Park Jimin Twitter'da gezerken yoonmin fanartları ile tanıştığında onların bağımlısı olacağını düşünmemişti. Biricik hyungu Min Yoongi'nin de ona bu bağımlılığında yardımcı olacağını düşünmediği gibi.
idol yoonmin 🌸 iki bin yirmi iki mayısı
Şöyle bir şey yapalım diyorum. Siz bu bölümü +50 oy falan yapın, yorumlarla da biraz neşelenelim, ben de yeni bölümü o coşkuyla hızlı hızlı yazayım. Öptüm herkesi, umarım keyifle okursunuuuz
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İşin aslı bütün gece yaptığımız onca şeye rağmen pek öpüşebildiğimiz söylenemezdi ve biz de bunun acısını çıkarırcasına beraber duşa girdiğimizde birbirimizin dudaklarına saldırmaktan başka bir şey yapamamıştık.
Dakikalar boyunca tepemizden ılık su yağarken soluksuz öpüşmüştük. Yoongi hyungun güzelim elleri kalçalarımı kavramıştı ve ben de bacaklarımı onun belinin etrafında çaprazlamıştım. Kollarım da boynuna dolalıydı ve ciğerlerim de bir yudum nefes için cayır cayır yanmaya başlamıştı. Sırtımı duvara yaslamıştı Yoongi hyung, onun nefesini kontrol edebildiği kadar benim edebilmem mümkün olmadığından alt dudağımı onun dudaklarının arasından zorlukla çektikten sonra başımı geriye atarak nefeslenmeye çalışmıştım. Hyung da gözlerini gözlerime dikerken kalçamdan bir elini çekmiş ve saçlarımı geriye doğru taramıştı, ben de ona aynı şeyi yapmaktan çekinmemiştim.
"Hyung," diye sızlanmıştım soluk soluğa, "ciğerlerim patlayacak." Yoongi hyung parmaklarını saçlarımdan ayırıp çenemin altına indirmiş ve havaya kaldırmıştı. Onun tadının hala orada olduğunu bilerek dudaklarımı iştahla yalamıştım. Sonra da Yoongi hyungun gülüşüne aldırmadan dudaklarımı onunla birleştirmiştim.
Her ne kadar nefessizlikten şikayet ediyorsam edeyim Yoongi hyungun bir kez daha dudaklarının arasında dudaklarımı çiğnemesine, emmesine müsaade etmiştim. Kasıklarımı ona sürtmeye devam etmiş ve bu kez öpüşümüzü bölen Yoongi hyung olana kadar durmamıştım.
"Biraz evvel neredeyse bayılıyordun ve hala daha seni sikmemi mi istiyorsun?" demişti gülerek. Onu başımla onaylayarak kıkırdamıştım ben de gülerek ve Yoongi hyung beni tekrar öperek gülüşümü yarıda kesmişti.
Yoongi hyung yine de isteğimi yerine getirmekten çekinmemiş, onun için hali hazır bulunmamın rahatlığıyla içime girmiş ve üzerimizden ılık sular süzülürken bir kez daha sevişmiştik.
Sevişmek iyiydi hoştu ama benim sahiden de ayakta duracak gücüm kalmamıştı. Gün içinde zaten yeterince yorulduğumuz yetmezmiş gibi Yoongi hyungla bütün gece sevişmiştik -ki buna sikişmek demek daha doğru olurdu- ve ben artık iflas etmiştim. Odaya tam olarak nasıl döndüğümden pek emin değildim fakat Yoongi hyungun kucağından yatağa bırakıldığıma dair bölük pörçük anılarım ve bazı düşündüklerim aklımdaydı. Örneğin tertemiz çarşaflarla buluştuğumuz zaman bunları kimin değiştirdiğini merak etmiştim. Eğer görevliler biz seviştikten hemen sonra odamıza girdilerse bütün pisliğimizle beraber bütün gecenin seks ve ter kokusunu da fark etmiş olmalılardı. Hakkımızda ne düşündüklerini merak etmeden duramamıştım, acaba dünyada her şeye sahip olup hiçbir şeyle yetinmediğimiz için birbirini siken grup arkadaşları olduğumuzu mu düşünüyorlardı? Ya da belki de sadece ben uyuklarken Yoongi hyung çarşafları değiştirip pencereyi açmıştı.
