"Kıskançlık."

9.3K 641 418
                                    

Nbr? Yine ben, haliyle sıkıldınız benden.

__________

"Bana s-sizin eşinize zarar vermem söylendi. Yemin ederim başka bir şey bilmiyorum, gerçekten."

Taehyung duyduğu şey ile daha fazla sinirlenerek elindeki çakmağı tekrar açtı ardından arkasını dönerek umursamaz bir şekilde çocuğun üzerine attı. Yanan çakmak çocuğun geri çekilmesi çocuğa çarpmaktan kurtularak zemin ile buluştu. Zemine düşmesinin ardından heryeri kısacık bir zaman dilimi içinde alevler sardı. Taehyung bunu umursamadan Yoongi ile dışarı çıktı, ardından onlarla gelen adamlara başıyla içeriyi işaret ederek konuştu.

"Temizleyin, bir sorun çıkarsa alırım aşağı."

Son ikazlarını yaptıktan sonra ağzında ki, süngerine kadar yanan sigarayı yere atıp ayağıyla ezdi. Adamlarına kısa bir bakış attıktan sonra oradan yavaş adımları ve arkasında onunla birlikte ilerleyen Yoongi ile uzaklaştı. Eşine zarar veren ya da vermeye çalışan herkes, ölmeye mahkumdu artık Taehyung'un gözünde. Ona dokunan, her bir kimse nefes almak istemeyecek hale getirilecekti. Ona zarar vermeye çalışan herkese, Kim Taehyung bedelini sonuna kadar ödetecekti.

***

Delta eve gelmesinin ardından kapıyı anahtarla açmak yerine çalmayı seçmiş, hala arkasında olan Yoongi ile birlikte kapıda bekliyordu. Kapı minik bir beden tarafından açıldığında gülümsedi Taehyung, küçüğü sanki yeni uyanmış gibi duruyordu. Belki de öyleydi, ama ne ara uyumuştu? Çok mu geç kalmışlardı?

Taehyung aklını kurcalayan şeyler ile bileğinde ki saate baktığında, saatin çoktan akşamüstü altıya geldiğini farketti, Halbu ki evinden çıkarken öğle vakti bile değildi. Tekrar çocuğun yüzüne baktığında bunun uyku sersemligi olmayıp çocuğun ağladığını farketti. Başta kafası bulanık olduğu için algılayamamıştı. Ama şimdi herşey ortadaydı. Miniği ağlamıştı.

Yoongi'ye geri çekilmesi adına işaret vermesinin ardından hemen omegasının yanında bitmiş, onu kucağına alarak evinin geniş salonuna ilerlemişti. Koltuğa oturur oturmaz Jeongguk'uda kendisiyle birlikte kucağına oturtturup yüzünü avuçları arasına aldı.

"Şşhhh. Tamam, sakin. Neden ağladın güzelim, hm? Seni okula bıraktıktan sonra biri bir şey mi dedi? İyi misin?"

Konuşamadı Jeongguk. Boğazında sanki bir avuç çakıl taşı vardı, ve bu yutkunma eylemini gerçekleştirmesine izin vermiyordu.
Ne hıçkırıklarını dizginleyebiliyor, ne de şiddetli ağlamasını durdurabiliyordu. Öylece karşısında ki iri bedenin kucağında duruyor, kucağında kayboluyordu.

Bir yandan da bacakları üşüyordu, Jeongguk'un. Üzerinde sadece küçük şortlarından biri ve Taehyung'un ince t-shirt'lerinden vardı. Ağlayarak kokusunu içine çektiği o t-shirt.

"Güzelim... Lütfen, neyin var, hm?"

Taehyung sorusunu daha dingin bir sesle yenilediğinde iç çekti, kucağında ki küçük beden. Bugün okulda Taehyung'un gideceğine dair söylentiler duymuştu, fakat buna inanmamayı seçerek eve geldiğinde kapıda bulduğu mektup ve Taehyung'un evde kendisi sıkılmasın diye bıraktığı telefona gelen bildirim okulda duyduklarını doğrular nitelikteydi. Taehyung gidecekti..

"Bebeği-"

"G-gidece-gidecek m-misin?"

Hıçkırıkları arasında güçlükle konuşarak, aklına kazınan soruyu, büyük olanın sözlerini keserek sordu, Jeongguk. Korkuyordu. Taehyung Çin klanına karşı antlaşma için orada bulunacaktı. Ve eğer antlaşma iptal olursa bunun sonu savaş demekti. Jeongguk bunu istemiyordu.

OMEGA KİM ~TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin