OMEGA KİM ~TAEKOOK

"O zaman bende mezarlarının başında onlara söverim."

Keyifli okumalar...

"Ne?" Diye soludum, sinirlenirken hayretle.

"Benimle eşleşmek istememişsin, sonradan neden kabul ettin?"

"Ne saçmalıyorsun? Kim söyledi sana seninle eşleşmek istemediğimi? Mühürledim lan ben seni!? Kendine gel."

Hızla çıkışarak, sinirle ayağa kalktım. Tanrı aşkına! Saçmalık üstüne saçmalık, amına koyayım.

"Delta sakin ol. Taehyung, kendini kontrol altına al."

Yoongi hızla peşimden ayağa kalktı. Bir yandan uyarıyor, bir yandan kollarımdan tutuyordu. Jimin de kaşla göz arasında omega'mın yanına gitmiş, yanına oturarak onu kolları arasına almıştı. Tanrım, hayretler içindeyim şuan!?

Bir şey söylemek adına işaret parmağımı, karşımda ki iki omegaya doğrulttum. Feromonlarım bütün odaya yayılmış, sadece benim omegam hariç içeride bulunan iki beden baygın bakışlar atmaya başlamıştı. Sinirlerim tavan yapınca oluyordu herşey.

'Bu sefer, o güçsüz bedenin beni durduramayacak!'

'Omega bana kur yapmayı bıraktı!'

Kurdumun dediklerinin hemen ardından, omegaya uzattığım kolum yanıma düşmüş, dizlerim üstüne çökmüştüm. Birkaç günden beri cidden zor durumdaydım. Kurdum, omegasına ses çıkarmıyordu. Fakat, bana gelince aynı şey geçerli değildi.

Delta olduğum için eşim zarar görmese bile, ben içten içe ölüyormuş gibi hissediyordum. O zarar görmesin diye, beni alıyordu karşısına.

"Taehyung! Kendine gel. Tanrı aşkına! Kendine gel!"

Yoongi'nin bağırışı ile kendimi toparlayarak, ayağa kalkmaya çalıştım. Bu sefer olmaz. Bu sefer kontrolü ben sağlayacağım.

"Tamam, tamam Yoon. Bilmediği şeyler var. Sakinim."

Kontrolü sağlayacağım mı dedim? Unutun onu. Hâlâ dizlerimin üstündeyim.

Göğsümde ki ağrı şiddetlenirken, bunu omega'nında kendi göğsünde daha hafif bir şekilde hissettiğini biliyordum. Ki oturduğu koltukta yüzünü sürekli buruşturup, göğsünü tutuyordu.

Biliyor muydu acaba, kurdumun bana çektirdiklerini hissettiğini?

"Taehyung.."

Jeongguk'un sesini duymamla, göğsümde ki ağrı biraz daha hafiflerken, hâlâ çöktüğüm noktada, göğsümü tutarak, bakışlarımı gözlerine çıkardım.

"Ne oluyor? Taehyung, çok acıyor." Diye devam etti masumca. Aşıktım ben bu çocuğun masumluğuna. Nasıl düşünebilirdi ki, istemediğimi..

Gözleri endişe ile gözlerime kenetlenmişken, cevap vermek adına dolgun dudaklarımı araladım. Fakat, ben konuşamadan Yoongi'nin sesi, bütün salonu inletircesine bir bağırma ile kulaklarımda uğuldadı.

"Jeongguk, sarıl!" Diye bağıran Yoon'a tek kaşımı kaldırarak baktım. Ne diyor bu kedi suratlı ama kurt olan, angut?

"Ne?" Diye soludu Jeongguk, hayretle. Anlamıyordu, anlamayacaktı da büyük bir ihtimalle.

"Sarıl, Jeongguk. Taehyung'a yakın ol. Bu acını dindirecek, o seni mühürledi. Ve unutma ki o bir Delta."

Siktir!

Yoongi'nin söylemesinin hemen ardından Jeongguk oturduğu yerden büyük bir hızla doğrularak koltuktan indi. Diz çöktüğüm yerde minik omega'nın hareketlerini izlerken, birden kucağıma oturup bana sarılması ile herşeyi unuttuğumu hissettim.