"Gerçekten gidiyorsun."

7.1K 541 244
                                    

"Şey ben özü-"

Tam 'özür dilerim' diyecekken kapının tıklatılma sesi kulaklarımda uğuldadı.

Fakat, Jimin hyung kapı sesini takmadan tekrar konuştu. Gerçekten rahat bir insandı Jimin hyung. Şu yaklaşık yarım saatten bunu anlamıştım.

Ben öyle değildim. Bu söylediklerimi bile kafaya takar, durup dururken özür diler veya teşekkür ederdim.

"Neden özür diliyorsun? Benim yanımda hiçbir şeyden çekinmemeni söyledim sana."

"Şey.. Yani ben bir anda sana Jin hyung ve Namjoon hyung hakkında bir şeyler söyledim ya ondan kötü hissetti-"

"Hissetme."

Sözlerimi bölerek, yüzünde ki kocaman gülümseme ile tekrar konuştu. Ardından ayağa kalkarak kapıya doğru ilerledi. İlk başta biraz dursa da sonradan yavaş hareketlerle kapıyı açtı.

Oturduğum yerde hafif eğilerek kapıda ki kişiye bakmaya çalıştım. Kim Taehyung'tan başkası değildi. Neden yukarıya gelmişti ki? Aşağıda Yoongi hyung ile sohbet edebilirdi. En azından biraz daha Jimin hyung ile konuşmak için vaktim olurdu.. Belki o zamana kadar bebeklerde uyanırlardı, onlarla da oynardım.

Taehyung'un derin ve boğuk sesini duymamla bütün düşüncelerimden sıyrılıp karşımda dikilen ikiliye baktım. Jimin hyung gerçekten bir Delta'ya göre aşırı kısa kalan bir omegaydı.

"Jeongguk, gidelim mi artık?"

Taehyung'un söylediği şey ile kaşlarım gayriihtiyari çatıldı. Neden gidecektik ki?..

"Neden Taehyung?"

Taehyung soruma cevap vermeyince çattığım kaşlarımı düzeltip dudaklarımı büzdüm. Yoongi hyung ile konuşursa gitmezdik. Ne konuşuyorlardı ya da ne yapıyorlardı umrumda değildi. Benim tek odaklandığım nokta; onların konuşması ve bizim burada onların konuştuğu süre boyunca kalabiliyor oluşumuzdu.

"Biraz daha Yoongi hyung ile konuşsanaaaa."

Söylediğim şey ile kaşları hafif çatıldı. Yüz kasları gerildi, çenesini sıktı. Yanlış bir şey mi demiştim ki? Sadece Yoongi hyung ile biraz daha konuşmasını istemiştim. Buna neden sinirlensin?

Hiçbir şey demeden, kaskatı kesilmiş yüzü ile bir adım daha atarak koltuk ile arasında ki mesafeyi minimuma indirdi. Bu hareketinden sonra hafif kamburunu çıkartacak şekilde eğilerek burnunu kulağımın arkasını sürterek derin ve boğuk sesi ile fısıltısını bıraktı. Eğer kızgınlığım erken baş gösterirse onun derin ve boğuk sesine atacaktım bütün suçu. Hepsi sizin sesinizin suçu Taehyung ve onun Deltası.

"Kokun... Lanet olsun! Kokun çok yoğun eğer buradan çıkmazsak şu bebek odasında seni becereceğim, sesini dahi çıkaramayacaksın. Bunu istemiyorum. Kahrolasıca dudaklarını bazen öpmeye bile çekinirken... Ah! Siktir!"

Jimin hyung, Taehyung'un söylediği şeyleri o boğuk ses ile ne kadar kısık söylemeye çalışsa da duymuş olmalı ki gözlerini kocaman açarak bir kaç adım geri çekildi. Taehyung'tan herkes korkuyordu. Yüzyılın tek deltası olması herkesi korkutuyordu ki, sesini duyduğu zaman karşısında bir alfa olsa dahi geri çekiliyordu. Bunu az önce Yoongi hyung'un bakışlarından anlamıştım..

Taehyung'un yaptığı gibi bende onun kulağına doğru uzanmak adına bebek mavisi koltukta ki kalçamı hafif havalandırdım. Kulağının hizasına gelince aynı onun yaptığı gibi fısıltımı bıraktım. Ne kadar kokumun yoğun olduğunu söylesede bebeklerle onlar uyandığında mıcış mıcış oynamadan şuradan şuraya gitmeyecektim. Zaten ben geldiğim de uyuya kalmışlardı..

OMEGA KİM ~TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin