"Kook, hyung etimi yedi." Jimin başını sakladığı omuzdan kaldırarak dolu gözleriyle eşinin gözlerinin içine bakıyordu.
"Sorun değil bebeğim evde ben sana daha güzelini yaparım." İri beden kucağındaki eşinin yüzüne gelen saçlarını geriye doğru atarken konuştuğunda Jimin gözlerini kocaman açmıştı.
"Gerçekten mi?" Jungkook minik bedenin parıldayan gözlerine bakarken gülümsemesine engel olamamıştı.
"Gerçekten tabiki güzelim." Jimin eşinden aldığı et sözüyle mutlu olmuş bir şekilde dudaklarını büyüğünün dudaklarına değdirdi.
Dudaklarının üzerine konan dolgun dudaklar Jungkooku gülümsetirken, ince kiraz rengi dudaklarını oynatmaya başladı.
Yavaş yavaş birbirlerine sevgilerini hissettirmek ister gibi öpüşürken içeriye giren Taehyung bağırarak gözlerini kapatmıştı.
"En sevdiğim koltuğumun üzerinde napıyorsunuz siz?" Jimin arkadaşının onları görmesini asla umursamazdı fakat bu sefer farklı bir davranış sergileyerek başını eşinin boynuna sakladı.
"Bu zamana kadar yanımızda sevişmediğiniz kaldı şimdi mi utanıyorsun minik Jiminie?" Yoongi eşinin sesiyle salona gelmiş ve eşi gibi oda ikiliyi öpüşürken görmüştü.
"Kim bilir bu koltuk daha önce neleri görmüştü. O yüzden kapa çeneni Taehyung." Jungkookun dediklerinden sonra Taehyung omuz silkerek ikilinin karşısındaki koltuğa yerleşti.
"Belki sizi görmeye hazır değil benim güzel koltuğum." Taehyung eşine el kol hareketleri yaparak yanına çağırmış ve dudaklarına küçük öpücük kondurmuştu.
İri beden başını sağa sola sallayarak gözlerini karşısındaki ikiliden çekti. Boynundan gelen düzenli nefes sesleriyle eşinin şimdiden uyumasına çok şaşırmıştı.
"Jimin uyumuş." Taehyung iri bedenin dediği şeyle ona bakmış ve gözlerini büyültmüştü.
"Her gün gecenin bilmem kaçında yatan Jimin mi uyumuş?"
"Utancından uyuyakalmıştır." Jungkook ikilinin dediklerine gözlerini devirmiş ve kucağındaki bedenle beraber ayağa kalkmıştı.
"Biz gidiyoruz. Kalkmanıza hiç gerek yok."
"Kalkacağımızı kim söyledi velet." Jungkook bir kere daha hyunguna gözlerini devirip evden çıktı.
-
Jungkook eve getirdiği küçüğünü yavaşça yatağa bırakmıştı fakat eşi onun tişörtünü bir türlü bırakmıyordu.
"Jeon gitme~" Küçüğünün yaptığı aegyo iri bedeni güldürürken, uykusunda bu kadar güzel ve tatlı olan eşi Jungkookun bir kez daha şükür etmesine neden olmuştu.
"Burdayım bebeğim üzerimizi değiştirmeme izin ver." Jimin başını sallayarak diğer tarafa doğru dönüp uykusuna devam etmişti.
Jungkook eşininin bugün hyungunun yaptığı şeyden dolayı ağlamasına hala anlam veremiyordu.
Bunları düşünmeyi bırakıp üzerine pijamalarını geçirmiş ve küçüğünün pijamalarını giydirmek için yatağa doğru ilerledi.
"Kook o kadınla beraber olmayacaksın değil mi?" Minik bedenin uykusunda söylediği şeylerle Jungkook olduğu yerde donmuştu.
Küçüğünün bu konuyu bu kadar taktığını düşünmemişti. Çünkü eşi asla birşey belli etmiyordu.
Başını yatakta yatan eşinin yüzüne çevirdiğinde ağladığını görmüştü. İçi paramparça olurken küçüğünün saçlarını okşamaya başladı.
"Güzelim uyan hadi." Birden sıçrayarak kalkan minik bedene sımsıkı sarıldı Jungkook.
"İyi misin sevgilim?" Jimin başını olumsuz anlamda sallayarak ona sarılan bedenden biraz uzaklaştı.
"Kook ben bugün birşey yaptım." Jungkook kaşlarını çatmış eşinin sözüne devam etmesini bekliyordu.
"Anneni aradım ve içimden ne geliyorsa söyledim." Uykulu çıkan sesi yüzünden Jungkook dediklerini sonradan anlayabilmişti.
"İçinden ne geliyorsa mı?"
"Üzgünüm. Geçen gün kapıya biriyle gelince ben çok sinirlendim. Aslında sinirden ziyade her duyguyu aynı anda yaşamış gibiydim. O gün birşey söyleyemedim sen çok kötüydün. Bende dayanamadım bugün aradım.
Gerçekten ö-özür dilerim. Sonuçta o senin annen ve ben saygısızca konuşmayı asla istemezdim. İstersen ondan da özür di-" Küçüğünün sözünün bitmesini beklemeden ince dudaklarını dolgun dudaklara bastırdı.
Bu bir nevi eşini susturma yöntemiydi. Eğer konuşmaya devam ederse bir çok kez özür dileyecekti ve yaptığı doğru şeyden dolayı özür dilemesini istemiyordu Jungkook.
Yavaşça dudaklarını dolgun dudaklarda uzaklaştırdı iri beden.
"Sen doğru olanı yapmışsın bebeğim. Bunun için lütfen kimseden özür dileme. Biliyorum karşımızda ki kişi benim annem fakat yaptıkları şeyler bir annenin yapacağı şeyler değil.
En azından sevmiyorsa bile oğlu için saygı duymalı öyle değil mi?" Jimin eşinin dediklerine omuz silktiğinde iri beden küçüğünün yanağından makas aldı.
" Artık kötü şeyleri düşünmek yok. Ben sadece seni seviyorum. Senden asla vazgeçmeyi düşünmüyorum. Sen benimsin ve sonsuza kadar öyle kalacaksın." Minik beden Jungkooka gülümseyerek boynuna sıkı sıkı sarmıştı kollarını.
"Hadi bakalım benim güzel bebeğim yatma vakti." Jimin başını sallayarak eşinin ona uzattığı pijamalarını giyip tekrardan yatağa girdi.
Çok geçmeden Jungkookta yanına gelince minik beden hemen başını eşinin göğsüne yaslamış ve küçük bir öpücük bırakmıştı.
"Seni çok seviyorum."
"Bende seni çok seviyorum güzelim."
-