiği yanılgı olarak da karşımıza çıkabilir. Bu yüzdendir cahilliği ayan beyan ortada olanların kendilerini bilgin sanmaları. Oysa gerçekten bilgili insana sorsan cevabı daha öğrenecek çok şeyim var olurken diğer yanda ben her şeyi bilirimciler kurulmuştur koltuğa ve avaz avaz bilmedikleri bilmişliklerini konuşurlar. Zor zamanlar geçirdiğim zaman tanıştığım Alilerle öğrendim bilmenin ne demek olduğunu, bazen kendi evinden çıkıp karşının penceresinden kendine bakman gerektiğini. Ve yine o dönem öğrendim her şeyi biliyorum demenin ne kadar yanlış olduğunu. Aybars son sözünü söyleyip başını dikleştirerek giderken o başın eğileceği günüde görmeyi diledim içimden. Zira bu adam benim tanıdığım en cahil ben bilirimciydi. Ve hayatında hiç bir zaman karşısındaki pencereye bakmayı bırak o pencerenin varlığını bile sorgulamadığı görünün bir gerçekti. Bu arada yanımda duyduğum ses ile geriye döndüğümde kaşları havada bir Yaman abi ile karşılaştığımda irkilerek:
" Abi sen ne zaman geldin?" dediğimde istifini bozmadan:
" Şu mafya kılıklı herif burnunun dibine geldiği halde kımıldayamadığın zaman." dedikten sonra benim cevap vermemi beklemeden arabaya yöneldi ve şoför koltuğuna oturdu. Kafasının dolu olduğunu anlamak için alim olmak gerekmiyordu. Sessizce yan koltuğa oturup kendimi açıklamak için fırsat ararken fark ettim Yaman abinin benim açıklama yapmamı istemediğini. Her zaman hayran olduğum bir insandı , en önemli özelliklerinden biri insanın içini görecek kadar iyi ve anlayışlı bir gözlemci olmasıydı. Sessizlik arabayı doldurduğunda bu sessizliği Yaman abinin yumuşak sesi doldurdu.
" Ne olduğunu sormayacağım ama karşısında sessiz durduğun o adam bana güven vermedi. Sevgi bolca güven ,saygı ve anlayışla tamamlandığında insana mutluluk verir. Eksik ve yarım kalan sevgiler kavga ve acıyla sınanır ki emin ol bu en zor sınavlardan biridir."
" Düşündüğün gibi o adama sevgi beslemiyorum abi."
Yaman abi cevabına yarım bir gülüş ile karşılık verdi. İnanmadığının farkındaydım ama Aybars gibi birini sevmenin mümkün olmadığını bilecek kadar da akıllıydım. Ondan etkileniyordum ve uzak durmak adına elimden geleni yapıyordum. Ama nafile adam ayrık otu gibi burnumun dibinde bitip duygularımla oynamak adına varlığını gözüme gözüme sokuyordu. Son yaşadıklarımızın eşliğinde anlamıştım ki Aybars ile aramızda bir çekim vardı ama bu çekime kapılmak benim sonumu getirirdi. Zaten harp meydanından hallice yüreğim böyle bir savaşı kazanamayacak kadar zayıftı. Yumruklarım ve öfkemle hayata meydan okumaya hazır olan ben iş aşka geldiğinde küçük bir çocuk gibiydim. Ben bunları düşünürken araba abimlerin evinin önünde durduğunda kendime geldim. Yaman abi arabadan inip benim çıkmamı bekledikten sonra arabayı kilitleyerek içeri geçtiğinde bende arkasında yerimi aldım. Evin kapısına gelip zile bastığımızda kapıyı açan Billur ile olduğum yerde dondum. Onun burada olmasını beklemiyordum. Şaşkınlığımı fark eden Billur hiç bozuntuya vermeden " Sürpriz" dediğinde ise kendime gelip gülümsedim. Billur'a hislerimi anlattığımda bana aynı şekilde gülümsemiş ve hayatımda yer edinen sözleri ile duygularımı durdurmuştu.
" Onur duydum Mert Ali. Hayatımda bir vatanım için savaşmaktan bir de senin gibi özel bir insanın kalbine dokumaktan onur duydum. Ama kalpte işler maalesef ki öyle bizim istediğimiz gibi yürümüyor. Kendi başına buyruk ve hayatımızın merkezi olan bu yaramaz organ senin seveceğin kişiye senden habersiz karar veriyor. Bu yüzden gözlerim sana bakarken sadece bir küçük yaralı kardeş görüyor. Üzgünüm duygularına karşılık veremediğim ve buna rağmen hayatında ablan olarak kalmak istediğim için. Karar sana kalmış tercihin ne olursa olsun saygıyla boyun eğeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇ ALİ (BXB) (TAMAMLANDI)
Ficção GeralHayat onları gençken tanıştırmış üç güzel dost. Üç farklı yaşamın Ali'si kovuldukları askeri okuldan sonra aynı üniversiteye giderse, üç deli fişek Ali neler yapar neler.... Alevi savcının oğlu Deniz Ali Generalin oğlu Mert Ali Kürt ağanın...