6

3.7K 390 327
                                    

Asla akarı kokarı var mı diye kontrol etmedim ben yine, var ise kusura bakmayınız. İki işin arasında falan yazıp durduğum için bir yerlerde yarım kalmış cümleler falan gelirse haber veriniz hallederim hemmen orayı.

Umarım keyifle okursunuz efendim. Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz. Diğer bölüm +70 olduğunda gelir. ÖPTÜÜÜÜM.

&

Utanmak ne garip şeydi ama

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Utanmak ne garip şeydi ama. Halbuki ben öyle kolay kolay utanan biri de değildim hiç, ama şimdi yorganımın altına girip tortop olmuşken utancımdan ölmek istiyordum yalnızca. Nasıl olmuştu da her şeyi elime yüzüme bulaştırmıştım bilmiyorum. Yoongi hyung her yerimi görmüş, her yerime dokunmuş, her yerimi öpmüştü ama ben şimdi yüzüne bile bakmaya utanıyordum onun.

Rezil olmuştum.

Gerçekten, gerçekten çok fena rezil olmuştum hem de.

Her şey yolunda sanmıştım bir de, elini tutup bana dokunması için yönlendirmiştim onu, öpmüştüm, kucağına bile oturmuştum. Ama oysa o reddetmişti beni.

Düşündüğümde bile bırakın tüm yüzümü, tüm bedenimin cayır cayır yandığını hissedebiliyordum. Kendi yüzüme bile bakamazken bir daha nasıl Yoongi hyungun yüzüne bakacaktım ben? Kucağında oturmuşken beni reddedişini nasıl unutacaktım?

Zaten o stüdyodan nasıl çıktım, nasıl otoparka inip kendi evime döndüm, yatağımın içine nasıl girdim bilemiyordum. O kadar perişan haldeydim ki asansörde başlayan ağlama krizim bir türlü durmuyordu.

Bazen öyle kabuslar görürdüm ki gerçek olmaması için daha uykumda başlardım dua etmeye. Uyandığımda şükrederdim rüya olduğu, o günü gerçekten yaşamadığım için. Bazen de öyle bir gün geçirir, öyle şeyler yaşardım ki kimseye derdini yanamadığım, sadece kötü bir rüya olmasından başka bir şey dilemezdim. Bu da onlar gibi bir gündü işte.

Ne birine anlatabilirdim bu halde olduğumu ne de bu yaşananları geriye alabilirdim. Hiçbir şey yapamazdım, hiç bir şey gelmezdi elimden, yalnızca böyle yorganımın altına büzüşür, gözlerim kaybolana kadar da ağlardım.

Ben de öyle yapmıştım, saatler sonra güneş doğarken ben hala Yoongi hyungun stüdyosunda olanları düşünerek hıçkırıklara boğulmaktan öteye gidemiyordum.

Yoongi hyung ilk başta benim gitmeme müsaade etmemişti. Bir şey yokmuş gibi davranıyor olsak da ona göre konuşmamız gereken bir şeyler, yanıtlanması gereken sorularımız vardı. Haksız da diyemezdim ki ona, sevişmemizin hemen ertesinde aramızdakilerin saçma sapan bir noktaya gitmemesi için o gecenin bir daha tekrar etmemesi gerektiğini söyleyen bendim. Eğer devam edersek aramızdaki bütün o özel bağ saçma sapan bir yatak arkadaşlığına evrilecekti ki Yoongi hyung benim için bundan çok daha değerliydi. Daha da önemlisi kendi değerimin de onda bundan çok daha fazla olduğunu biliyordum ve bunun değişmesini hiç mi hiç istemiyordum.

fanarts|yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin