Geçen uzun ve eğlenceli yolculuktan sonra Jiminin ailesinin evine gelmiş, özlemlerini giderip kurulan sofraya oturarak aç karınlarını doyurmaya başladılar.
"Oğlum Jungkook sana iyi bakıyor mu?" Jiminin babası ne zaman buraya gelseler sürekli sorardı bu soruyu. Elbette kendiside biliyordu Jungkookun oğluna çok iyi baktığını fakat bir süreden sonra sormak hoşuna gitmeye başlamıştı.
"Arada şiddet uygulasada genelde iyi bakıyor babacım." Jungkookun şaşırmış bir şekilde bir eşine birde babasına bakıyordu.
"Ne demek şiddet uyguluyor?" Bay Park yalancı bir sinirle kaslarını çatıp iri bedene dikti gözlerini.
"H-hayır efendim ne şiddeti. Ben onu gözümden bile sakınıyorum." Bakışlarını Jimine çevirdi "Öyle değil mi Jimin?"
Jimin ve bay Park dayanamayıp kahkaha artıklarında Jungkook ikiliye göz devirmişti.
"Hyung yüz şeklin çok komikti." Jiminin erkek kardeşi Jihyun konuşunca Jungkook yerinden kalkarak onun yanına doğru yürüdü.
"Göstericem ben sana komik şekli." Jiminin anne ve babası ona her zaman kendi oğullarıymış gibi davrandıkları için rahattı.
"Hayır hyung demedim ben öyle birşey." Jihyun yanına ilerleyen bedeni görünce sandalyesinden kalkıp ondan uzaklaşmaya çalışmıştı.
Jimin kardeşinin çaresizliğine kahkaha atarken Jungkook çoktan Jihyunu yakalayıp gıdıklamaya başlamıştı.
"H-hyung dur l-lütfen. Ö-özür dilerim." Gülmekten konuşamayan Jihyunu bırakıp saçlarını karıştırmıştı. Bu Jihyunun en sevmediği şey olduğu için Jungkookun üzerine atlayıp onunla bir ısırma savaşına girmişti.
"Anne nefes al gülmekten ölüceksin." Bayan Park kahkaha atarken gözünden gelen yaşı sildi.
"Onların bu hallerini çok seviyorum ne yapayım." Jiminde gülümseyerek yerdeki ikiliye bakmıştı.
"Tüm enerjinizi birbirinizi ısırmak için tüketmeyin daha benimle güreşeceksiniz." Bay Park kaslarını göstererek konuştuğunda herkes kahkaha atmıştı.
"Babacım olmayan kasların çok güzeller." Jihyun üzerinden zorla attığı bedenden kurtularak geri yerine gelip oturmuştu.
"Yemekler bitsin göstericem ben size olmayan kası." Bay Park kaşlarını çatarak yemeğine devam ederken Jungkookta üzerini düzeltip Jiminin yanındaki yerini almıştı.
"Bunun için sabırsızlanıyorum babacım." Jungkooktan cevap gecikmezken Jimin eşine bakıp gülümseyerek elini masanın altındaki iri bedenin ellerine kenetleyip yemeğine devam etti.
-
Yemekler yenmiş, bulaşıklar toplanmış, üçlünün güreşi sona ermişti.
Bay Park yerde nefes nefese yatıyor, geriye kalan dört kişi kahkaha atmaktan ağlayacak kıvama gelmişlerdi.
"Babacım olmayan k-kaslarını bize gösterdiğin için teşekkür ederiz." Jihyun kahkahaları arasında konuştuğunda Bay Park eliyle yanında ayakta dikilen bedenin arkasından diz kapağına vurup düşmesini sağlamıştı.
"Sen önce ayakta durmayı öğren sonra teşekkür edersin." Bay Park yerden kalkarak gülen bedenlere göz devirip tekli koltuğa oturdu.
"Ben kahveleri getiriyim." Jimin oturduğu yerden kalkarak mutfağa ilerlemiş kahve makinasını çıkarıp gerekli şeyleri koyarak düğmesine basmış ve tezgaha yaslanarak kahvelerin olmasını beklemişti.
Çok geçmeden mutfak kapısından giren iri bedenin boynuna sarılarak dudaklarına yapışmıştı.
Emdiği üst dudağı ısırarak eşinin inlemesini sağlayıp gülümseyerek geri çekilmişti.
"Sevgilim şimdiden anlaşalım yarın annengile gittiğimizde annene kızmak yok anlaştık mı?" Jungkook kaslarını çatarak eşinin söylediği saçma şeyi düşünüyordu.
"Saçmalama Jimin kimsenin seni üzmesine izin veremem." Jimin eşinin boynundaki ellerini sıkılaştırarak iyice yüz yüze gelmelerini sağladı.
"Ben üzülmüyorum ki zaten." Jungkook ciddimisin der gibi bakıp oda eşinin belindeki ellerini sıkılaştırdı.
"Söylenenleri düşünüp düşünüp gözleri dolan benim zaten demi?" Jimin derin bir nefes vererek eşinin kollarından kurtulup olan kahveyi bardaklara koymaya başladı.
"Tamam ne istersen onu yap o halde. Ama ağır laflar yok." Jungkook başını aşağı yukarı sallayarak eşini onaylamış tezgahın üzerinde duran tatlı tabaklarını alıp salona ilerlemişti.
Jiminde gelip kahveleri dağıtarak herkesin tekrardan koyu bir sohbete dalmasına sebep olmuştu.
-
Kahveler içilip sohbetler bittiğinde saat gece yarısına geliyordu.
"Hadi bakalım çocuklar odanızı hazırladım güzel bir uyku sizi bekliyor." Bayan Park herkesin kalkmasına sebep olmuş ve herkesi odalarına göndermişti.
Pijamalarını giyen ikili yatağa yatıp birbirlerine sarılarak gözlerini kapattılar.
"Jungkook." Jimin sızlanır gibi konuştuğunda iri beden gözlerini açıp kısaca 'hm' diyerek eşinin tekrar konuşmasını beklemişti.
"Ben iyi geceler öpücüğümü almadım ~" yaptığı aegyo Jungkooku güldürürken yaklaşıp eşinin dudaklarına kısa bir öpücük bırakıp tekrar göğsüne çekti küçüğünü.
"İyi geceler güzelim." Jimin şuan çok huzurluydu. Tek umudu bu huzurunun yarın bozulmamasıydı.
"İyi geceler sevgilim."
-
Bir günde iki bölüm 🤭