Taehyung'un gitmesinin ardından derin bir geçirerek evimize geri döndüm. Kızgınlığım başlamıştı ve kendini ufak ufak hissettiriyordu.
Temkinli adımlarım ile olabildiğince yavaş hareketlerle kendi kaldığım odaya ilerledim. Yerde duran valizime bakıp bir kez daha iç geçirdim. Kendime ait bu eve getirdiği ne var ne yoksa hepsini tekrar valizime doldurup valizimin yanına, yere oturdum. Şimdi bunu Teyung'umun odasına taşıyacak, onun kokusu ile orada o gelene kadar kalacaktım. Normal şartlarda bunu yapmaz, kimsenin odasına böyle girmezdim. Ama şuan muhtaçtım.
Onun kokusuna, benliğine, öpüşlerine...
Kızgınlık benim için ölümcül bir anmışçasına geçiyor, utanma duygusunu altı gün boyunca rafa kaldırmamı sağlıyordu. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi ona Taehyung karar verecekti artık..
Oturduğum yerden hafifçe doğrularak valizimin üstüne oturdum ve fermuarlarını güçlükle çektim. İçine eşyamı buraya getirdiğim gün olduğu gibi özenle doldurmadığım için zorluk çıkartıyordu.
Valizi kapattığım gibi kaldırarak odaya ilerledim. Peşimde sürüklediğim valiz sağa sola çarpıyordu, fakat bunu umursamak şuan son isteyeceğim şeydi.
Hem karnım ağrıyor, hemde başım dönüyordu. Neden kızgınlık geçirirken ben böyleyim ki? Diğer omegalar geçirirken hafif atlatıyor. Ah! Tanrım..
Taehyung'un odasına geldiğim de etrafı izledim. Başta yanlış olduğunu düşünsem de -Ki hala düşünüyorum- buna şuan çok ihtiyacım vardı.
Valizimi köşeye bırakıp Taehyung'un yatağına ilerledim. Kendi odamdan getirip koyduğum yastığı bacak arama alacak şekilde omzumun üzerine yatarak düşündüm. Onu düşündüm. Bizi düşündüm. Düşündükçe karın ağrım arttı, artık başım dönmüyordu. Fakat karnımın ağrısının yanında kasıklarım da ağrıyor ve aletim canımı yakıyordu.
Evet düşünürken Taehyung'u biraz fazla düşünmüş ve haliyle de bundan etkilenmiş olabilirim...
Odadaki komodinden gelen ses ile yattığım sıcacık alanda daldığım düşüncelerimden sıyrılarak, irkildim.
Daha önce Taehyung'un telefonundan duyduğum sesin aynısıydı. Telefon bıraktım demişti, ama kendi telefonunu mu bıraktı? Saçmalama Jeongguk, adam kendi telefonunu bıraksa neden içinde sadece benim numaram kayıtlı desin??
Yavaşça sıcacık yaptığım yataktan çıkarak, bacak aramda ki yastıkları ayağımın dengine getirerek aşağı ittirdim. Kasıklarım hala delicesine sızlıyor ve her dakika ağrılarım artıyordu.
Komodine doğru uzanıp çekmeceyi açtım. İçinden Taehyung'un telefonunun aynısı olan bir telefon çıkınca ilk başta olan 'Acaba Taehyung'un mu?' düşüncelerime geri dönsem de bunun saçma olduğuna kanaat getirmem uzun sürmedi.
Biri arıyor ve uzerinde 'Delta' yazıyordu. Hemen yeşil noktaya basarak aramayı cevapladım ve telefonu kulağıma dayayarak karşı taraftan gelecek olan atağı bekledim. Konuşmaları hiçbir zaman ilk ben başlatamazdım. Sorun da buydu, sanırım...
"Güzelim?"
"Taehyung."
"Bebeğim, gideli yaklaşık üç saat oldu. Kurdum çok huzursuz. Bir sorun mu var?"
Endişeli sesi kulaklarımı doldurduğunda yüzümde ufak bir tebessüm oluştu. Beni düşünüyordu. Bu düşünce bile şu kızgınlık döneminde iken içimi ısıtmayı başardı.
"Bir sorun yok, aslında var. Ama yok. Yani şey, benim biraz karnım ve kasıklarım ağrıyor. Önemli bir şey değil Delta, korkma."
"Oh, kızgınlıktasın değil mi? Keşke ruh eşi olduğumuz andan itibaren olan ilk kızgınlığında yanında olabilseydim. Üzgünüm, sana buradan yardımım dokunamıyor. Mühürlenmediğimiz için hissedemiyorum da.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OMEGA KİM ~TAEKOOK
Fiksi Penggemar"Reşit olduğu gün Delta ile eşleşmek zorunda kalan omega, Prens Jeon Jeongguk." "Onun kılına zarar vereni diri diri yakmaya yemin etmiş olan Delta eşi, Prens Kim Taehyung." Semetae! Ukekook! Başlangıç Tarihi:16.10.2022 omegaverse.