Park Jimin Twitter'da gezerken yoonmin fanartları ile tanıştığında onların bağımlısı olacağını düşünmemişti. Biricik hyungu Min Yoongi'nin de ona bu bağımlılığında yardımcı olacağını düşünmediği gibi.
idol yoonmin 🌸 iki bin yirmi iki mayısı
Normal koşullarda final bölümünü bölmek gibi bir planım yoktu ama bazılarınızla twitterda konuştuğumuz gibi yazılması planda olmadığı halde ekleyeceğim sahneler sebebiyle kendisini bölmeye karar verdim. Hali hazırda zaten yeterince uzun olunca bir de iyice uzuyor baktım, en iyisi bölmek kendisini.
Bolca yorum görmek istiyorum bu bölümde, lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz. Diğer partta görüşmek üzere, öptüm herkesi koskocaman.
Keyifli okumalar...
&&&
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uyandığında Yoongi'nin ilk düşündüğü şey önceki gecenin gerçekten yaşanıp yaşanmadığı olmuştu elbette. Gözlerini aralamaya korkmuş, hatırladıklarının bir rüyanın zihninde bıraktığı kırıntılar olmasına karşın yeniden uykuya dalmayı bile dilemişti.
Rüya değildi.
Artık aklını yitirmenin eşiğinde, reddedilmeyi, onun tarafından istenmediğini duymayı göze alarak koşa koşa gittiği Jimin'de hayal etmeye bile cesaret edemeyeceği bir şeyle gerçekten de karşılaşmıştı. Buna inanmak gerçekten de güçtü onun için, bu yüzden yüzü Jimin'in boynuna gömülü, salonundaki kanepesinde sarmaş dolaş uyanmasına rağmen onu kimse kınayamazdı.
Yoongi bu güne, bu sabaha uyanmaya inanma cürretini gösteremişti çok uzun süre.
Daha gözlerini bile açmadan birkaç kez daha Jimin'in boynundan derin nefesler çekti ciğerlerine. Keşke uyuyakalmasalardı da bütün gece böyle onun kokusunu içine çekmeye, tenine tüy hafifliğinde öpücükler kondurmaya devam etseydi. Fakat yine de, ömrünün belki de en huzurlu uykusunu çekmiş, uyandıktan ve yaşadıklarının bir rüya değil de gerçek olduğunu fark ettikten sonra göğsü neşeyle dolmuştu.
Usul usul gözlerini araladığında aydınlığa alışması biraz zaman almıştı Yoongi'nin, birkaç kez gözlerini kırpmasıyla Jimin'in de uykusundan uyanmasına sebep olmuştu. Eh, Jimin için de işlerin farklı olduğunu söylemek pek mümkün değildi. Yine de uyanmak Jimin için Yoongi'den daha zor olmuştu. Neyseki hyungu onu güzelce uyandırmak için oradaydı.
Fakat Yoongi onun biraz daha uyumasına izin verecekti. Önceki gün Jimin'in düşüp kaldığını da unutmuş değildi, ona her zamankinden daha iyi bakması gerektiğinin gayet tabi farkındaydı. Onun yanı başından ayrılma cesareti bulabildiğinde ya da telefonunu bir yerlerde bulabilirse önce ona yiyecek bir şeyler sipariş edecek ve yemek gelene kadar onu öpüp kokarak uyandıracaktı. Ya da biraz olsun erkeklik gösterip kalkacak, mutfağa girip bulabildiği pek az şeyle ona bir şeyler hazırlayacaktı.
