Hello hello nabersiniz?
Yazdığım bölümü rafa kaldırıp baştan yazmam gerekti ama wow bir günde falan bitmiş oldu şaşkınım. Umarım keyifle okursunuz efendim.
Hiç yorum yapmıyorsunuz kalbim kırılıyor, biraz yorum görsek hiç fena olmaz aslında.
Sınırımız yine +90 efendim, hayalet okurlar oy vermeye falan karar verirlerse eğer bu kez bölüm daha hızlı gelir diye düşünüyorum.
Haydi öptüm hepinizi koccaman.
İyi okumalar!
twitter: yoonierkives
Her ne kadar yıllardır bu işin içinde olsam da ekranın karşısında olmak, konuşmak benim için fazlasıyla zordu. Sahnede binlerce kişinin önünde dans etmekte, şarkı söylemekte sorun yoktu, fakat ne zaman bu kameraların karşısına geçiyor, röportaj veriyorduk, işte o zaman anlam veremediğim bir gerginlik, bir tedirginlik yükleniyordu omuzlarıma. Sanki herkesin, tüm dünyanın dikkati benim üzerimde toplanmış gibi geliyordu ve ufacık, minicik bir hatam dahi her şeyi mahvedebilir düşüncesinden kurtulamıyordum.
Benden başka herkes bu konuda oldukça rahatmış gibi geliyordu bana, konuşmaktan, kendini ifade etmekten korkmuyordu onlar. Bense aman şuydu aman buydu derken iki kelimeyi bir araya getiremiyor, heyecanlanıyor sonra da heyecanlandığım için iyice bocalıyordum. Hele de ilk kez yüz yüze geldiğimiz biri bu röportajı yapıyorsa biri beni konuşturmasa çok iyi ederdi. Konuşmaktansa birilerinin arkasına saklanıp orada yokmuş gibi yapmayı tercih ederdim.
Yine bir röportaja gelmiştik ve ben yine Namjoon hyung ile Seokjin hyungun arkasına saklanmaya çalışsam da röportajımızı gerçekleştiren adamın yanı başında kalmıştım. Her ne kadar attığı her kahkahada elini dizime koymak ve bütün akşam boyunca bir kolunu arkamda tutmak gibi bir alışkanlık geliştirmiş olsa da ısrarla sessizliğimi bozmaya çabalamamıştı.
Jae-sung, son zamanlarda yıldızı parlamaya başlayan, SBS'in yeni konuşma programı sunucularından biriydi. Onu televizyonda görmeden önce birkaç kez Eun-woo'dan falan ismini de duymuştum ama bu güne kadar hiç bir yerde gördüğümü hatırlamıyordum. Programa katılacağımız belli olduktan sonra önceki birkaç programını izlemiş, Youtube kanalında da biraz dolanmıştım. Fena birine benzemiyordu ama biraz sinir bozucu olduğunu gerçeğini de inkar edemeyecektim.
"Piç," diye mırıldanmıştı Yoongi hyungum ben onun yanında videolarından birini izledikten sonra, sokak röportajları yaptığı bir programdı. Yoongi hyungum koltuğunda kestiriyordu, anlaşılan izlemese bile kulak verip dinlemişti. "hiç hoşlanmam böyle yılışık tiplerden."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fanarts|yoonmin
FanfictionPark Jimin Twitter'da gezerken yoonmin fanartları ile tanıştığında onların bağımlısı olacağını düşünmemişti. Biricik hyungu Min Yoongi'nin de ona bu bağımlılığında yardımcı olacağını düşünmediği gibi. idol yoonmin 🌸 iki bin yirmi iki mayısı