MERT ALİ
Herkesin sandığının aksine öfkesi bir şeye olan biri değildim. Öfkeme bir neden arandığı zamanlar olmamış değildi ama bir nedeni yoktu. Ve ben kızdığımda dünyayı görmeyen gözüm beni hep zor durumlara sokmuştu. Bu nedenle ailem Aliler ile olan arkadaşlığıma her zaman destek olmuşlardı. Ne annem ne babam genç insan değildi. İkisi de asker olmalarına rağmen ılımlı ve anlayışlı insanlardı. Bana da aşılamak istedikleri bu duyguyu onlarda değil arkadaşlarımda bulmuştum. Annem hiç bir zaman onun sınavı olduğumu düşünmeden yavaş yavaş bana destek olurken tek istediği öfkeme yenilip birine zarar vermememdi. Babam bir jandarma komutanı emeklisiyken annem askeri psikologdu. Belki de bu yüzden olaylara daha ılıman bakıyorlardı. Benden büyük olan iki abim asker ve evlilerdi. Onların nasıl büyüdüğünü anlamadığını söyleyen anneme onların toplamının üç katı kadar sorun çıkarmıştım hep. Yanlış anlaşılmasın asker olsalar da sevgi eksikliği çekmedim hayatım boyunca . Ne annem ve babam ne de abilerim ile yengelerim beni görmezden gelmedi. Dedim ya benim öfkem doğuştandı ve onlar bu kadar iyi oldukça ben de elimden geleni yapıyordum ama yine de içimde kaynayan kazan yerinden bir milim bile kıpırdamıyordu. İşte öyle zamanlardan birinde karşıma çıkmıştı Aliler . İkisi de farklı yapıları olaylara değişik yaklaşımları ile hayatıma yeni bir yol çizerken kılavuzluk etmişlerdi bana . Bu yüzden onlarda benim bir kardeşim sayılırdı. Bu yüzden kızmıştım Deniz Ali'ye ailem olarak gördüğüm ve beni dışarıda bıraktığı için.
Deniz ali de Kürt Ali de farklı konularda yetenekli insanlarken üçümüz farklılıklarımızla bir arada olabilen nadir insanlardandık. Bu düşünceler ile kampüse vardığımda yolumu uzatmaya karar verdim. Zira belki Balım'ı görüp biraz sohbet eder kafamı dağıtırım diye düşünüyordum. Kısa zamanda enerjik ve sevimli bu kızın sohbeti beni fazlası ile sarmıştı. Hatta bir ara acaba demeden de edemedim. Ama hayır o çok iyi bir arkadaştı benim için. Onun yanında iken hissettiğim çocukluğumda hissetmediğim masumiyetti. Yolum Balım'ın fakültesinin arkasına ulaştığında duyduğum seslerle kaşlarım çatıldı.
" Bırakın beni Adnan abi Adnan abi.... Zarar vermeyin ona."
Adımlarımı hızlandırıp sesin geldiği yere ulaştığımda yerde Balım'ın koruması Adnan'ı tekmeleyen üç adam ile Balım'ın kollarını arkasında sabitleyip pis pis sırıtarak tutan adamla sinirle gülümsedim.
"Kör bir kız ve bir adama dört kişi ha. Oldukça şerefsizce ama olsun ben şerefsizleri adam etmeyi bilirim." dediğimde Balım'ın ağlamaktan çatallaşan sesi kulaklarıma ulaştı.
" Mert Ali kaç."
O beni sakin ve neşeli olarak tanıdığı için zarar görmemem adına bağırırken ben de kolumdaki çantayı yere bırakıp montumu da sırtımdan atarak kollarımı sıvazlamıştım bile. Benim bu hareketim ile adamlar Adnan'ın başından ayrılıp bana yönlendiler. Yüzümdeki sırıtış kötü bir gülüşe evrimleşirken günlerdir yaşananların sıkıntısını atmaya yer bulmanın mutluluğu ile gözlerim parladı. Adamlardan biri hızla üzerime gelirken kendilerine güvenen yüz ifadeleri beni eğlendiriyordu. Beni tanımadıkları için sayıca fazlalıklarına güvenen bu adamlardan ilk hamle yapanın yumruğu geriye çekilmemle havada kaldı. Ardından öfke ile tekrar savurduğu yumruğuna yumruğumla karşılık verdiğimde o acı ile elini tutarken ben sadece pis pis sırıtıyordum. Bileğinin gücünü test ettiğim adama karşı hamle olarak bir tekme savurduğumda geriye yalpalayıp kıç üstü düştü. Anında yerinden kalkarken geriye kalan ikili harekete geçmişlerdi bile. Bana tekme savuranın bacağını havada yakalayıp yumruğu ile üzerime atılan adamın önüne çektiğimde oluşan tuhaf durum bu salakların birbirine çarpmasına neden oldu. Az önce bana yumruk savuran adamı göremediğim için aldığım yumrukla geriye yalpalarken çabucak toparlanıp bacaklarımı açarak yerle olan mesafemi azaltıp karnının altına seri halde yumruklarımı geçirmeye başlamıştım. Durma ve düşünme aşamasını geçtiğim için adam tamamen yerle buluşana kadar otomatik savrulan yumruklarım boşlukta kaldığında adamın düştüğünü fark ettim. Ben yana dönerken yediğim tekme ile ayağımın biri yerle buluşsa da üstelemedim. Zira tekmesi benim için hafif gelmişti. Yerde yuvarlanıp bir az ötesinde ayağa kalkıp konumlanırken ne olduğunu anlayıp dönen adama kafayı gömüp başını bırakmadan karnına dizimi bir kaç defa geçirip bıraktım. Adamlar kendilerini bir şey sandıkları için üst üste saldırsalarda benim gibi bir eğitim görmedikleri aşikardı. Bir süre daha devam eden kavganın sonunda hızla uzaklaştıklarında geriye sadece Balım'ı tutan şerefsiz kalmıştık. Bedenimi dikleştirerek adama doğru adımlayıp tam karşısında durarak:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇ ALİ (BXB) (TAMAMLANDI)
General FictionHayat onları gençken tanıştırmış üç güzel dost. Üç farklı yaşamın Ali'si kovuldukları askeri okuldan sonra aynı üniversiteye giderse, üç deli fişek Ali neler yapar neler.... Alevi savcının oğlu Deniz Ali Generalin oğlu Mert Ali Kürt ağanın...