OMEGA KİM ~TAEKOOK

"Sorulan küçük sorular."

Keyifli okumalar...

Eve geldiğimiz ve pijamalarımı giydiğim ilk andan bu yana dudaklarım büzülü yapıyordum herşeyi. Hiç gülesim ya da konuşma isteğim yoktu. Sadece düşünüyordum.

O kadın bana neden Vita diye seslendi? Taehyung'un bu Vita konusuyla ilgili bildiği bir şey mi var? Çünkü bir Delta'yı ne kadar zorlarsanız zorlayın eşi olan aynı Delta'lar gibi yüzyılda bir veya iki tane dünyaya gelen Vita'lardan vazgeçiremezsiniz. Fakat Taehyung benimle, omegası ile birlikte.

Ya Vita'sı onun geçmişinde saklı ise? Delta'nın geçmişi bu konuda büyük rol oynuyordu, düşüncelerim arasında. Eğer Vita'sı ile geçmişte beraber ise, neden şimdi benimle olsun ki? Ben onun için sıradan bir omegadan farksız olurdum, eğer Vita'sı yakınlarında ise.

Aslında sıradan bir omega olamazdım, sonuçta kralın oğluydum. Gerçi o bir Delta, onun için ne olursam olayım eşi kadar değerli olamazdım.

Gözlerim, gerçekten kadının dediği gibi mor muydu? İki kurdu da aynı bedende yaşatıyor olabilir miydim?
Taehyung'un bundan haberi var mıydı? Yoksa Taehyung benim içimde eğer iki kurt da barınıyorsa, ikisini de hissediyor muydu?

Delta'lar, mühürlendikten sonra eşlerinin zihnine de sızabiliyor olduğu söylenirdi. Acaba bu da doğru mu? Karşımda bir Delta var, ki o benim eşim, daha önce aklıma bu konu ile ilgili soru sormak gelmemişti.

Düşüncelerim üst üste gelerek sarpa sararken arkadan gelen Taehyung'un sesi ile salonda yayılarak oturduğum koltukta aniden dik konuma gelerek ona döndüm. Üzerine benim gibi pijama giymek yerine, bir eşofman ve tişört giymişti.

"Ne düşünüyor benim güzeller güzelim?" Diye şakıyarak elinde ki telefonunu koltuğa atıp, yanıma oturdu. Ardından atik bir hamle ile beni kucağına çekerek, dudaklarını dudaklarıma bastırıp küçük bir öpücük vererek geri çekildi.

Kendimi kucağında hafifçe oynatarak, dizlerimi kalçalarının iki yanına iyice yerleştirdim. Ardından ellerimi Taehyung'un göğsü hizasına getirerek oynamaya başladım.

"Ne düşündüğünü söylemeyecek misin, bebeğim? Öyle bir düşünüyordun ki, ben dedim bu kafasında Jeon ve Kim krallığını savaştırıp kıyamadığı için çok geçmeden barıştırdı."

Söyledikleri ile dudaklarım hafif iki yana kıvrıldı. Fakat, saniyelikti. Dudaklarım tekrar eski haline alıp büzülürken Taehyung'a baktım. Baştan sona sormam gereken bütün herşeyi bu gece soracaktım.

"Teyung." Dedim, kendimden emin çıkarmaya çalışıp da başaramadığım, fısıltı şeklinde çıkan sesim ile. Omuzlarını dikleştirdi. Kucağında ki bedenimi de kendine daha çok çekerek, tam kasıklarına oturmamı sağladı.

"Efendim, güzelim." Dedi, hafif bir tebessüm ederek.

"Vita nerede?" Sorumla yüzünde ki küçük tebessüm soldu. Yüzü milimine dek kasılırken, elleri belimde bulundukları noktaya baskı uygulamaya başladı. Ben daha ne olduğunu anlayamadan, boğazından hırıltılı bir ses yükseldi. Fakat anında toparlanarak, boğazını temizledi ve kendine gelmeye çalıştı.

"Vita.. Vita sen doğmadan iki yıl önce öldü."

Sözleri ile yüzüm şokla çarpılırken nasıl olabileceğini düşünmeye başladım. Nasıl oldu ki? Savaş zamanlarında mı?

"Savaşta mı şey oldu?"

Piramit de benden bir üst seviye de oldukları için aldıkları yaralar daha kolay iyileşir, çok büyük bir hasar almazlardı, Vita'lar. Mesela; Taehyung. Taehyung bir Delta, bizden çok çok üstlerde ve ne kadar yara alırsa alsın bir gün demeden iyileşir, çok ciddi bir durum olmadığı sürece kurdu kendini çabuk toparlar.