OMEGA KİM ~TAEKOOK

"İlk dönüşüm."

Keyifli okumalar...

Hikayemin de çalındığını gördüm ya, artık ölsem de gam yemem.
Hani bari içinden birkaç kelime değiştirseydi, aynısını yazmış, isimler haricinde.

"Yavaş, güzelim." Taehyung gülerek, ayağa kalkıp kollarını belime doladı. Yaptığı şey ile hareketlerim kısıtlanırken, gülümseyerek karşıya baktım.

Keşke bakmasaydım...

Gördüğüm bir çift kırmızı gözle başımı Taehyung'a çevirdim. Sinirli görünüyordu ve direkt olarak benim az önce baktığım yöne bakıyordu. Bir anda karşı taraftan gelen hırlama ile Taehyung derin bir nefes vererek belimde ki ellerini gevşetti.

"Dönüşmek için gücü ve hakimiyeti tamamen kurduna ver. Onu hisset ve onunla irtibata geç. Gözlerinin kendi isteğinle renk değiştirdiğini hissettiğin an, bu ilk adım demektir. Tamam mı, güzelim?" Dedi, kulağıma yaklaşıp benden uzaklaşmadan önce fısıltı şeklinde konuşarak.

Yavaş adımları ile hâlâ daha kırmızı gözlerin bizi izlediği yere doğru giderken arkasından seslenmek istedim. Gitmesin, benimle burada kalsın istedim. Fakat, gittiğine göre vardır bir bildiği. Ve Tanrı aşkına, sürekli kendime hatırlatmak zorunda mıyım? O türlerin en güçlüsü.

Hafif kıkırtısını işitirken onun yanında bir kez daha o kurdun hırlaması ilişti kulaklarıma. Kesinlikle Alfa'ydı. Ama amacı neydi ki?

Büyük ihtimalle başka bir yerden gelmişti ve buraya da kaçak girmişti. Malum kim krallığı içeriye Jeon krallığından başka bir yerden gelenleri almıyordu. Taehyung'tan hem general hemde gelecek kral olarak buna dikkat etmeliydi. O kaybolduğu iki ay gibi olmamalıydı hiçbir şey.

Duyduğum acı ulumadan hemen sonra hem Taehyung hemde o kurdun gördüğüm kırmızı gözleri görüş alanımdan çıkarken, derin bir nefes çektim içime. Sakin ol Delta'na bir şey olmayacak, olamaz.

Birkaç dakika sonra aynı çalılıkların içinden çıkan çakmak gibi parlayan simsiyah gözlere sahip, benim şuanki cüssemin neredeyse dört-beş katı olan kurt ile ağzım şokla aralandı. Taehyung!

'Onun yanında olmak istiyorum, dönüş! Kontrolü bana ver.'

Benimle aniden konuşan kurdumla yerimde sıçrarken Taehyung'un kurdu yavaş yavaş yanıma yaklaşarak boynumu, feromonumu kokladı. Delta'nın mühür noktama dilini sürtmesiyle irkilerek geriye çekildim. Tanrım!

"Kurduna ver kontrolü. Hadi sevgilim, kapat gözlerini." Taehyung'un sesinin zihnime dolmasıyla, kurdun çakmak gibi parlayan gözlerine baktım. Bu cidden zor olacaktı. Sonuçta ilk defa kurduma kontrolü veriyordum.

Gözlerimi Taehyung'un söylediği üzere kapatarak bütün kontrolü kurduma verdim. Aradan kaç dakika veya saniye geçtiğini hissedemezken vücudumu kontrol etmek için yaptığım hiçbir hareket işe yaramadı. Ne kolumu oynatmak için olan çabam, ne de yürümek için atmaya çalıştığım adım. Hiçbiri işe yaramadı.

En sonunda Taehyung'un kurdunun burnunu tekrar boynumda hissettim, fakat bu sefer hissettirdiği daha farklıydı. Sanki.. sanki bana ait değildi. Ve gözlerimin renginin değiştiğini hissediyordum.

Gözlerimi yavaşça aralayarak neredeyse dibime girmiş olan kocaman kurda baktım. Ardından bakışlarımı aynı yavaşlıkla yere çevirdim. Bu beden bana ait değildi ve görüş alanımda ki pati bembeyazdı. Benim kurdum, bembeyaz bir kürke sahipti. Fakat kuyruğuna doğru minik gri lekeler vardı.

Kurdum Delta'ya biraz daha yaklaştı ve ardından Delta'nın boynunu aynı onun benimkine yaptığı gibi kokladı. Birde Delta'nın aksine, burnunun değdiği her bir kısmı özenle yaladı. Delta kızgınlıkla olduğu için kurdumu etkiliyor olmalıydı.