MERT ALİ
İnsanlar içlerindeki şeytanları durdurmanın pek çok değişik yolunu bulurlar. Açıkçası öfkemle ilk tanıştığımda ilkokuldaydım. Kendileri bana geçici ziyarete geldi sandım ama onlar hayatımı tapuladılar. Zaman içinde asker bir aileden olmanın da etkisiyle öfkemi yönlendirmem gerektiğine karar verildi. Zira zamansız öfke krizlerim arkadaş edinmemi engelliyordu. İşte ortaokul ve devamında yakın dövüş ile olan ilişkim böyle başladı. En iyilerden öğrendiğim dövüş tekniklerinin yanında hayatımdaki ilk aşkımla tanışma fırsatı da buldum Billur. Bana yakın dövüş öğreten hocam, abimin arkadaşı tan abinin nişanlısı Billur. Duygularımı dizginlemeyi, dengede tutmayı öğreten kişi. Şu an kafeste karşımda duran adam benden iri, beyaz tenli yer yer yaraları ile tecrübeli olduğu her halinden anlaşılan bir dövüşçüydü. Daha öncede profesyonel dövüşçülerle çarpışmıştım ve öğrendiğim ilk kural zayıf noktasını bulmam gerektiğiydi. Kafeste yükselebilmek için çok mücadeleye girmesi gerektiği gibi pek çok da yara alması gerekiyordu. Asıl soru bu yaraların hangisi benim kazanmamı sağlayacaktı.
Yuhlamalar ve envay çeşit hakaretler arasında başladığımız mücadelede bana savurduğu yumrukları kabul ettim. Zira zayıf noktasını arıyorsam yumruklarına maruz kalmam gerekiyordu. Hareketleri ve yumrukları bir süre bana ulaştı ama son yumruğu atarken geriledim. Boşa düşen yumruğu ile afalladığında yüzümde bir gülümseme oluştu. Sağ yumruğunu savururken hareketi yavaşlıyor adımları sol ayağında sekteye uğruyordu. Kaburgalarında ve baldırında hasar olduğu aşikardı. Ve bu benim kazanma garantimi sağlayacaktı.
" Mert Ali yeteri kadar izledin şimdi." diyen Deniz Ali'nin sesi ile harekete geçtim. Bana sağ taraftan gönderdiği yumruğu eğilerek bertaraf ederken sağ kaburgasına ardı ardına yumruklar gönderdiğimde geriye atıldı. Ama hareketleri ağır olduğu için bunu fırsat bilip sol baldırına tekmelerimi gönderdim. Bacağını tutarak düştüğünde üzerine çıkıp elleri ile korumaya çalıştığı yüzüne ve boşta kala kaburgasına çalışmaya başladım. Artık görebildiğim tek şey kan ve içinde yanan ateşti. Bu ne kadar sürdü bilmiyorum ama transtan çıkmamı Deniz Ali'nin sesi sağladı.
" Bana Billur ablayı aratmadan o herifin üzerinden in hemen."
Yumruklarımı çektiğimde yerde kanlar içinde yatan bir et parçası gördüğümde yüzümü buruşturdum. İnşallah adamı öldürmemişimdir.
.......
DENİZ ALİ
Kafesin içindeki vahşeti durdurmak adına söylediğim kelimeler yerine ulaşmış Mert Ali adamın üzerinden kalkmıştı . Ama üçümüzde dövüş teknikleri hakkında uzaman olduğumuz için Mert Ali'nin ilk hamlelerini çok iyi anlamıştık. Bu arada telaşla kafesin kapısını yumruklarken bir yandan da bir şey olmaması için dua ediyordum. Kafesin kapısı açıldığında yerde yatan adamın yanına hızla gidip nabzını kontrol ettiğimde yaşadığını fark edip bağırdım.
" Ambulans, hemen ambulansı arayın."
Bu arada kafese ellerinde sedye ile insanlar girdiğinde geri çekilip Mert Ali'nin yanında durdum.
" Yaşar mı sence?"
" Umarım Merdo umarım."
Bu arada farkında olmadan başım locadaki herife takıldı. Aybars denen herif yüzünde ifadesiz bir bakışla kafese bakıyordu. Çok sürmedi Mert Ali'nin galibiyetinin duyurulması ile o da locadan ayrıldı. Sol yanımda duran Kürdoya bir baş işareti yaptığımda ne demek istediğimi anlayıp bahis yapan simsara yöneldi. Ben de eserinin gidişini endişe ile seyreden Mert Ali'nin omzuna dokunup onunla birlikte kafesten çıktım. Soyunma odasına önce biz girdik arkamızdan gelen Kürdo elinde bir zarfla mahçup bir şekilde içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇ ALİ (BXB) (TAMAMLANDI)
Genel KurguHayat onları gençken tanıştırmış üç güzel dost. Üç farklı yaşamın Ali'si kovuldukları askeri okuldan sonra aynı üniversiteye giderse, üç deli fişek Ali neler yapar neler.... Alevi savcının oğlu Deniz Ali Generalin oğlu Mert Ali Kürt ağanın...